BIST 10.031
DOLAR 35,23
EURO 36,77
ALTIN 2.975,70
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan Kılıçdaroğlu'ndan şikayetçi oldu

Başbakan Erdoğan, CHP lideri Kılıçdaroğlu için mahkemeye başvurdu, 200 bin liralık tazminat istedi.

Abone ol
Başbakan Erdoğan'dan CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na 200 bin liralık dava! Erdoğan, kendisi ve ailesine yönelik sosyal medya üzerinden yayınlanan kasetler üzerinden iftirada bulunduğu gerekçesiyle Kılıçdaroğlu'ndan şikayetçi oldu.

Erdoğan'ın avukatları Ali Özkaya, Muammer Cemaloğlu ve Burhanettin  Sevencan'ın açtığı davanın dilekçesinde, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de  Anayasa'daki "haberleşme hürriyeti ve özel hayatın gizliliği" kurallarını ihlal  eden, "telekulak/kocakulak, montaj, şantaj ve tehdit çeteleri" türediği  belirtildi. 
 
"Bu çetelerin, suç teşkil eden yöntemlerle kişilerin haberleşmesini ve  özel hayatını dinlediği, kayda aldığı, sosyal medya aracılığıyla servis ettikleri  kasetlerle siyaset, ticaret ve bürokrasiyi dizayn etmeye çalıştığı" kaydedilen  dilekçede, şunlara yer verildi: 
 
"Toplumun önde gelen tüm insanları, hukukun içinde veya dışında bir  şekilde dinlenmekte, takip altına alınmakta ve insanların özelleri tespit edilip,  buna göre kasetler oluşturularak, zamanı ve zemini gelince piyasaya sürülerek,  sonuç alınmak istenmektedir. 2011 genel seçimleri öncesinde hızlanan bu süreçte,  önce CHP eski Genel Başkanı Deniz Baykal'a karşı çirkin bir tuzak kurulmuş, suç  teşkil eden yöntemlerle elde edilen görüntüler internete verilerek, istifa etmesi  sağlanmıştır. Bu komplonun akabinde de davalı Kemal Kılıçdaroğlu CHP Genel  Başkanı olmuştur. Aynı yöntem MHP'nin milletvekili adayları için de uygulanmış ve  9 MHP adayı kesinleşmiş listelerden istifa etmek zorunda bırakılmıştır.
 
17 ARALIK VE 25 ARALIK'TA
 
"Bu çetenin önemli bir kısmının kamu görevlisi olma ihtimalinin yüksek  olduğunun ortaya çıkan bilgilerle görüldüğü" bildirilen dilekçede, "17 ve 25  Aralık 2013'te, yasalar ile UYAP sisteminde birçok ihlal yapılarak, birbiriyle  ilgisiz yıllarca biriktirilmiş soruşturma dosyaları bir araya getirilerek,  yolsuzluk ve rüşvetle ilgili soruşturma iddiası altında operasyonlar  başlatıldığı" belirtildi. 
 
'TWITTER HESABI AÇILDI VE..'
 
"Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini yıkma ve yargı yoluyla darbe yapma  amaçlı bu girişim sonrası, medyaya birçok görüntü ve bilgi servis edildiği"  anlatılan dilekçede, "24 Şubat 2014'te, Türkiye'nin montaj ve şantaj çetelerinin,  yeni bir operasyonuyla karşı karşıya kaldığı" kaydedildi. 
 
 Bu çete tarafından bu tarihte sahte Twitter hesabı açıldığı, bu  hesaptan Başbakan Erdoğan ile ilgili ses kasetlerinin yükleneceğinin açıklandığı  aktarılan dilekçede, bu adresten, bahse konu montaj ses kaydının yayınlandığı  Youtube adresinin paylaşıldığı ifade edildi. 
 
O İSİMLER TWITTER'DAN PAYLAŞTI 
 
Daha sonra Radikal gazetesi muhabiri İsmail Saymaz, eski polis ve  Taraf gazetesi yazarı emre uslu, Uslu ile geçmişte aynı köşeyi paylaşan ve halen  Malatya Polis Meslek Yüksek Okulunda görevli olan Önder Aytaç'ın da Twitter  hesaplarından bahse konu montaj ses kaydının linkini paylaştıkları ve bazı  yorumlarda bulundukları anlatılan dilekçede, şunlar kaydedildi: 
 
KILIÇDAROĞLU KÜRSÜDEN DİNLETTİ
 
"Fethullah Gülen Grubu olarak bilinen medya, basın-yayın organları,  gazetecileri ve taraftarlarının (haklarında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç  duyurusunda bulunduğumuz, kim olduğu henüz tarafımızdan bilinmeyen, suç teşkil  eden yöntemlerle dinleme yapıp, birden çok konuşmadan kes, kopyala, yapıştır veya  başka yöntemlerle montaj ve şantaj çeteleri tarafından üretilen) bu ses kasetini  internette yayılması sonrasında, yeterli kamuoyu oluştuğunu düşünen davalı Kemal  Kılıçdaroğlu, CHP'nin 25 Şubat 2014'teki grup toplantısında, bu sahte kaseti  kürsüden herkese dinletmiştir. 
 
'KARŞILIKLI PASLAŞTILAR'
 
  26 Şubat 2014'te de Zaman gazetesi söz konusu suç teşkil eden kasetin  dökümlerini davalı Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısına dayanarak, yayımlamıştır.  Yani taraflar, karşılıklı paslaşarak, bu suç teşkil eden montaj kasetleri siyasi  hedefleri doğrultusunda yaymışlar, yayınlamışlardır. Suç teşkil eden kasetlerin  yayınlanmasının başka hiçbir gerekçe olmaksızın kişilik haklarının ihlalini  oluşturacağı aşikardır." 
 
 Dilekçede, Kılıçdaroğlu'nun 25 Şubat'ta CHP'nin Grup Toplantısı, 3  Mart'ta Edirne ve Kırklareli, 4 Mart'ta Tekirdağ, 5 Mart'ta Artvin, 6 Mart'ta  Trabzon, 12 Mart'ta Karabük, 13 Mart'ta Kastamonu ve Zonguldak, 14 Mart'ta  Kocaeli mitinglerinde yaptığı konuşmalardan bazı bölümler aktarıldı ve  Kılıçdaroğlu'nun, bu konuşmalarında, Erdoğan hakkındaki, hakaret içeren  ifadelerine dikkat çekildi. 
 
"Bu montaj ve şantaj çetesinin ürettiği ses kasetlerinin, gerçekliği  ve hukuki karşılığının olmadığı" belirtilen dilekçede, Başbakan Erdoğan'ın oğlu  Bilal Erdoğan hakkında dinleme, fiziki takip ve kayda alma kararının olmadığının  adli makamlarca açıklandığı hatırlatıldı. 
 
Başbakan hakkında ise Anayasal sistem gereği telefon dinlemesi veya  kayda alma kararının olmayacağına işaret edilen dilekçede, "montaj ve şantaj  çetelerinin Anayasa ve CMK'ya aykırı, usulsüz ve suç teşkil eden dinlemelerden  elde ettikleri ses havuzundaki bazı kelimeleri özellikle seçerek, bir araya  getirip, algı oluşturmaya çalıştıkları" anlatıldı. 
 
Kılıçdaroğlu'nun anayasal hakları ihlal ederek, montaj bu ses  kayıtlarını siyasi menfaatlerine uygun olduğunu düşünerek yaydığı, bu hukuk  dışılığa ilave suç isnatlarıyla yeni kişilik ihlallerinde bulunduğu kaydedilen  dilekçede, "Davalı (Kılıçdaroğlu), söz ve davranışları ile sürekli toplumu ve  siyaseti germektedir. Çirkin, kaba, onur kırıcı, suç isnadı içeren, iftira atan  ve hakaret edici bir üslupta konuşmayı ilke edinmiştir. Müvekkile karşı (Erdoğan)  sürekli aynı üslupla hitap etmesi nedeniyle taraflar arasında ciddi sayıda dava  oluşmuştur" değerlendirilmesine yer verildi. 
 
Kemal Kılıçdaroğlu'nun, Erdoğan ve ailesi hakkında montaj ve şantaj  çetesinin uydurduğu, kayda alınması, ifşası ve yayılması suç teşkil eden  kasetleri esas alarak, iftira atıp, dava konusu edilen bütün mitinglerde  vatandaşlara bu suç isnadı içeren beyanları dinletmesi ve ifade etmesinin kişilik  haklarının ihlaline neden olduğu belirtilen dilekçede, bu nedenlerle 200 bin lira  manevi tazminat talep edildi.