Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin AB üyeliğinin ''medeniyetler arası buluşma'' açısından da büyük önem taşıdığını söyledi.
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, İtalya ziyaretinden önce Napoli'deki İl Mattino gazetesine konuştu. Erdoğan, gazetenin bugünkü nüshasında ''Türkiye, İslam ile Avrupa arasında bir köprü'' başlığıyla yayımlanan söyleşide, medeniyetler ve dinler arası çatışma tezini doğru bulmadığını belirterek, konuya ilişkin görüşünü şu sözlerle özetledi: ''Kimi çevreler, 11 Eylül'ü 'uygarlıklar ve dinler arası çatışma'nın ön sinyali gibi yorumlamaya çalışıyorlar. Dinler arası çatışmanın kaçınılmaz olmadığını ısrarla vurgulamak gerekiyor. Gerçek çatışma Müslüman, Hıristiyan veya Yahudi olmakla birlikte evrensel değerleri benimseyenler ile karşı cephede yer alanlar arasındadır. Bu bağlamda Türkiye'nin AB üyeliği, Batı ile İslam dünyası arasında bir köprü oluşturma açısından ciddi bir katkı teşkil edecektir. Türkiye'nin üyeliğiyle, AB'ye yönelik 'Hıristiyanlar Birliği' biçimindeki eleştiriler, ırkçılık suçlamaları da son bulacaktır. Benim, bizim üyeliğimizi sürekli biçimde, uygarlıklar buluşması biçiminde takdim etmemin ardındaki temel düşünce de budur.'' Erdoğan, dünyanın hassas bir dönem içinde bulunduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Dünya, halihazırda hassas bir dönemden geçiyor. Maalesef, mevcutçatışma ve düşmanlıkları uygarlıklar ve dinler arası bir çatışma gibi niteleme ve algılama diyebileceğimiz yaygın bir eğilim söz konusu. Gelecek kuşaklar açısından bizim görevimiz ise gerçeği ortaya koyabilmek, uzlaşı kültürünü yaygınlaştırabilmek için gerçek diyalogu, gerçek işbirliğini teşvik etmek olmalıdır.'' -''TÜRKİYE YENİ BİR GÜÇ KATACAK''- Başbakan Erdoğan, ''Türkiye'nin AB üyeliği niçin önemli'' sorusuna karşılık olarak ise ''Bu en azından üç nedenden dolayı'' önemli karşılığını vererek, şöyle konuştu: ''Türkiye, AB üyeliğiyle siyasi ve stratejik varlığını perçinleyerek maslahatlarını korumuş olacaktır. Türkiye, Avrupa'da ikinci dünya savaşı sonrasında ortaya çıkmış ekonomik, siyasi ve askeri tüm kurumlara üye olmuştur. Türkiye, Avrupa'da kabul görmüş demokrasi, çoğulculuk, hukukun üstünlüğü, insan hakları, laiklik, ayrıca düşünce, vicdan ve girişim özgürlüğü de dahil olmak üzere tüm evrensel değerleri benimsemiş bir ülkedir. AB'yle bütünleşmemiz, Türkiye'nin komşu ve diğer ülkeler nezdindeki prestij ve siyasi gücünü de artıracaktır. Türkiye, jeopolitik konumuyla, AB'nin iç ve uluslararası siyasetine yeni bir güç, yeni bir boyut katacaktır.'' AB'ye tam üyeliğin, ''Türkiye'nin ekonomik kalkınmasında temel motor gücü'' işlevi olacağını belirten Erdoğan, bunun Türkiye'deki hukuk sisteminin güçlenmesini de beraberinde getireceğini söyledi. ''AB üyeliği, Türkiye'deki hukuk sistemini de güçlendirecektir'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Cumhuriyetin kuruluşu, dinsel değil laik Avrupa'daki sistemi esas alan bir hukuk sisteminin benimsenmesi, sürekli gelişmekte ve toplumsal yaşamın tüm alanlarını kuşatmakta olan 'topluluk müktesebatının benimsenmesi, bizim modernleşme ve çağdaşlaşma konusundaki çabalarımızın birer parçası konumundadır.''