BIST 9.777
DOLAR 34,16
EURO 38,17
ALTIN 2.920,22
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan İslami liderliğe ne dedi?

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İslam dünyasının lideri olmaya çalışmadığını ve bunun için en küçük bir çaba harcamadığını söyledi.

Abone ol

Erdoğan, İngilizce yayın yapan "Russia Today" televizyonuna verdiği röportajda, Türkiye'nin AB üyeliği ve gündemdeki dış politika konularına ilişkin soruları yanıtladı.

"Göreve geldiğinizden beri siz ve partiniz çok taraflı dış politikayı tercih ettiğiniz ve bunun sonucunda İslam dünyasının liderliğine doğru ilerliyorsunuz. Bu stratejik görevi başarabilecek misiniz" şeklindeki soruya Erdoğan, "Ben İslam dünyasının bir lideri olmaya çalışmadım. Bunun için hiç çaba harcamadım. Bu tip şeyler, biri o veya bu görevi istediği için olmaz. Biz halkımıza en iyi şekilde hizmet etmeye inanıyoruz. Elbette Türkiye olarak diğer ülkelerle eşit ilişkiler kurmak istiyoruz, çünkü dünyada bir eşitsizlik sorunu var" yanıtını verdi.

Çok sayıda ülkenin bu eşitsizlikle mücadele ettiğini ifade eden Erdoğan, "Türkiye'de bizim sorunların üstesinden nasıl geleceğimize dair 100 yıllık bir devlet geleneği var. Türkiye, bu açıdan nasıl katkıda bulunabilir? Öncelikle güçlü olmamız ve ve komşularımızla ilişkilerimizi olumlu bir noktaya getirmemiz gerekiyor. Ondan sonra da bu barış çemberini genişleteceğiz. Bu aynen suya attığınız bir taşın önce küçük, ardından daha büyük dalgalara neden olması gibi bir şey" dedi.

"AB ÜYELİĞİ"

Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Fransa Cumhurbaşkanı Nicholas Sarkozy'nin AB'nin genişlemesine karşı olması ve Müslüman Türkiye'nin Avrupa mimarisinin bir parçası haline gelebilmesi konusunda ne düşündüğünün sorulması üzerine de Erdoğan, "Bazı Avrupalı liderler, AB'nin üyelik kuralları çizgisinde bulunmayan kuralları getirmek istiyor. Bunu da sadece Türkiye için uygulamaya başladılar. Bu adil değil. Ama buna rağmen ümidimizi kaybetmiş değiliz" diye konuştu.

Erdoğan, buna rağmen Türkiye'nin üyelik politikasını sürdüreceğini belirterek, "AB, Türkiye'ye 'Seni istemiyoruz' dediğinde, herkes AB'nin bu dünyada neye hizmet ettiğini görecek. Bizim buna bakmadan söylediğimiz şey, kabul etseniz de, etmeseniz de Türkiye'nin zaten AB içinde olduğudur. AB ülkeleri içinde şu anda yaşayan 5 milyon Türk var. Bizi geride bırakarak sadece kaybedersiniz. Neden? Çünkü Türkiye, Avrupa'ya yeni bir yük olmayacak, aksine AB'nin üzerinde bulunan başkalarının yükünü kaldıracak" ifadesini kullandı.

AB'nin Türkiye'yi istememesi gerekçesine yakından bakıldığında bunun arkasında siyasi gerekçeler bulunduğunun görüleceğini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"AB üyesi olup da Türkiye ile hem özgürlükler, hem de ekonomi alanında rekabet bile edemeyecek ülkeler var. Türkiye'nin (coğrafi büyüklüğünün yanı sıra) nüfusunun da büyük olduğunu görüyorlar. Bu onlar için gerçekten de sürpriz miydi? Türkiye'nin nüfus bilgisini önceden bilmiyorlar mıydı? Hep aynıydı. Bu yüzden böylesi bir yaklaşım samimi değil. Eğer AB bizi kabul etmeme yönünde kalıcı bir karar alırsa o zaman da Türkiye buna göre kararını verecek. Ama yeni AB Başkanlığı ile yaptığımız görüşmelerde yeni bir aşamaya girmek üzereyiz. Bu yeni dönemde değişik atımlar atabiliriz. Bir çok açıdan ilerleme sağlayabileceğimize inanıyorum."

"AFGANİSTAN'A ASKER GÖNDERİLMESİ"

Türkiye'nin Afganistan'daki asker sayısını geçen ay 1700'ün üzerine çıkardığı hatırlatılarak, "bu hareketiyle Türkiye'nin daha fazla asker göndermesi yolundaki talepleri karşılayıp karşılamadığının" sorulması üzerine de Başbakan Erdoğan şunları kaydetti:

"Samimi olarak söylüyorum, Türk Silahlı Kuvvetleri orada yeni ufuklar yarattı. Bununla ne demek istiyorum? Oradaki 700-800 askerimizin yeterli olmadığını söyledik. 1750 askere ulaşmak için bin asker daha göndermemiz gerekiyordu ve bu sayede bölgede hizmet vermeyi sürdürebileceğiz. Bu kararı aldığımızda asker sayısının artırılması için bir talep yoktu. Türk Ordusu, asker sayısını artırma kararını kendisi aldı. Oradaki görevimiz sırasında bazı sonuçlar elde ettik ve bu başarıyı da devam ettirmek istiyoruz. Bu defa altyapının inşasına yardımcı olarak bu hizmetin seviyesini daha da yukarı çekiyoruz."