BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan, ilkelerinden ödün vermedi

Başbakan, Türkiye'nin içinde buluduğu süreçlere değindi. "Uyum Protokolü, Kıbrıs ve AB" Erdoğan'ın gündemindeydi. Erdoğan, eleştirilere yanıt vermeyi de ihmal etmedi.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İktidar Uyum Protokolü'nü imzalamasın'' diye öneride bulunanlar olduğunu belirterek ''Kusura bakmasınlar bizim bu tür telkinlere ihtiyacımız yok. Biz, bu işin müzakeresini de istişaresini de en geniş anlamda yapıyoruz'' dedi. Başbakan Erdoğan, Ak Parti Ankara İl Başkanlığı Siyaset Akademisi'nin 3. döneminin kapanışındaki konuşmasında, ''Milletle iktidara geldiklerini ve milletin de kendileriyle iktidar olduğunu'' söyledi. Göreve geldikleri zaman yüzde 70 olan nominal faiz oranının şu anda yüzde 16'ya, yüzde 34 olan enflasyonun ise yüzde 8'e indiğini anlatan Erdoğan, 2001 yılında -9.4 olan büyümenin, 2004 yılı sonunda +9,9'a ulaştığına dikkati çekti. Bütün bunların, ''durup dururken olmadığını'' ifade eden Başbakan Erdoğan, başarı için insan ve finans yönetiminde başarıyı sağlamanın esas olduğunu, AK Parti İktidarı'nın da bunu başarıyla yürüttüğünü söyledi. Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: ''(Vekalet, asalet) filan böyle şeyler söylüyorlar. Bunların hepsi yasaldır. Vekaleten atamalar, bizim dönemimizde olmuş şeyler değil. Bunların hepsi vardı, bizimle başlayan şeyler değil. Bu yasalar olduğu sürece, bundan sonra da olacak. Biz burada, ebediyen kalıcı değiliz, bizler de gidiciyiz. Bizden sonra gelenler de aynı şeyi yapacak. Ben, başarılı olmayan birisini, zorla bir yerlerde tutarsam, halkıma, milletime bunun hesabını veremem. Yarın seçim meydanlarında hesabı, ben ve arkadaşlarım vereceğiz. Yanlış atamalar da yapılmış olabilir. Şu anda bizim atayıp da görevden aldığımız yok mu? Var... Bürokrat başarılı olacak ki iktidarımız başarılı olsun. Başarılı olmayan, gösterdiğimiz istikamette gitmeyen bürokratla biz çalışamayız. Kusura bakmasınlar. Bu bir haktır ve siyasi irade bu hakkı kullanır, kimse de bunu siyasallaşma olarak kabul edemez.'' Başbakan Erdoğan, turizm gelirindeki artıştan söz ederken, bu alandaki yeniliklere dikkati çekti. Van'ın Akdamar Adası'ndaki Ermeni Kilisesi'nin Kültür Bakanlığı'nca restore ettirildiğini belirten Erdoğan ''bu, aynı zamanda, sözde Ermeni soykırımı iddialarında bulunanlara da bir cevaptır. Biz, düşüncemize, inancımıza güveniyoruz, dolayısıyla bu özgürlüklerden de korkmuyoruz. Arşivlerimize güveniyoruz. Tarih belgedir, bilgidir. Siz de çıkarın, varsa görelim. O zaman, gerekli olan neyse, bunu yapalım. Ama yapamıyorlar, yaklaşamıyorlar. Biz rahatız'' diye konuştu. Ekonomideki gelişmelerden söz ederken faizin ''zulüm'' olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Geçmişte, faizle anasını ağlattınız milletin, inim inim inlettiniz. Ama, bizim dönemimizde, her geçen gün, bu düşüşe geçti. Faiz bir zulümdür. Bu zulümden, hem halkımızı, hem kendimizi kurtaracağız'' dedi. Vergi toplanması konusunda çok hassas olduklarını, göreve geldikleri zaman toplanan verginin faiz borcunu ödemeye yetmediğini anlatan Erdoğan, şimdi faizi ödediklerini, yatırıma da artık para ayırabilir noktaya geldiklerini kaydetti. Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet konusuna, iktidarları döneminde, önem verdiklerini belirten Başbakan Erdoğan, eğitimde Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmeyen bir performansı yakaladıklarını, sağlıkta ise SSK ve Sağlık Bakanlığı'na bağlı hastanelerin birleştirilmesiyle bir devrimi gerçekleştirdiklerini söyledi. Erdoğan, ''gelirken bir şey söyledim, 'üçüncü yılın sonunda ceplerinizde bir şeyler göreceksiniz' dedim. Üç yılı doldurmadan bize nasıl saldırdıklarını görüyorsunuz. Ama hamdolsun biz üçüncü yılın sonuna varmadan ceplere birşeyleri koymaya başladık'' diye konuştu. AVRUPA BİRLİĞİ Başbakan Erdoğan konuşmasında AB sürecine de değindi. AB ile ilgili sürecin 1959'da başladığını anımsatan Erdoğan ''Biz aslında AB'nin kurucuları arasında sayılabilecek bir ülkeyiz. Ama yanlış politikalar maalesef Türkiye'ye farklı bir yere getirdi'' dedi. Erdoğan şunları söyledi: ''1996'da Türkiye, AB'ye üye olmadan Gümrük Birliği'ne giren ülke oldu. Diğer ülkeler, AB'ye girdikten sonra Gümrük Birliği'ne üye oldular. Bizi ise AB'ye üye olmadan Gümrük Birliği'ne kabul ettiler. Şimdi de farklı şekilde davranıyorlar. Onları da anlamak mümkün değil. Son 10 üye AB'ye üye oldu, ama Gümrük Birliği'ne girebilmeleri için bizim onlara onay vermemiz gerekiyordu. Biz, her zamanki dürüstlüğümüzü, aynı şekilde ortaya koyduk. Şimdi aynı dürüstlüğü muhataplarımızdan da bekliyoruz. Gösterirler mi, Göstermezler mi? Biz Türkiyeyiz, Biz Kopenhag siyasi kriterlerini, insanımızın yaşam standardını yükseltecek diye, uyum yasalarını uygulamaya geçirdik.'' Uygulama sürecinde bir zihniyet değişimi gerçekleştirildiğini, bunun kolay olmadığını anlatan Erdoğan, ''Bu süreci biz, başarıyla atlatacağız. Sonunda ne olacak; 'Efendim yine yapmadılar'... Biz Kopenhag siyasi kriterlerini yerine getirdik mi? Getirdik. Uygulamaya çalışıyor muyuz? Çalışıyoruz. Buna rağmen bize yanlış mı yaptılar, biz bunun adını 'Ankara Siyasi Kriterleri' koyar yolumuza devam ederiz'' diye konuştu. ''TELKİNLERE İHTİYACIMIZ YOK'' ''İktidar uyum protokolünü imzalamasın'' diyenlerin bulunduğun belirten Başbakan Erdoğan ''Kusura bakmasınlar bizim bu tür telkinlere ihtiyacımız yok. Biz bu işin müzakeresini de istişaresini de en geniş anlamda yapıyoruz. Senin doğrun farklı, bizim doğrularımız farklı'' dedi. Dünyanın hiçbir ülkesinde kimsenin kendilerine Kuzey Kıbrıs'la ilgili olumsuz birşey söyleyemediğini kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti: ''Biz, hep Rumlar'ın bir adım önünde olduk. Şu anda biz, onurumuzla yolumuza devam ediyoruz. KKTC, onuruyla gururuyla yoluna devam ediyor. AB sürecinde de biz kararlı bir şekilde yolumuza devam ediyoruz. Konulmuş olan ilkeler neyse, bu ilkelerde atılması gereken adımları atarız. Ama her gün önümüze yeni bir kural koyarlarsa, orda da 'kusura bakmayın' deriz. AB süreci bir medeniyet çizgisidir. Biz, kendi medeniyetimizin değerlerini aynen korumak suretiyle, modernleşme çizgisinde bu yola devam edeceğiz. Biz AB'ye farklı bir medeniyeti taşıyoruz aslında. Biz, hep 'Türkiye'yi buraya almazsanız, bir Hıristiyan kulübü olursunuz' dedik. Papa bir açıklama yaptı, Türkiye'ye nasıl bir rol, nasıl bir yer biçtiğini görüyoruz. Bu bir anlayış. Temenni ederdim ki hiç böyle bir açıklama yapmasın. AB, eğer Türkiye'yi arasına katmazsa, bir Hıristiyan kulübü olarak kalır. Ama Türkiye'yi arasına katarsa, o zaman orada medeniyetler arası bir diyalog, uzlaşma ortamı oluşur. Onun için AB'nin vermesi gereken karar çok önemli. Biz Türkiye olarak, rahatız. Görevimiz neyse, bunu yaparak, yolumuza devam edeceğiz. Şunu unutmayın; AB konusunu, farklı mecralara çekmek isteyenler var. Biz, içe kapalı bir siyaset, bir ekonomi anlayışı düşünmüyoruz. Biz, dünyayla bütünleşme gayreti içindeyiz.'' Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, Siyaset Akademisi'nde eğitim görenlere sertifikalarını verdi. AK Parti Ankara İl Başkanı Nurettin Akman da törendeki konuşmasında, siyasetçi ve siyasetin yara aldığı bir ortamda AK Parti'nin kurulduğunu söyledi. Akman, amaçlarının geleceğin siyasetçilerini hazırlamak olduğunu ifade etti.