BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan ilk meclisi övdü

Erdoğan ilk Meclis'ten aldıkları irade ve ruhla, demokrasinin çağdaş ve evrensel değerlerini savunacaklarını söyledi.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''İlk Meclis'ten aldığımız irade ve ruhla, demokrasinin çağdaş ve evrensel değerlerini savunmaya devam edeceğiz. Bu mukaddes emaneti layıkıyla koruyarak gelecek kuşaklara taşıyacağız'' dedi. TBMM Genel Kurulu, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı nedeniyle özel gündemle toplandı. Başbakan Erdoğan, yaptığı konuşmada, tarihi günlerinden birini yaşayan, milli egemenliğin sembolü Meclis'in açılışının 84. yılının kutlandığını hatırlatarak, bu coşkunun dünya durdukça artarak devam etmesini diledi. Erdoğan, ''Milletimizin hür ve bağımsız şekilde yaşamasını sağlayan, bu soylu çatı altında kendi iradesini en serbest şekilde ortaya koymasına zemin hazırlayan başta büyük Atatürk olmak üzere ilk Meclisin tüm üyelerini saygıyla anıyorum'' dedi. Başbakan Erdoğan, 84 yıl önce, bugün olduğu gibi bir Cuma günü, Büyük Millet Meclisi'ni dualarla açan kahramanların dünyaya insanlık ve demokrasi dersi verdiğini belirterek, şöyle konuştu: ''O kahramanlar ki esaret nedir bilmeyen bu millete zincir vurmaya çalışmanın nasıl boş bir çaba olduğunu bir kez daha tüm dünyaya gösterdiler. Onlar için 'kahramanlar' sıfatını özellikle kullanıyorum. Zira bu sıfatı ilk Meclis'in üyeleri kadar hak eden bir topluluk, tarihte pek az bulunur. 23 Nisan 1920'de şimdiki Ulus semtinde küçük bir binada son derece güç şartlar, yokluklar ve yoksunluklar içinde çalışmaya başlayan bu kahramanlar, gelecek nesle kıymet biçilemeyecek bir hediye vermekle kalmadılar; demokrasinin erdemini de herkese en açık şekilde gösterdiler. Savaşın bizzat içinde bulundular; gerektiğinde cepheye koştular, gerektiğinde değil maaş almak, ceplerindeki son birkaç kuruşu milletin kurtuluş mücadelesine bağışladılar. Yaklaşan düşman toplarının sesini duyduklarında ürpermediler. Verilen mukaddes savaşın milletimizin zaferiyle sonuçlanacağına olan inançlarını asla kaybetmediler. (Hakkıdır, hakka tapan milletimin istiklal) şiarı, temel düsturları oldu. Onların bu inanç ve kararlılığı, milletimize bağımsızlık ve özgürlük getirdi. Milletimizin siyasi geleceğini kendi tercihleri doğrultusunda belirlemesini sağladı. Aynı Meclis daha 1920'nin başında tesis ettiği demokratik düzeni, yaklaşık üç buçuk yıl sonra, 29 Ekim 1923'te Cumhuriyetle taçlandırdı. Cumhuriyetimiz ve demokrasimiz o tarihten bu yana ayrılmaz bir bütün oluşturuyor.'' ''EN ZOR GÜNLERDE BİLE DEMOKRASİ...'' Birinci Meclis'in üyelerinin, kurtuluş mücadelesinden zaferle ayrılmış olmaları nedeniyle yalnızca milli kahraman değil, aynı zamanda ''demokrasi kahramanı'' olduklarına işaret eden Erdoğan, demokrasinin anlamını en iyi onların idrak ettiğini, demokrasinin işlevlerini ve faydalarını bizzat yaşayarak ve yaşatarak gösterdiklerini söyledi. Meclis'te savaşın en zorlu günlerinde dahi demokratik müzakerelerden vazgeçilmediğini kaydeden Erdoğan, savaşı ve ülkenin geleceğini ilgilendiren her kararın uzun uzun tartışılıp, milletin temsilcileri ikna olduktan sonra alındığını ifade etti. Erdoğan, yaşanan olağanüstü şartlar nedeniyle demokratik usullerin rafa kaldırılması fikrini kimsenin aklına getirmediğini, kimsenin temsilcilerinin şahsında vücut bulan millet iradesine aykırı hareket etmeyi düşünmediğini söyledi. Birinci Meclis'in; demokrasinin, hiçbir zaman, hiçbir durum karşısında ve hiçbir yerde lüks olmadığının en açık ispatı olduğunu vurgulayan Erdoğan, demokratik müzakerenin meydana getireceği sinerjinin en zor durumlarda bile doğru kararların, doğru zamanlarda alınmasını sağladığını kaydetti. Evrensel bir yönetim sistemi olarak demokrasinin vazgeçilmezliğinin bugün artık kanıtlanmış bulunduğuna işaret eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: ''Demokrasi bir güven rejimidir. Millete ve milletin tercihlerine güven duyulmasını gerektirir. Millete güvenmeyen, aslında kendisine güvenmiyordur. Kendisi için en doğru olanı, yine milletin kendisi belirlemelidir. Milletin sağduyusuna itimat etmek, demokratik bir idare için zorunludur. Halka tepeden bakmak, halkın görüşlerini, taleplerini, beklentilerini dikkate almadan politika üretmek, günümüz demokrasi anlayışı açısından imkansız hale gelmiştir. Bizler, 84 yıl önce tesis edilen bu milli çatı altında, ilk Meclis'ten aldığımız irade ve ruhla, demokrasinin çağdaş ve evrensel değerlerini savunmaya devam edeceğiz. Bu mukaddes emaneti layıkıyla koruyarak gelecek kuşaklara taşıyacağız. Dünya durdukça o ilk İstiklal Meclisi'nin ruhunu içimizde yaşatacağız.'' ''ÇOCUKLARA KARŞI SORUMLULUĞUMUZ...'' Erdoğan, 23 Nisan'ın anlamının sadece milli egemenlik bilincini tazelemekten ibaret olmadığını, bugün aynı zamanda o bilincin emanet edileceği çocukların bayramının da kutlandığını belirtti. ''Aydınlık yüzlerine bakarak heyecanlandığımız çocuklarımız yarınların güçlü ve müreffeh Türkiye'sini tesis edecek olan en zengin cevherimizdir'' diyen Erdoğan, onlara kara bulutlarını tamamen dağıtmış, gelişme hedefleri için yola koyulmuş, umudun yeniden yeşerdiği bir Türkiye borçlu olduklarına dikkati çekti. Erdoğan, ''Ne iş yapıyor olursak olalım, hangi makamı işgal edersek edelim; çocuklarımıza olan bu borcumuzu aklımızdan asla çıkarmayalım, bu sorumluluğu her zaman hissedelim. Çünkü çocuklarımız, ülkemizin ve medeniyetimizin yarınlarıdır. Onlardan Türkiye'yi çok daha ileri noktalara götürmelerini beklemek için, bu ülkenin sıkıntılarını bir an önce gidermeli, imkanlarımızı geliştirmeliyiz'' diye konuştu. Dünyanın baş döndürücü bir hızla gelişip değiştiği böyle bir zamanda bugün gösterilecek zaaf ve ihmallerin faturasının, Türkiye'nin geleceğine, gelecek kuşaklarına çıkacağını vurgulayan Erdoğan, bu gerçeğin ışığında hareket etmek, gelecek on yılların yıldızı olacak güçlü ve müreffeh Türkiye'nin zeminini şimdiden hazırlamak durumunda olduklarını söyledi. Erdoğan, ''Eğer çocuklarımızın önüne parlak hedefler koyamazsak, biliniz ki yarının sıkıntıları bugününkileri de aratacaktır'' dedi. ''ÇOCUKLARA DA GELECEĞE DE GÜVENİYORUM'' Erdoğan, ülkenin çocuklarına da geleceğine de çok güvendiğini belirterek, konuşmasını şöyle tamamladı: ''Allah'ın izniyle bütün zorluklarımızı tek tek aşarak, ülkemizi en kısa zamanda 84 yıl önce şekillenen milli iradeye yakışan bir gelişme çizgisine taşıyacağız. Çağdaş uygarlık seviyesini yakalamakla yetinmeyecek, bu seviyeyi yakalamak isteyenlerin örnek alacağı bir ülke haline geleceğiz. Ben bu güzel ideale bütün samimiyetimle inanıyorum ve bu güzel bayram gününde bütün çocuklarımızdan da Türkiye'ye ve Türkiye'nin geleceğine inançlarını hiç kaybetmemelerini istiyorum. O inanç ve güven, nesiller boyunca bu ülkenin istiklalinin nasıl en büyük teminatı olmuşsa, hiç şüphe yok ki bundan sonra da olacaktır. Bütün çocukların bayramını kutluyor, hepsini gözlerinden öpüyorum.''