BIST 9.627
DOLAR 35,21
EURO 36,68
ALTIN 2.960,65
HABER /  EKONOMİ

Erdoğan ile Merkez arasındaki savaşın nedeni bu!

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Merkez Bankası arasında şiddetlenen 'faiz indirimi' tartışmasının perde arkasında hükümetin yeni politikası var.

Abone ol

Milliyet gazetesi yazarı Güngör Uras, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Merkez Bankası arasında uzun süredir devam eden 'faiz indirimi' tartışmalarını bugünkü köşesine taşıdı.

Uras'a göre hükümet ekonomi politikasında ciddi bir değişikliğe gitmiş durumda. Bugüne kadar "Düşük kur/yüksek faiz" politikası uygulayan hükümet "düşük faiz/yüksek kur" politikasına geçti. 

Erdoğan'la Merkez Bankası arasında bir süredir devam eden tartışmanın nedeni de bu değişiklik. Güngör Uras'a göre Merkez Bankası'nın salı günü yaptığı faiz indirimi de geç de olsa politika değişikliğine uyum için yapılmış olabilir.

Peki "Düşük faiz/Yüksek kur" politikası ne? Türkiye ekonomisi "Düşük faiz/Yüksek Kur" politikasına uygun mu?

Milliyet yazarı Güngör Uras'ın köşesinden bu sorulara yanıt veren bölümler özetle şöyle:

"Bugüne kadar Merkez Bankası, faizi, döviz fiyatlarında istenmeyen tırmanışı kontrol altına alacak bir silah olarak kullanıyordu. Bu politikanın yan etkisi olarak da enflasyonu aşağıya çekmeye çalışıyordu.
Önceki günkü faiz indiriminden sonra Merkez Bankası tarafından yapılan açıklamada;
1- Enflasyonu aşağıya çekme hedefinden söz edilmiyor.
2- Faiz indirimlerinin devam edeceği işareti veriliyor.

DEĞİŞİKLİĞİN ŞİFRESİ NİHAT ZEYBEKÇİ'DE

Güngör Uras, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi'nin 24 Şubat4ta YASED Genel Kurulu'nda yaptığı açıklamanın politika değişikliğinin şifrelerini verdiğini yazdı ve şöyle devam etti:

REKABETÇİ KUR İSTENİYOR

Bu konuşmasında bakan dedi ki:

"Türkiye'de aşırı değerli TL'yle, faizleri yukarıda tutarak, TL'ye olan talebi yukarı çekerek, yurtdışından gelen parayla ve ithalata dayalı bir kolaycılıkla yola devam etmek sürdürülebilir değildir. Bu durumda 4-5 yılda bir balonumuz olur, o balonu da patlatırız. Onun için reel, gerçekçi, ihracatı destekleyen, gereksiz ithalatı da cazip olmaktan çıkaran bir TE kuruyla, Türkiye'de yatırım yapılabilir ve büyümeyi destekleyen faiz oranlarıyla bir ekonomi ortamı oluşturmamız gerek."

Bakan hükümetin "Ekonomi Bakanı" ... Demek ki hükümetin politikasını açıklıyor. Açıklamadan anlaşılıyor ki hükümet bundan sonra Merkez Bankası'nın faizleri yüksek tutarak, döviz kurunu kontrol altına almasını istemiyor. Yüksek faiz nedeniyle ülkeye gelecek döviz sayesinde cari açığın büyümesini istemiyor. Döviz fiyatının yükseleceği yere kadar yükselmesi, bunun sonucu ithalatın gerilemesi, ihracatın artması bekleniyor.

ENFLASYON YÜKSELECEK

İç talebin yetersizliği nedeniyle büyüyemeyen üretimin, ihracat talebindeki artışa dayalı olarak büyümesi, toplam talep büyümesi sonucu yatırımların ve üretimin artması, yeni ekonomi politikasının temeli olacak. Döviz fiyatlarındaki artışın enflasyonu yukarıya çekmesi kaçınılmaz bir sonuç olacağından da enflasyonu aşağıya çekme arayışı bir süre için erteleniyor.

... Eğer iktidarın ekonomi politikalarında gerçekten böyle bir "radikal değişim" konusunda kararlılığı varsa, bu çok hem de çok önemlidir. Bu tür bir yapılanmanın en önemli yanı, döviz kurunun ihracatçıya getireceği rekabet avantajının kullanılabilmesi için üretim yapısında da radikal değişikliğin kısa sürede gerçekleştirilmesidir.

Basit anlatımıyla, aynı malların fiyatlarını yarıya indirmekle ihracatı ikiye katlamak mümkün olamaz. Çünkü bizim ürettiğimiz ve ihraç ettiğimiz malların talep elastikiyeti o kadar güçlü değil.
İktidarın söylemlerini, Merkez Bankası'mn yaptıklarını değerlendirerek, "neyin ne olduğunu" anlamaya çalışıyoruz.
"Düşük faiz/yüksek kur uygulamasına neden geçiliyor, bu uygulama gerçekten ekonomide "Radikal" bir politika değişikliğini mi işaret ediyor?" Bunları yakında yaşayarak göreceğiz.