25 Aralık'taki operasyon gerçekleşse neler olurdu? 'Tehlikenin farkında mısınız?' diyen Markar Esayan, kabul senaryosunu resmetti.
Abone olİNTERNET HABER - AK Parti ile Cemaat arasındaki savaşta kritik eşik 25 Aralık'taki gerçekleşmeyen operasyondu. O operasyon gerçekleşmiş olsaydı bugün neler olurdu?
Yeni Şafak si yazarı Markar Esayan'a göre eğer bu olmuş olsaydı, "Türkiye'de rejim değişmiş olacaktı."
'Tehlikenin farkında mısınız?" diyen Esayan, Türkiye'nin en aşağılık darbe girişiminin tanığı olduğu öne sürdü. Esayan'a göre halka Erdoğan için ahlaksız bir teklif yapılıyor.
Bu teklif ise 'bir adamı kurban etmek' üzerine.
İşte yazıdan çaprıcı bölümler;
AHLAKSIZ TEKLİF ŞU;
"Farkında mısınız? Türkiye tarihinin en aşağılık darbe döneminin canlı tanıklarıyız. Halka fısıldanan ahlaksız teklif ise şu:
'Erdoğan kırmızı çizgileri geçti. Dünyanın egemenlerinin, reel politik kurallarını çiğnedi, dediklerini yapmadı. Artık onun için çok geç. Doğrunun ne olduğunu hiçbir önemi yok. Dünyanın kuralları değişmez. Kardan olmaksa, bir adamı kurban etmek evladır. Kurtarın kendinizi, bu tarafa geçin.'
Ama gerçek şu ki, bu durum Erdoğan'ın şahsi akıbetinden ziyade, bizimle ilgili tarihi bir karar anı. Bizler, böyle bir krizi hak etmek için bir şey yapmadık. Neden bu kadar şiddetli bir krizin içindeyiz o zaman?
OPERASYONUN HEDEFİYİZ
Büyük bir algı operasyonunun hedefindeyiz. Bizlere Truman Show dünyasına bedava bilet verilmiş gibi; üstelik popcorn ve Alaska Frigo da bilete dahil.
Krizimizin küresel boyuttaki bağlamı şu: 20. Yüzyıl'ın paradigması, kendisini 21. Yüzyıl'da da vitrin düzelterek devam ettirmek istiyor. Cephe savaşlarından bazılarını, Mısır'da olduğu gibi kazanabilirler. Çünkü muarızlarının acemiliği yanında, çok köklü, koordine ve tecrübeliler. 'Daha fazla demokrasi, köktendincilik, yolsuzlukla mücadele' gibi, kimsenin reddedemeyeceği parlak eldivenleri var. Ama o eldivenlerin içinde 'vesayet muştaları' gizli. Bizlere ise, daha fazla demokrasi, temiz toplum, şeffaf devlet arayışlarımızı istismar ettirmeden, vesayet tuzaklarına düşmemek gibi zor bir görev düşüyor.
İyi haber ise şu: 20. Yüzyıl paradigması kazanamayacak. Sorun ne kadar daha ve ne süreyle acı çekeceğimizle ilgili
ERDOĞAN OSMANLI TOKATININ ÖTESİNE GEÇMELİ
Peki, Erdoğan ve hükümet ne yapmalı? Yapılan hatalarla cesurca yüzleşmek, böyle bir dünyada, bu kadar saf olmanın, idealist özgüvenin tek başına yeterli olmadığını öncelikle tesbit etmek şart. Dindarlar bu dünyanın hep kandırılan saf köylü çocukları olmamalıdır. Adalet, Yeşilçam filmlerindeki delikanlı kahramanımızın birkaç Osmanlı tokadı ile sağlayabileceğinden öte bir çaba gerektirir. Dindarlık adaleti savunmayı içerir, ama adaletsizlikle mücadelede aklı, stratejiyi dışlamaz.
Hükümet sadece iyiniyetin ve seçimlerin yeterli olacağını düşünmemeli. İçerideki ve dışarıdaki ittifakları yeniden tahkim etmeli, düzenlemeli.
25 ARALIK DARBESİ BAŞARILI OLSAYDI NE OLURDU?
25 Aralık darbesi başarılı olsaydı, o operasyonda tutuklanan insanların hepsi bir süre sonra aklansa dahi Türkiye'de rejim değişmiş olacaktı.
Tehlikenin farkında mısınız?