2015 genel seçim sonuçları dünya basınında yankı buldu. İngiliz gazeteleri faturayı yine otoriterlikle suçladıkları Erdoğan'a kesti.
Abone olİngiliz gazeteleri Türkiye'deki genel seçim sonuçlarını değerlendiren haberlerinde, seçim sonucunun asıl olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yenilgisi olduğunu yazıyor.
Haberlerde Kürt hareketinin liberal, solcu ve kadınları da yanına çekerek barajı aştığı, ekonomideki durgunluğun da AK Parti'ye oy kaybettiren nedenlerden olduğu vurguları öne çıkıyor.
FT: Kürt yanlısı parti yükselirken, Erdoğan'a ağır seçim darbesi
Financial Times Türkiye'deki seçim sonuçlarını değerlendirirken bu başlığı kullanmış.
Gazete, AKP'nin 13 yıl sonra ilk kez parlamentodaki çoğunluğu kaybettiğini ve bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için şok edici bir darbe olduğunu yazıyor.
Haberde "Tek parti yönetiminin sona ermesi, Erdoğan'ın kendi gücünü artırmak için (gereken) anayasa değişikliği yapabilecek çoğunluğu elde etme kampanyasının sonunu da getiriyor" deniyor.
Financial Times, AKP'nin 2011'deki genel seçimde %50 olan oy oranının %41'e düştüğüne de ayrıca dikkat çekiyor.
HDP'nin barajı "delip geçtiğini" yazan gazete, bunda "otoriter olduğunu iddia ettikleri Erdoğan yönetiminden hoşnutsuz olan liberal ve laik seçmenin HDP'ye oy vermesinin" de etkisi olduğunu belirtiyor.
Gazetenin görüşünü aldığı Avrupa Birliği'nin eski Türkiye Büyükelçisi Marc Pierini, "Kampanyanın çok şiddetli ve gergin geçtiği göz önünde bulundurulursa, bu sonuç olağanüstü" ifadesini kullanıyor.
Kadir Has Üniversitesi'nden Soli Özel de "Birinin bunun bedelini ödemesi gerek, sanırım bu kişi de Başbakan Ahmet Davutoğlu olacak, ama gerçek kaybeden şüphesiz Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır" diyor.
Haberde AKP'nin, önceki seçimlerde kaçınmayı başardığı bazı sorunların, bu kez kampanya boyunca partiyi takip ettiği belirtiliyor. "Yavaşlayan ekonomi, net bir mesajın yokluğu ve Erdoğan ile Davutoğlu arasındaki garip iş bölümü", bu sorunlar arasında gösteriliyor.
Gazete Erdoğan ve Davutoğlu'nun, muhalefeti kendilerine karşı kurulan uluslararası bir komplonun parçası olmakla suçladığı; Erdoğan'ın uluslararası medyaya- özellikle Yahudi sermayesi olmakla suçladığı New York Times'a- ateş püskürdüğü hatırlatılıyor.
Bazı AKP'lilerin "azınlık hükümeti kurup ülkeyi erken seçime götürmekten" bahsettiğini yazan gazete, seçim sonuçlarının ardından Türk Lirasının dolar karşısında %3 değer kaybettiğini, doların 2.75 liraya yükseldiğini yazıyor.
"Türkler Erdoğan'ın aşırı hırsına hayır dedi"
Financial Times'ın internet sayfasında da Türkiye'deki seçimle ilgili David Gardner imzalı bir makale yer alıyor.
"İNATÇI SULTAN OLMAYA ÖZENEN AŞIRI GURUR VE PARANOYA"
"Cumhurbaşkanının can düşmanı liberalleri, solcuları ve kadınları da cezbeden Kürt yanlısı ittifaktı" ifadesiyle başlayan yazı şöyle devam ediyor:
"Erdoğan'ın hep en az iki farklı yüzü oldu. Bunlardan biri çok yetenekli, zaman zaman reformcu, üst üste 10 yarış kazanmış bir siyasetçi... Diğeri ise inatçı- sultan olmaya özenen, aşırı gurur ve paranoyanın takip ettiği, Türklere atalarından yadigar mülkmüş gibi davranan yüzü..."
Erdoğan'ın "anayasal yasağı görmezden gelerek", seçim kampanyası süresince mitingler düzenlediğini de hatırlatan Gardner, "Hala rakiplerinin çok önünde olsa da, etrafındaki hale dağılıyor. Türkler onun aşırı kişisel hırslarına hayır dedi" ifadesini kullanıyor.
Gardner, Erdoğan'ın aurasına bu darbeyi indirenin ne CHP, ne de MHP olduğunu; liberalleri, solcu ve kadınları da kendisine çeken HDP olduğunu yazıyor.
Bu durumun bir açıdan paradoks oluşturduğunu belirten Gardner, bu durumu şöyle açıklıyor: "Erdoğan, Türklerle Kürtler arasındaki düşmanlığı bitirmek için en çok çalışan liderdi. [...] Ama Erdoğan geçen sonbaharda, Suriye'deki Kürtleri IŞİD ile bir tuttu. Sonunda Kobani kurtuldu, Kürt hareketinin uluslararası kredisi arttı ve Erdoğan'ın Kürtler arasındaki kredisi buharlaştı".
Yazıda AKP'nin hegemonyasını ufak ufak zayıflatan başka nedenler olduğuna da dikkat çekiliyor ve durgunluk yaşayan ekonominin bu nedenlerden biri olduğu vurgulanıyor.
'Ekonomi çok iyi giderken, hemen hemen kimsenin liderlerin davranışlarını sorgulamadığını' belirten Gardner, Erdoğan'ın yakın çevresine de uzanan yolsuzluk iddialarının bile, onun 2014'teki cumhurbaşkanlığı seçimini kazanmasını engellemediğini ifade ediyor.
"Ama şimdi ekonomi durgunluk yaşıyor, kişi başına düşen milli gelir 2007'den bu yana artmadı, yatırımlar ilerlemiyor ve lira dolar karşısında tarihinin en düşük seviyesinde... Bu hal içinde, Erdoğan'ın dengesiz davranışları, kendi çevresi içinde bile sorgulanır hale geldi."
Yazıda ayrıca Erdoğan hükümetlerinin Türkiye'yi, "Suriye'ye açılan bir cihatçı boru hattı"na dönüştürdüğü, Suriye ve Irak'tan gelebilecek cihatçı tehditleri kolaylaştırdığı iddia ediliyor.
"Bundan sonra ne olacak?" diye soran Gardner, Türkiye'de kurulması muhtemel hükümete dair öngörülerini de yazıyor:
"Bu kadar kutuplaşmış bir ortamda, bir azınlık hükümetinin uzun süre hayatta kalabilmesi beklenemez... Davutoğlu MHP ile koalisyon kurmayı deneyebilir, ama bu Kürtleri uzaklaştırır. [...] CHP de Türkiye'nin son derece ihtiyaç duyduğu muhalefeti yapacak kadar olgunlaşmadı. Erdoğan yetkisini erken seçim çağrısı yapmak için kullanabilir."
Gardner'ın ihtimal verdiği olasılıklardan biri ise eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün, kurucuları arasında olduğu AKP'de yeniden varlığını gösterebileceği...
Gül'ün Erdoğan'ın karşısına yeni rakip olarak çıkabileceğinin ima edildiği yazı şöyle sonlanıyor: "Başkanlık sistemine karşı çıkan ve Nisan'da kutuplaştırmaya son verilmesi çağrısı yapan Gül'ün AKP içinde şu ana kadar hayal kırıklığına uğrattığı bir taraftar kitlesi var. Demirtaş ve HDP, Erdoğan'ın ihtiraslarını boşa çıkarmaktaki sıralarını kullandılar."
Gazetenin Türkiye seçimiyle ilgili bir diğer haberinde de, birçok yorumcunun bundan sonra "AKP içinde tartışmalar yaşanabileceğini" öngördüğü belirtiliyor.
Daniel Dombey ve Piotr Zalewski'nin yazısında da dile getirilen isim Abdullah Gül; Gül'ün Erdoğan'ın olası rakibi olabileceğine dikkat çekiliyor.
Makalede görüşüne yer verilen bir risk uzmanı ise seçim sonucunu "Son yıllarda gelişmekte olan ülkelerde yaşanan en dramatik seçim, Türk siyasetini, ülkenin mali piyasası için tehlikeli bir zamanda, bilinmez sulara götürdü" diye yorumluyor.
Guardian: Bomba etkisi yaratan bir sürpriz
Guardian birinci sayfasında Türkiye'deki seçim sonuçlarını "bomba etkisi yaratan bir sürpriz" olarak nitelendirmiş. Gazeteye göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 10 yılın en kötü yenilgisini aldı.
Gazete, Türkiye'deki genel seçimlere tam sayfa ayırmış. Dış haberler sayfasındaki haberin başlığı, "Erdoğan, Türkiye'deki seçimlerde küçük düşürüldü".
Gazetenin İstanbul'daki Türkiye muhabiri Constanze Letsch, AK Parti'nin Meclis'teki çoğunluğunu yitirdiğini, anayasayı yeniden yazma planlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçimden yenilgiyle çıktığını söylüyor.
"EN POPÜLER VE AMA AYNI ZAMANDA EN BÖLÜCÜ LİDER"
Guardian Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili olarak, "Türkiye'nin modern zamanlardaki en popüler ve ama aynı zamanda en bölücü lideri" ifadesini kullanmış.
"Sonuçlar seçmenlerin, iktidar partisinin yeni bir anayasa hazırlama Erdoğan'a daha fazla yetki verme girişimini reddettiğini gösteriyor" demiş gazete.
Guardian, "solcu" bir parti olarak nitelendirdiği HDP'nin Türkiye'nin alışılmadık derecede yüksek bir seçim barajı olan yüzde 10'u aştığına dikkat çekmiş, partinin aldığı oyu "sürpriz" olarak nitelendirmiş.
Guardian'a konuşan Bilgi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Profesör Gencer Özcan ise seçim sonuçları ile ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapmış:
"Bu, Türkiye'de kimlik siyasetinin sonudur...HDP için de altın bir fırsattır. Türkiye'de seçmenler kimliklere yönelik sınırların ötesine geçerek demokrasiyi destekliyor."
Yine Guardian'da Simon Tisdall'ın yazısının başlığı ise "Paranoya siyaseti sandıkta cezalandırıldı".
Gazetenin editör yardımcılarından Simon Tisdall, dış politika alanındaki yazılarıyla biliniyor.
Tisdall'ın yazısı şu satırlarla başlıyor:
"Türkiye'de dünkü genel seçimin ezber sonucu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için kişisel bir başarısızlık, ülkenin yaklaşık 18 milyon güçlü Kürt azınlığı için ise tarihi bir siyasi ilerleme olarak görülecektir."
Guardian yazarı, Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olarak tarafsız olmasının beklendiğini ancak onun ülkenin dört bir yanında AKP lehine mitingler düzenlediğini belirtiyor.
"Erdoğan muhaliflerine, kadın aktivistlere, medyaya, gayrimüslimlere, azınlıklara hakaretler savurdu, onları tehdit edip suçladı" demiş Simon Tisdall.
Tisdall Erdoğan'ın geçen hafta HDP'yi "ateistlerin ve eşcinsellerin partisi" olarak nitelendirmesinden; HDP'nin mitinglerine, adaylarına, bürolarına düzenlenen 70'ten fazla saldırıyı özellikle kınamamasından; muhalif medya ile ağız dalaşına girmesinden; kendisini eleştirenleri Türk karşıtı bir komplonun parçası olmakla suçlamasından bahsetmiş.
Guardian'daki yazı şu satırlarla noktalanmış:
"Dünkü sonuçların da teyit ettiği gibi Erdoğan kötü bir kampanya yürüttü ve bu nedenle cezalandırıldı. Onun bölücü tavrı seçmenlerce reddedildi. Erdoğan seçimden, zayıflamış, itibarı ve etkisi daha da azalmış bir şekilde çıkıyor."
"Erdoğan’ın daha fazla yetki hayali yıkıldı"
Daily Telegraph, Türkiye’deki genel seçim sonuçlarıyla ilgili olarak "AKP’nin 10 yıldan fazla süredir aldığı en kötü sonuçla birlikte, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daha fazla yetki hayali lime lime oldu" yazıyor.
Haberde "AKP’nin aldığı sonucun, çok büyük bir zafer kazanma ve sonra anayasayı değiştirme hedefinden çok uzak olduğu," gazeteye konuşan üst düzey bir AKP’linin, azınlık hükümeti kurulup erken seçime gidilebileceğini söylediği belirtiliyor.
Haberde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın, sonucu "solun ortak zaferi" olarak tanımladığı vurgulanıyor.
Gazete seçimin Türkiye’deki azınlık nüfus için de çok önemli olduğunu, 3 Ermeni milletvekilinin parlamentoya girdiğini belirtiyor.
Haberde görüşüne yer verilen, MHP’ye oy vermiş olan eski bir AKP seçmeni "Geldikleri noktayı beğenmiyorum" diyor.
"Erdoğan için küçük düşürücü bir yenilgi"
Times da Türkiye'deki seçimi, sonucun Erdoğan'ın yenilgisi olduğunu ifade eden bir başlıkla duyuruyor.
Oyların yüzde 90'ı sayılmışken baskıya giren gazetenin haberinde, sonuçlarda büyük bir değişiklik olmaması halinde bu seçimin "Erdoğan için küçük düşürücü bir yenilgi" olacağı ifadesi kullanılıyor.
Gazetenin vurgu yaptığı bir diğer nokta, AKP'nin oy kaybetmesinde ekonomideki yavaşlamanın da etkisinin olduğu...
Seçimin yüksek tansiyon içinde geçtiğine dikkat çekilen haberde, Diyarbakır'da Cuma günü yaşanan patlamada yaralanan bir kişinin sargılar içinde oy kullanırkenki fotoğrafına da yer veriliyor.
Independent da aynı fotoğrafa yer veriyor ve "Tek bir kare, demokrasinin Türk halkı için ne kadar önemli olduğunu gösteriyor" ifadesini kullanıyor.