BIST 9.870
DOLAR 35,07
EURO 36,62
ALTIN 2.958,18
HABER /  MEDYA

Erdoğan için bedduaya eşdeğer yazı

Zaman yazarı Abdullah Aymaz, Erdoğan için yazılan en ağır yazılardan birine imza attı. Başbakan için 'tövbe et' yoksa 'acılarını uyuşturucu ilaçlarla dindirebilirsin' dedi.

Abone ol

İNTERNET HABER - Hükümet ile Cemaat arasındaki savaşta Zaman si yazarları gemileri ateşe veriyor.

Son günlerin en ağır yazılarından biri bugün Zaman'ın ilahiyatçi yazarı Abdullah Aymaz imzasıyla çıktı. Aymaz, Başbakan'ı tövbe etmeye çağırırken 'Allah sana öyle bir dert verir ki, ancak acılarını uyuşturucu ilaçlarla dindirebilirsin… ' dedi.

Yazısının başında Kur'an'daki ayetlerden alıntılama yapan Aymaz, "Hadis-i şerifte ifade edildiği gibi, bir mümini ayıplayan, o ayıpladığı şeyin içine düşmeden ölmez…" dedikten sonra sözü Erdoğan'ın Haşhaşi lafına getirdi. Aymaz Erdoğan için şunları yazdı;

O 'UR' SÖZÜ NERENDEN ÇIKAR BİLİNMEZ

"Mesela sen bir Müslüman’a veya bir Müslüman gruba, “bunlar ur gibidir; bir yere musallat oldu mu, her yeri kaplar” dersen, artık bu “ur” sözü nerende çıkar bilinmez. Onun için hemen özür dile ve Cenab-ı Hakk’a yönelip tevbe ve istiğfarda bulun ki, Allah, seni böyle muhtemel bir tehlikeden korusun…

ALLAH SANA ÖYLE BİR DERT VERİR Kİ...

Veya sen “Bunlar haşhaşîler gibi uyuşturulmuş, gözü dönmüşler!..” dersen, Allah, belki sana öyle bir dert verir ki, ancak acılarını uyuşturucu ilaçlarla dindirebilirsin… Muhtemel!.. Onun için ne olur, Allah için dilini tut!.. Eğer tutamamış, nefsine yenilip söylemişsen, o mağdur ve mazlumlardan özür dile ve Cenab-ı Hak’tan da affetmesi için tevbe ve istiğfarda bulun. Muhtemel bir felâketten Allah’a sığın.

ERDOĞAN İÇİN 'AH'TAN KORK DEYİP ANLATTI

Abdullah Aymaz yazısının finalinde de 'ah' üzerine bir hikaye anlattı. Bir eşkiyaya edilen 'ah'ın nasıl yerini bulduğunu anlatan Aymaz, verdiği örnekle de tepki toplayacak gibi...

İşte 'mazlum ve mağdurların 'ah'larından kork!" diyerek anlattığı o hikaye;

“İzmir’de Hatuniye Câmii var… Onun şöyle bir hatırası var. Bir kişi kendisi için bir câmi yaptırınca, eşi de heveslenip ‘Ne olur, yine para biriktir, bir câmi de benim için yaptır.’ diyor. O da ‘Peki.’ diyor ve para biriktirmeye başlıyor. Tam bir camilik parayı denkleştiriyor, bunu haber alan İzmir’in meşhur eşkıyası Kâtiboğlu, haber gönderiyor. ‘O biriktirdiğin parayı yarın sabah şuraya getir. Aksi takdirde kendini ölmüş bil!..’ diyor. Bu tehdit karşısında dünyası yıkılan adam, üzüntüyle akşam evine geliyor. Kadın, kocasının yüzünden düşenin bin parça olduğunu görünce, ne olduğunu soruyor. Adam da anlatıyor. Kadıncağız bir odaya çekilip kapıları kapatıyor. Başlıyor ah çekmeye… Sabaha kadar. Sabah ezanları okunurken minarelerden bir haber de veriliyor: ‘Kâtiboğlu denilen meşhur eşkıya yakalandı! Sabah namazından sonra Konak Meydanı’nda asılıp infaz edilecektir!..’ Böylece âhlar yerde kalmıyor. Aslında ‘âh!’ Arapça yazı ile Allah yazısının kısaltılmış şeklidir.”

Mazlumların âhları arşa yükselir, gökleri ihtizaza getirir…