BIST 9.032
DOLAR 34,47
EURO 36,33
ALTIN 2.937,61
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan hesabını 2023'e kadar yaptı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye 'nin dünyanın en büyük, en dirençli ekonomisine sahip olduğunu söyledi.

Abone ol
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye ekonomisini, dünyanın en büyük, en dirençli, şoklara karşı en dayanıklı ekonomilerinden biri haline getirdiklerini söyledi.
Erdoğan, televizyonlarda yayınlanan 2011 yılının ilk ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında vatandaşlara seslendi. Erdoğan, hesaplarını 2023'e kadar yaptı ve 12 yıl sonrasındaki Türkiye'yi anlattı.
 
2011 yılının her alanda bir atılım yılı olması için canla başla çalıştıklarını vurgulayan Erdoğan, boşa geçirilmiş her bir saniyenin dahi Türk Milleti adına bir kayıp olduğuna inandıklarını ve durmadan, duraksamadan, rehavete kapılmadan gece gündüz çalışmaya devam ettiklerini anlattı.

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:

" Şundan emin olunuz; bir çocuğun gülümsemesi, bir gencin mutluluğu bizim için en büyük bahtiyarlıktır. Bir vatandaşımızın, bir hanım kardeşimizin, bir özürlü kardeşimizin, bir yoksulun, emeğiyle çoluk çocuğunun rızkını kazanan bir işçinin, alın terini toprağa katan bir çiftçinin, verilen bir hizmete karşılık, 'Allah onlardan razı olsun' demesi, bizim için en büyük onurdur, en büyük şereftir. 8 yıl boyunca bu anlayışla milletimize hizmet ürettik, aynı şekilde hizmet üretmeye devam ediyoruz.''

''POPÜLİZM TUZAĞINA DÜŞMEDİK''

2011 yılına da böyle bir anlayışla girdiklerini belirten Erdoğan, Aralık ayının son haftasında 2011 yılı bütçesinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde müzakere edilerek karara bağlandığını hatırlattı.

2011 yılı bütçesinin, daha önce yaptıkları 8 bütçe gibi, insanı merkeze alan, sosyal politikaları önemseyen, popülizme tevessül etmeyen ve mali disiplinden taviz vermeyen bir bütçe olarak hazırlandığını kaydeden Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

''Geçmişte, seçim dönemlerinde, milletin tercihini etkilemek amacıyla mali disiplinden ciddi tavizler verildi. Musluklar ardına kadar açılarak, adeta bol keseden dağıtıldı. Hazine'de ne var ne yoksa hatta yurtiçinden, yurtdışından borçlanarak, devlet, gelirinden kat kat fazla harcama yaptı. Aynı şekilde, geçmiş dönemlerde, seçim öncesinde bazı siyasi partiler, ülkenin gerçeklerini, ekonominin gerçeklerini, devletin gelir ve giderini hiçe sayarak, sadece oy toplama hırsıyla çok uçuk vaatlerde bulundular. Geçmişteki hükümetlerin bu hesapsız harcamaları, ülkede kısmi bir rehavete, sureta (görünüşte, yalandan) bir rahatlamaya yol açtıysa da kısa süre içinde bu aldatıcı rahatlamanın faturası yine milletçe en ağır şekilde ödendi.

İşte biz, 8 yıl boyunca, bu tuzağa, bu popülizm tuzağına düşmedik. Her şeyi şeffaf bir şekilde, samimi bir şekilde sizlerle paylaştık. Fiyatlarda düzenleme gerekiyorsa, gizlemeden, saklamadan, gerekçelerini ortaya koyarak bunu sizinle paylaştık. Tedbir almak gerekiyorsa, gerekçelerini sizlere anlatarak bu tedbirleri aldık. Reform yapılması gerektiğinde, dikkatinizi çekiyorum, bir sonraki seçimleri değil, gelecek nesilleri, Türkiye'nin geleceğini, Türkiye'nin topyekun elde edeceği faydayı dikkate alarak, reformları yaptık. İşte tüm bu reformlar, tedbirler ve mali disiplin sayesinde, bugün, Türkiye ekonomisini, dünyanın en büyük, en dirençli, şoklara karşı en dayanıklı ekonomilerinden biri haline getirdik. Biz, bize önceki dönemlerden devredilmiş ağır faturaları, milyarlarca dolarlık borçları ödemekle kalmadık, aynı zamanda devletin hazinesini zenginleştirdik, güçlendirdik.''

''MERKEZ BANKASI BİZİM MİLLİ BANKAMIZ, GÜÇLÜ OLURSA, GÜÇLÜYÜZ''

2002 yılı sonunda iktidarı devraldıklarında Türkiye'nin Uluslararası Para Fonuna (IMF) olan borcunun 23,5 milyar dolar olduğunu belirten Erdoğan, önceki hükümetlerin, IMF'ye borç ödemek bir yana, daha fazla borçlanarak, borç yükünü katlayarak AK Parti hükümetine borç devrettiklerini dile getirdi. 8 yıl boyunca bu borcu kararlı şekilde ödediklerini ifade eden Erdoğan, şu an itibariyle, IMF'ye olan borcu 5,7 milyar dolara kadar indirdiklerini bildirdi.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:

''2008 sonlarında, Amerika Birleşik Devletleri'nde kriz başladığında, Türkiye'de nelerin söylendiğini, Hükümetimize yönelik ne tür eleştirilerin dile getirildiğini lütfen şöyle bir hatırlayın... 'Türkiye küresel krize hazırlıksız yakalandı' diyenler oldu. 'Türkiye tedbir almadı, almıyor' diyenler oldu. 'Kriz Türkiye'yi sarsacak' diyenler oldu. Biz ise bu haksız eleştirilere kulak asmayarak, cesur biçimde tedbirlerimizi aldık, kararlılıkla uyguladık.
Bugün, Amerika Birleşik Devletleri'nde, Avrupa Birliği ülkelerinde, Japonya'da, diğer gelişmiş ekonomilerde küresel krizin etkisi en ağır şekilde devam ederken, biz Türkiye olarak, çok farklı bir yerde duruyoruz. Gelişmiş ekonomiler 2010 yılını durağanlıkla ya da daralmayla kapatırken, biz dünyanın en hızlı büyüyen ülkelerinden biri, Avrupa'nın da en hızlı büyüyen ülkesi konumuna yükseldik.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 8 yılda Türkiye'nin milli gelirini 3 kattan fazla artırarak, 700 milyar doların üzerine çıkardıklarını belirterek, ''Şimdi, önümüzdeki 12 yıl içinde, milli gelirimizi yine en az 3 kat artırarak, inşallah 2023 yılında 2 trilyon dolar milli gelir seviyesine ulaşmayı hedefliyoruz'' dedi.

GÖKTÜRK UYDUSU, EN AZ 3 NÜKLEER ENERJİ SANTRALİ...

Başbakan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Dünyanın en büyük 10 limanından biri Türkiye'de olacak. Kendi uçağımızı, kendi uydumuzu yerli tasarımla, yerli teknolojiyle kendimiz üreteceğiz. Kendi savaş gemimizi, kendi tanklarımızı, kendi insansız hava uçaklarımızı üretmeye başladık, çok daha büyük projelerin altına imza atacağız. Kendi savunma uydumuzu, Türk mühendislerince tasarlıyor, imal ediyor ve 'GÖKTÜRK' uydumuzu uzaya gönderiyoruz. Havacılık Organize Sanayi Bölgeleri, Gemi İnşa Organize Sanayi Bölgeleri kurarak Türkiye'yi üç kıtanın buluştuğu bir üretim ve lojistik merkezi haline getirmenin gayreti içindeyiz. Toplam 8,5 milyon hektarlık sulanabilir alanın tamamına yakını, Allah'ın izniyle 2023 yılına kadar suyla buluşacak. Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında, 2023'te, Türkiye en az 3 nükleer enerji santralini inşallah tamamlamış olacak.''

''SEÇİMLERİN GÜVENLİK İÇİNDE YAPILMASI İÇİN HER TÜRLÜ TEDBİRİ ALDIK''

Türkiye'nin, 2011 yılı Haziran ayında bir kez daha sandık başına gideceğini, hür iradesiyle tercihte bulunarak, parlamentoyu şekillendireceğini ifade eden Başbakan Erdoğan, ''Uzun koalisyon ve erken seçim dönemlerinin ardından, son 8 yıldır Türkiye Anayasa'da belirtilen süre çerçevesinde seçimlerini gerçekleştiriyor; böylece uzun soluklu politikalar, istikrar ve güven ülkemizde daha da pekişiyor'' dedi.

Seçimlerin güvenlik içinde yapılması için her türlü tedbiri aldıklarını belirten Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''2007'de Anayasada yapılan değişiklik çerçevesinde biz de 4 yılın ardından Haziran ayında seçimleri gerçekleştiriyoruz. Hükümet olarak, seçimlerin güvenlik içinde yapılması, millet tercihinin en güzel şekilde sandığa yansıyabilmesi için gerekli tedbirleri aldık ve alıyoruz. Ancak, burada önemli bir hususun altını çizmekte fayda görüyorum. Türkiye'de, her seçim öncesinde gündeme taşınan, vatandaşımızın tercihlerini belirlemeye dönük bazı tezgah ve kampanyaların bu seçim öncesinde de uygulamaya konulmak istendiğine şahit oluyoruz.

''GÜVENLE, İSTİKRARLA GELECEĞE DOĞRU İLERLİYORUZ''

Başbakan Erdoğan, ocak ayında önemli yurt dışı temasları yaptıklarını da bildirdi.
Kuveyt ve Katar'a, geniş bir iş adamı kafilesiyle resmi ziyaretlerde bulunduklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Biz, Kuveyt ve Katar'da devlet ve hükümet yetkilileriyle temaslarda bulunurken, iş adamlarımız da karşılıklı ticaret ve işbirliğini artırmak için görüşmelerde bulundular.
Ukrayna'ya aynı şekilde bir ziyaretimiz oldu ve orada da, iki ülkenin 4,5 milyar doları bulan dış ticaret hacmini, ilk 5 yılda 20, ilk 10 yılda da 40 milyar dolara çıkarma irademizi beyan ettik. Ukrayna ile Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey kurulması kararını aldık ve vizelerin kaldırılması için müzakereleri başlattık. Türkiye hızlı bir şekilde büyüyor, istikrarlı şekilde kalkınıyor. Türkiye, bölgesel bir güç haline gelirken, küresel denklemlerde vazgeçilmez roller üstleniyor. Güvenle, istikrarla geleceğe doğru ilerliyoruz. Kardeşlik içinde, dayanışma içinde aydınlık geleceğimizi bugünden inşa ediyoruz. Bu ülke, bu millet her şeyin en iyisine layık. Bu millet, her engeli aşacak, her hedefe ulaşacak güce ve iradeye sahip.''