Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ÜLKE TV'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı. Erdoğan o mektup okunurken ağladı
Abone olİNTERNET HABER - Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ülke TV'de çıktığı canlı yayında gözyaşlarına boğuldu.
Canlı yayında Mısır'da İhvan lideri El Bilteci'nin şehit olan kızı Esma'nın ardından yazdığı mektup okunduğu sırada Erdoğan duygularına hakim olamadı.
Mektubu gözyaşları içinde dinleyen Erdoğan, bu kadar duygulanmasının nedeninin kendi çocukları olduğunu açıkladı.
KIZIM AKLIMA GELDİ
Bu mektubu dinleyince, aklıma kızım geldi.
Kızımda bir gece kapımıza bir pusula asmıştı. Bir geceni de bize ayır demişti. O zamanlar davamız uğruna çok çalışıyorduk. Çocuklarıma vakit ayıramadım.
Esma'ya yazılan bu ifadelerde aynen kendi çocuklarımı gördüm.
CENAZESİNİ KILDIRAMAYIŞI BENİ ÇOK ETKİLEDİ
El Bilteci'nin Esma'nın cenaze namazını kıldıramayışı da beni çok etkiledi. Ayrıca o mektuptaki olgunluk ve ölümün ötesindeki dünyaya inanış beni ciddi manada duygulandırdı.
Şahadet çok farklı bir şey. Esma hayata doymadan o şahadet makamına koştu.
ŞUAN BAŞBAKAN DEĞİLİM!
Ben şuan başbakan değilim. Bir vatandaş Tayyip olarak bu ifadeleri kullanıyorum. Umarım Esma'nın durumu bizlere bir ders olur. Umarım çocuklarımızla ilişkilerimize bir ders olur.
Rabbim birliğmizi beraberliğimizi daim etsin. Aramıza fitne sokmak isteyenlere Allah fırsat vermesin.
İŞTE O MEKTUP
"Sevgili kızım ve değerli öğretmenim...
Sana elveda demiyorum bilakis yarın görüşmek üzere. Başı dik tuğyana isyan ederek yaşadın. Tüm engelleri reddederek hürriyete sınırsızca aşık oldun. Bu ümmet, uygarlıkta hak ettiği yeri alabilsin diye onu yeniden diriltmek ve inşa etmek için sessizce yeni ufuklar arıyordun. Akranlarının uğraştığı işlerle meşgul olmadın. Her zaman derslerinde birinci olmana rağmen öğrenmeye olan açlığın dinmedi.
Bu kısa hayatta sohbetine doyamadım. Vaktim, mutlu olacak ve eğlenecek kadar geniş değildi. Rabiatul Adeviyye'de son kez bir araya geldiğimizde, "Sen bizimle olduğunda bile bizden ayrısın" diyerek bana olan sitemini dile getirmiştin. Ben de sana, "Bu hayat birbirimize doyacak kadar geniş değil. Birbirimize doyalım diye Allah'tan cennetinde bize bu sohbeti vermesini temenni ediyorum" demiştim.
RÜYAMDA GELİNLİKLER İÇİNDE GÖRDÜM
Sen şehit olmadan iki gün önce seni rüyamda gelinlikler içinde gördüm. Bu dünyada eşi benzeri olmayan bir güzellikteydin. Yanıma sessizce oturduğunda sana, "Bu gece senin düğün gecen mi" diye sordum. Sen de "Düğünüm akşam vakitlerinde değil öğlen olacak" demiştin. Çarşamba günü, öğlen vakti şehit olduğun haberi bana ulaştığında, senin rüyamda bana ne demek istediğini anlamış oldum. Allah'tan seni şehit olarak kabul etmesini niyaz ettim. Ve şehadetin, bizim haklı olduğumuzu ve düşmanımızın da batılın ta kendisi olduğu inancımızı pekiştirdi.
Son vedanda yanında olamamam, son bir kez seni görememem, alnına son bir öpücük konduramamam ve senin cenaze namazını kıldırma şerefine nail olamamam beni derinden üzdü. Beni bunları yapmaktan alıkoyan, ölümden veya karanlık hücerelerden korku değil, uğruna canını verdiğin davayı (devrimin hedeflerine ulaşması) sürdürebilmekti.
ZALİMLERE KARŞI BAŞIN DİK
Zalimlere karşı başın dik (göğsünü gere gere) direnirken gaddar kurşunlar göğsüne saplandı ve ruhun yüceldi. Ne kadar güzel bir azmin ve terbiye edilmiş bir nefsin vardı. İnanıyorum ki, sen Allah'a verdiğin söze sadakat gösterdin, Allah da sana verdiği söze... Öyle ki, şehadet şerefini bize değil de sana bahşetti.
ELVEDA DEMİYORUM
Son olarak, sevgili kızım ve değerli öğretmenim...
Sana elveda demiyorum bilakis görüşmek üzere.. Buluşmamız, yakında peygamber ve ashabıyla birlikte Havz-ı Kevser'de olacak. Sonsuz kudret ve hükümranlık sahibi Allah'a yakın, O'nun nezdinde değerli ve şerefli bir konumda. Ayrılmamak üzere, birbirimize doyma temennilerimizin gerçekleşeceği bir buluşma..."