BIST 9.777
DOLAR 34,16
EURO 38,17
ALTIN 2.920,22
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan: Esad'a halkı da inanmıyor, biz de

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır ziyaretinde Suriye'deki Beşar Esad yönetimine çattı, 'yürüdükleri yanlış yoldan dönmelerini' istedi.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Mısır ziyaretinde Suriye'deki Beşar Esad yönetimine çatarak "Suriye halkı şu anda Esad'a inanmıyor; ben de inanmıyorum, biz de inanmıyoruz" dedi.

Erdoğan dün gece Kahire Üniversitesi'nin misafiri olarak yaptığı konuşmada Şam yönetimini "halkına kurşun sıkan, tanklarla toplarla şehirlere baskınlar düzenleyen, sivilleri öldüren bir yönetim" diye tasvir etti, böyle bir yönetimle kimsenin ne dost olabileceğini, ne de böyle bir yönetime güven duyabileceğini söyledi.

Halkını katleden bir liderin meşruiyetini kaybedeceğine dikkati çeken Başbakan Erdoğan, bunun dinen de kabul edilemeyeceğini savunarak şöyle devam etti:

''Suriye liderinin bu yanlış yolda yürümekte ısrar etmesi, Suriye'ye barış ve istikrar getirmeyecektir. Bunu başta Sayın Esad olmak üzere, ülke liderliğinin bir an önce idrak etmesini temenni ediyoruz. Peygamber Efendimiz, Rehberimiz, Resulullah Efendimiz buyuruyor ki: 'Hasibu enfüseküm kalbe entu hasibu', hesaba çekilmeden evvel kendinizi hesaba çekin. Unutmayalım ki; bu reçete bizi bütün felaketlerden koruyacak olan ebedi bir ölçüdür.''

Erdoğan ayrıca ''Demokrasi, halkın hakkı olmaktan öte mülküdür, mülkü. Kimse halkın malı olanı ondan geri alamaz'' diye konuştu.

Başbakan Suriye'nin ulusal birliği ve toprak bütünlüğünün Türkiye için esas olduğunu da sözlerine ekledi.

Bugün kimlerle görüşüyor?

Recep Tayyip Erdoğan, bugün Mısır'da Müslüman Kardeşler heyeti, eski Arap Birliği Genel Sekreteri ve cumhurbaşkanı adayı Amr Musa, Tahrir Devrimi Genç Liderler Heyeti temsilcileri, eski Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Muhammed el Baradey, Dr. Muhammed Salim El Avva, Ebulfutuh, Hamdin Subari ve Hişam Bestavisi ile ayrı ayrı bir araya gelecek.

Kıpti Cemaati lideri Papa Şunnuda ile de görüşecek olan Erdoğan, Mısır Başbakanı İsam Şeref ile Türk-Mısır İş Konseyi Genel Kurul toplantısına katılacak.

Yunus Emre Kahire Kültür Merkezi'nin yeni binasının açılış törenine de katılacak olan Başbakan Erdoğan, daha sonra Tunus'a hareket edecek.

ABD'yi de eleştirdi

Erdoğan dün akşamki konuşmasında Filistin meselesine de tekrar değinerek gelinen aşamada artık Filistin devletinin tanınmasından başka çare kalmadığını söyledi.

Erdoğan "Allah'ın izniyle, bu ay sona ermeden Birleşmiş Milletler'de Filistin'i çok farklı bir statüde görme imkanı bulacağız. Bu doğrultuda Filistinli kardeşlerimizle ortak çalışmalarımızı yoğun olarak sürdürüyoruz.'' dedi.

Washington yönetiminin, devlet olarak tanınma başvurusu yapmamaları için Filistinli liderlere yoğun baskı yaptığı biliniyor.

Hatta Washington bu amaçla iki temsilcisini, Orta Doğu Barış Elçisi David Hale ile Beyaz Saray'dan Dennis Ross'u, bu hafta Batı Şeria'ya gönderiyor.

Erdoğan konuşmasında ABD'den bu konuda yapmış olduğu olumsuz açıklamayı gözden geçirmesini istedi ve "Zira bu ön yargı ABD gibi bir ülkenin dış politikadaki adil yaklaşım anlayışına ve bölge barışına, adalet getirme yaklaşımına yakışmaz." dedi.

Anadolu Ajansı Erdoğan'ın konuşmasının ''En değerli Tayyip'imiz, onur güneşimiz'', ''En değerli Tayyip'imiz, İslam dünyasını birleştir'' sloganları ve alkışlarla sık sık kesildiğini kaydetti.

'O bile beklemiyordu'

Geziyi izleyen Reuters ajansı da "Mısır'da gördüğü kahramanlara layık karşılama, Erdoğan'ın beklentilerinin bile ötesinde olabilir." yorumunu yaptı.

Başbakan'ın Arap kamuoyundaki popülerliğini büyük oranda İsrail ile olan çekişmesine borçlu olduğunu yazan Reuters, Erdoğan'ın konuşmasını dinlemeye gelen üniversite öğrencisi Rabab Abdülhalik'in "Düşmanla nasıl başa çıkılacağını ondan öğrenebiliriz. İsrail çok şey yaptı ama biz sessiz kaldık." sözlerini aktardı.

Beş Mısırlı sınır muhafızı geçen ay İsrailli askerler tarafından öldürülmüş, hükümet İsrail'deki büyükelçisini geri çekeceğini söylese de bunu yapmamıştı.

Reuters ajansına göre Erdoğan'a yapılan tezahüratın bir diğer sebebi de Türkiye'nin büyüyen ekonomik gücü ve "İslam ile demokrasiyi birleştiren kendine özgü bir siyasi sistem geliştirmiş olması."