Başbakan Recep Tayyip depremle ilgili değerlendirme yapan üniversite hocalarını eleştirdi.
Abone olTelevizlon ekranlarında konuşan deprem profesörlerine çatan Başbakan Erdoğan, "Çoğunun mimarı, mühendisi bunlar. Bunların hepsi sizin tezgahınızdan geçip geldi, oradan yetişip geldiler, hepsi sizin öğrenciniz. İlla fatura kesecek birilerini aramanın anlamı yok" diye çıkıştı.
Erdoğan, İstanbul'un bir deprem için hazırlıklı bir şehir olmadığını belirterek, el ele vermek suretiyle birlikte çözmeye mecbur olduklarının altını çizdi.
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda düzenlenen ''Dünya Türk Girişimciler Kurultayı''nda konuşan Erdoğan Van'da meydana gelen depremlere işaret ederek, bunu kısmen Bitlis'e de sıçramasının olduğunu, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da şifa diledi.
ZARAR DAHA AZ OLUR
Erdoğan, mevsim koşulları sebebiyle şartların çok zor olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
''Bunun da altından kalkacağız, artık o güven var. Fakat bir gerçeği vurgulamak istiyorum; ortada felaket tellalları çok. Geçmişte şu olmuş bu olmuş vesaire... Ben bir Başbakan olarak, sorumluluğumun bilincinde bazı açıklamalar yaptım. Yıllar yılı biz bu ülkede belediye başkanlığından gelen bir Başbakan olarak 'bu evleri yıkalım' dediğimizde vatandaş buna olumlu yaklaşmadığı gibi maalesef bu ülkenin yargısı da onları her zaman haklı çıkarmış, bizi de haksız duruma düşürmüş. Şimdi kimse yargıya bilet kesiyor mu, veya kesebilecek güç var mı? Yok. Biz ne diyoruz, bugünleri gördüğümüz için bunu açıklıyoruz. Peki siz bütün tedbirleri alsanız da yine buna benzer felaketler olmaz mı? Olur da daha az zararla olur.''
MANZARA GÜZEL DİYE
TOKİ'nin teslim ettiği yaklaşık 380 bin konut olduğunu aktaran Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Şu ana kadar bu konutlarda herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Ancak ben bununla yine de yüzde 100 garanti içinde olmadım, olamam. Niye, sonuçta biz bunu insanla yönetiyoruz. Müteahhit firmalar kontrol ediliyor, denetleniyor vesaire... Denetleyen de insan. Burada hata payları olabilir. Bu hata payları bir hata bilançosu getirebilir, ama biz diyoruz ki, biz bütün bunları göz ardı etmek suretiyle yapılmış inşaatlar, konutlar var. Yumuşak zeminde, zemin etütleri yapılmadan yapılmış konutlar var. Van'da manzarası çok güzel diye hemen Van Gölü'nün hemen kenarında Van 100. Yıl Üniversitesi inşa edilmiş, bunlar benim döneminde yapılmış şeyler değil. Şu anda 13 fakülte binası hasarlı. Halbuki yamaca doğru yönelse, orada yamaçlar gayet güzel, sert zemin. İlla Van Gölü'nü seyredeceksen oradan da seyredersin. Hiç olmazsa o sert zeminde çok daha güzel bir şekilde bu binaların inşa edilmesi mümkündür. Biz diyoruz ki, artık sadece Van ile değil, Türkiye genelinde bir musibet bin nasihatten evladır, buradan hareketle gelin bu adımı atalım.''
HEPSİ SİZİN ÖĞRENCİNİZ
Televizyon programlarında konuyla ilgili yapılan konuşmalara da değinen Erdoğan, şunları söyledi:
''Bunu hocalar, mühendisler herkes birlikte denetlesin, diyorlar. Kimler denetliyor zaten? Çoğunun mimarı, mühendisi bunlar. Bunların hepsi sizin tezgahınızdan geçip geldi, oradan yetişip geldiler, hepsi sizin öğrenciniz. İlla fatura kesecek birilerini aramanın anlamı yok. Olaya böyle yaklaşmayalım, gerçekçi değiller. İstanbul'umuz bir deprem için hazırlıklı bir şehir değil, İstanbul böyle de diğerleri farklı mı? Hayır, diğerlerinde de aynı sıkıntı var. İlla deprem olması da şart değil. Bunun dışında sel afetleri, buna da hazırlıklı değiliz. Bunları el ele vermek suretiyle birlikte çözmeye mecburuz. 'Ustalık dönemi' diye ifade ettiğim bu dönemde Çevre ve Şehircilik Bakanlığını kurmak isteyişimin arkasındaki tek neden budur. Çünkü yeni bir yasal düzenlemeyle istedim ki artık biz bu Bakanlıkla bu işe müdahale edelim. Eğer belediyeler olumlu yaklaşım göstermiyorlarsa o zaman Bakanlığımızla müdahale etme imkanı bulalım. Başka çare yok. Şimdi rant meselesi başlıyor. Yarın Allah göstermesin bu binanın altında bu insanlar kaldığı zaman sen bunu hangi parayla ölçeceksin? Biz diyoruz ki 'bunun enkaz bedeli neyse bu belirlenir ve ona göre kaç daire istiyor, iki tane, üç tane, enkaz bedeli eğer bunu karşılıyorsa o kadar verilir'. Eğer bunu karşılamıyorsa, ne istiyorsun kardeşim, iki tane, üç tane... O sağlam dairelerden iki tane, üç tane verilir.''
ÜÇ ALTERNATİF VAR
Başbakan Erdoğan, üç tane alternatifin olduğunu anlatarak, ''Orada oturmak istiyorsan orada, farklı yerlerde yapılanda oturmak istiyorsan farklı yerde. Yok hiçbirini kabul etmiyorsan o zaman kamulaştıracağız, vereceğiz paranı, 'kusura bakma' diyeceğiz'' diye konuştu.
Şehirlerin de insanlar üzerinde hakkı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bunların bedelini ağır ödemek istemiyoruz. Onun için bu adımı atmak zorundayız. Şimdi Van'da süratle, yoğun bir şekilde bu geçiş dönemini atlatacağız, ama hemen şubat-mart itibariyle kalıcı konutlarımıza inşallah başlayacağız. Bu konutlara başlarken, mülk sahibi, kiracı ayrımı yapmıyoruz. Mülk sahipleri de bu yapacağımız konutlardan alabilecekler, alacaklar zaten, hakları. Ayrıca kiracı durumunda olanlar da bu yapacağımız konutlardan 20 yıl vadeyle alma imkanını bulacak. Bu adımı atacağız. Bir de şöyle bir kampanya oluşturuyorlar, diyorlar ki 'TOKİ zorla bizim buralara el koyuyor'. Böyle bir hesabımız yok, böyle bir derdimiz yok. TOKİ'nin başında iş çok, yükü çok. Biz sorunu çözelim, derdimiz bu. Derdimiz bağcı ile değil, bizim derdimiz üzümü yemek. Bunu yapıyoruz.''