BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan Demirel'e cevap verdi

Erdoğan, "Yorumlar AK Parti'nin aldığı sonuçlara gölge düşürmek için yapılıyor" diye konuştu.

Abone ol

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yerel seçimlere katılımın az olduğuna ilişkin yorumların, AK Parti'nin aldığı sonuçlara gölge düşürme amacını taşıdığını söyledi.

Erdoğan, partisinin Meclis Grup Toplantısındaki konuşmasında, millete ve ülkenin geleceğine karşı sorumluluklarının büyük olduğunu ve AK Parti'ye verilen her oyla görev ve sorumluluklarının her geçen gün biraz daha ağırlaştığını belirtti.

AK Parti olarak milletin gerek 3 Kasım'da gerekse 28 Mart'ta göstermiş olduğu inanç ve güvene müteşekkir olduklarını ifade eden Erdoğan, insanların yüzünü güldürecek icraatlara devam ederek ve Türkiye'nin büyük gelecek hedeflerine sonuna kadar sadık kalarak ülkeye borçlarını ödeyeceklerini bildirdi. Erdoğan, belediye başkanlarının heyecanlarını hiç yitirmemelerini ve bu idealden asla uzaklaşmamalarını isterken, ''Türkiye'nin hangi köşesinde olursa olsun her belediye başkanımız, bu milletin ihtiyaçlarına ilk koşan kişi olmak zorundadır'' dedi.

AK Parti'nin siyaset felsefesine göre, hizmetin adresinin parti kadroları, ama her türlü başarının kurucu unsuru ve sahibinin millet olduğunu belirten Erdoğan, ''AK Parti, bu şuurun özetidir'' diye konuştu.

''BU ÜLKE DEMOKRASİYİ SEVİYOR''

Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bilinsin ki, biz izlediğimiz siyasete millet siyaseti derken, siyasete yeni bir jargon ekleme kaygısıyla ve niyetiyle hareket etmiyoruz. Biz siyasetimize millet siyaseti derken, bu topraklarda yaşayan gönlü zengin insanlara çok yakışacak bir demokrasi tarifi ortaya koyuyoruz. Bu tarifin ilhamını, bu yüce Meclis duvarlarında ifadesini bulan şu değişmez kriterden alıyoruz: (Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir).''

Başbakan Erdoğan, 28 mart seçimlerinin, ''Bu ülke demokrasiyi seviyor'' gerçeğini tartışılmaz hale getirdiğini de belirtti.

''En zor zamanlarda bu millet sandığa gitme ve hakkıyla seçim yapma yeteneğini göstermiştir. Sandık, seçim ve bütün kurallarıyla ve kurumlarıyla demokrasi, bu milletin bünyesinin esaslarındandır'' diyen Erdoğan, bazı yorumcuların seçim sonuçlarına ilişkin yorumlarını eleştirdi.

''KİMSE BAŞARIYA GÖLGE DÜŞÜRMEYE KALKMASIN''

Bazı yorumcuların, ''Bu seçimlerde katılım şu kadar düşmüştür. Kimisi şu partiyi sevmediği için gelmemiştir, kimisi artık bu işlerden bıkmıştır'' gibi değerlendirmelerde bulunduklarını anımsatan AK Parti Lideri Erdoğan, şunları söyledi:

''Kendimizi aldatmayalım. Kimse başarışa gölge düşürmeye
kalkmasın. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde de demokrasinin en yaşanılır olduğu ülkelerde de baktığınız zaman seçime katılma oranlarının bırakın yüzde 70'leri, yüzde 60'larda, yüzde 55'lerde olduğunu görürsünüz. Acaba bunu neyle izah edeceksiniz? Oraya getireceğiniz, oraya yakıştıracağınız izahını niye bu millete layık görmüyorsunuz? ''

''SİZ YÜZDE 100 KATILIMLA MI BİRİNCİ ÇIKMIŞTINIZ?''

Bu türden değerlendirmelerin, Ak Parti'nin aldığı sonuca veya yerel seçimlerin neticelerine gölge düşürme gayretinden başka bir şey olmadığını savunan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:

''Kaldı ki, siyasette çok tecrübeli olduğuna inandığımız bazı geçmiş siyasetçiler de bunu bu şekilde tanımlama gayreti içerisine giriyorlar. Acaba kendileri de bu ülkede sandıktan birinci parti olarak çıktıkları zamanlarda yüzde 100 katılımla mı sandıktan birinci parti olarak çıkmışlardır?

Lütfen demokrasideki bu katılımcılığın özgürlük anlayışına kimse gölge düşürmeye kalkmasın. Bununla da kimse ne kendini ne de toplumu kandırma gayreti içine girmesin.

Halkımız artık bunları yutmuyor. Halkımız ister sandığa gider, ister gitmez. Bu onun en tabii hürriyetidir. Kimse dünyada demokratik ülkelerde kalkıp da sandığa gitmeyene (niye sandığa gitmedin?) deme hakkına sahip değildir, ister gider, ister gitmez; o da onun özgürlüğüdür; gitmiyorsa orada da bir niyeti vardır, gidiyorsa zaten niyetini ortaya çok açıkça koymaktadır.''

''TEORİYLE PRATİĞİN FARKI''

Bu ülkenin insanlarının, dünyada pek az millete nasip olacak bir siyasi olgunluğa ve bilgiye sahip olduğunu belirten Erdoğan, seçim sonuçları üzerinde çalışmalar yapacak sosyal ve siyasal bilimcilerin, bu ülkenin demokrasi kültürünü nasıl içselleştirmiş bulunduğuna ilişkin çok önemli ve kayda değer bilgilere ulaşacaklarına emin olduğunu bildirdi.

Erdoğan, şöyle konuştu:

''Bundan sonra bizim de öğreneceğimiz çok şey olduğuna göre onların da öğreneceği çok şeyler vardır, bunu da bilmelerini istiyorum.

Biz olayı sadece teori bazında yaşamıyoruz, teoriyle pratiği birleştirmek suretiyle yaşıyoruz. Sadece olayı teori bazında yaşayanların da bir şeyler öğrenmeleri lazım. Seçim teori değildir sadece, aynı zamanda da pratiktir.''

Birçok araştırma grupları ve şirketlerinin, ''bugüne kadar şöyle isabet etmiş, böyle isabet etmiş'' şeklindeki değerlendirmelerine de dikkat çeken Erdoğan, şöyle devam etti:

''Hepsinin ne kadar isabet ettiğini bu seçimlerde çok açık ve net bir şekilde gördük. Niye? Bunlar sokağın dilini bilmiyorlar, sokağın diliyle, halkın diliyle konuşmuyorlar. Bu bakımdan en büyük seçim araştırmasını 28 Mart'ta yaptık, halkımız orada kesin neticeyi ortaya koydu. Bunun üzerinde de kimsenin spekülasyon yapmaya hakkı yoktur.

Umuyorum ki, bu ülkenin insanlarına eksiksiz bir demokrasinin nimetlerini çok gören kimi siyasiler, bu seçim vesilesiyle nasıl bir yanılma, gaflet içerisinde olduklarını da inşallah anlamışlardır.''

Erdoğan, 28 Mart seçimlerinin çok yönlü sonuçlarıyla birlikte demokrasi tarihinin kavşak noktalarından biri olacağına ve bu milletin yönetime doğrudan katılma konusundaki engin yeteneğinin artık görmeyen gözlerce de görüleceğine inandığını söyledi.

Açılan bu yeni demokrasi tablosunu çok önemsediğini ve bütün AK Partililerden, sandıklarda hayat bulan demokrasi ruhuna sonuna kadar sahip çıkmalarını isteyen Erdoğan, ''Bu ruh, Türkiye'yi aydınlığa ve muasır medeniyet seviyesinin üstüne taşıyacak olan ruhtur'' dedi.

Erdoğan, millete ve milletin özünde sahip olduğu değerlere her zaman samimiyetle inandıklarını, bundan sonra da inanmaya devam edeceklerini ifade ederken, ''Türkiye'nin geleceğine dair en büyük güvencemiz de bu milletin en zor şartlar altında bile asla kaybolmayan gücü ve dirayetidir'' görüşünü dile getirdi.