BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan, cumhuriyeti anlattı

Erdoğan, "Cumhuriyetimiz ile demokrasimizi çatıştırmaya, kimsenin hakkı yoktur" dedi.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün hiç kimsenin, ayrılmaz bir bütün haline gelmiş Cumhuriyetimiz ile demokrasimizi çatıştırmaya, birbirleriyle kıyaslamaya hakkı yoktur. Cumhuriyet'in cumhuru ile demokrasinin demosu aynı meşruiyet kaynağına, yani millete işaret etmektedir" dedi. Erdoğan, Milli Egemenlik Haftası dolayısıyla TBMM Eski Senato Salonu'nda düzenlenen "Milli Egemenlik ve Siyaset" konulu sempozyumda yaptığı konuşmada, 84 yıl önce kurulan TBMM'nin, aradan geçen zaman boyunca milli egemenliğin, Cumhuriyet değerlerinin ve çağdaş uygarlık yolundaki yürüyüşün sembolü olduğunu söyledi. Erdoğan, şunları kaydetti: "Milletin iradesi bu çatı altında tecessüm etmektedir. Bu çatı altında bulunanlar, milletin ortak iradesini ve vicdanını temsil etmektedir. Siyasi meşruiyetin biricik kaynağının millet olduğunu ifade eden milli egemenlik fikri, demokrasinin, üniter devletin ve laikliğin de temelini oluşturmaktadır. Cumhuriyetimizin temel değerleri, milli egemenlik zemini üzerinde şekillenmektedir. Demokrasi, demosun, yani halkın, milletin iktidarıdır. Demokrasinin kurucu öznesi millettir. Dolayısıyla millete dayanmayan, meşruiyetini milletten almayan hiçbir iktidar demokratik değildir. Üniter devlet bir millet tasavvuruna dayanır. Ortak bir tarih ve ortak bir ideale sahip bu milletin hukuki varlığı, vatandaşlık müessesesiyle belirlenir. Vatandaşlık bağı, milletin her ferdini eşit kılar. Üniter devletin kaynağı olan millet, başka hiç bir fark gözetilmeksizin, vatandaşlık esasında birbirine eşit fertlerden müteşekkil bir bütündür. Laik devlet sadece dini normlar tarafından belirlenmeyen devlet değildir. Milli egemenliğin gereği olarak laik devlet, aynı zamanda, milletin yaşattığı farklı inanç ve değerlere eşit mesafede olan, bu inançlar arasında ayrım gözetmeyen ve inanç alanında özgürlükçü bir ortam tesis eden devlettir. Tıpkı devlet gibi, milletin temsilcileri de bu görevlerini yerine getirirken, insanları din, dil, etnik köken, siyasi görüş gibi birbirinden farklı vasıflarına göre ayırt etmemeli. Bu ilkeye bağlılıkları, yüklendikleri temsil görevini layıkıyla yerine getirmelerinin de ön şartıdır. Milletimizin tüm fertleri, dini, siyasi, felsefi görüş ve inanışları her ne olursa olsun bizim için eşit değerdedir. Öyle de olmalıdır ve olacaktır. Cumhuriyet bizim asla terk etmeyeceğimiz yönetim biçimimizdir, demokrasi ise siyasal sistemimizin temelinde yatan unsurdur. Bu iki kavram birbirini bütünleyici bir mahiyete sahiptir ve birbirlerinin uğruna asla feda edilemezler. Cumhuriyetimizi koruyacak ve ilelebed payidar kılacak olan temel unsur, onun demokratik niteliğidir. Dolayısıyla asıl üzerinde ısrar edeceğimiz husus, demokrasimizi evrensel ve medeni standartlara uygun, örnek bir rejim haline getirmek olmalıdır. Artık birbirimize güvenmeli, zenginliklerimizin kıymetini bilmeli, bir ve bütün olarak Cumhuriyetimizi 100. yılında en güzel şekilde taçlandıracak demokratik atılımları gerçekleştirmeliyiz."