Erdoğan Cumhurbaşkanı olmalı mı?
30 Mart seçimlerinde yaşanan hezimet sonrası CHP'yi topluma yeniden kazandırmaya çalışan Kılıçdaroğlu'nu geriulim filmi izler gibi izliyorum günlerdir.
30 Mart seçimlerinde yaşanan hezimet sonrası CHP'yi
topluma yeniden kazandırmaya çalışan Kılıçdaroğlu'nu gerilim filmi
izler gibi izliyorum günlerdir.
Seçimden sonraki gün, "Yeni oydaşlar kazandık. Bu yarış
daha yeni başlıyor. Birleşe birleşe kazanacağız" diyordu.
Önceki gün, "AK Parti kazanmadı, biz kaybettik"
demiş.
"Yahu Allah rızası için, 1 hafta istirahat raporu falan al
da, biz de biraz kafa dinleyelim" demeye kalmadan
dün yine sahneye çıkmış, bu kez de Cumhurbaşkanı olacak kişinin
profilini çizme derdine düşmüş.
Mübarek ekrana çıktığında zannediyor ki izleyenler, "Herşey
yalan gerçek sensin, sensin! Seni sevmeyen ölsün, ölsün!"
diye haykırıyor. Sağ kaşı kaldırıyor, sol gözü kırpıştırıyor, tam
bir otorite edasında ahkam kesiyor. Yaptığı şeyin, gergin geçen
siyasete birazcık komedi katmaktan ibaret olduğunu bile
farkedemiyor.
Bakın ne diyor:
"Seçilecek Cumhurbaşkanı’nın toplumun büyük bir kesiminin kabul
edeceği temiz, dürüst, dünyayı, dengeleri iyi bilen, yurttaşına
sempati gösteren, herkesi kucaklayan bir Cumhurbaşkanı istiyoruz.
Erdoğan’da bu özellikler var mı, yok mu? Erdoğan’da bu özelliklerin
olmadığını ben de biliyorum, kendisi de biliyor. Cumhurbaşkanlığı
farklı bir şey, bir partinin genel başkanı seçilmiyor. Ülkeyi
yönetecek, kurumlar arasında diyaloğu sağlayacak, ülkeyi hem içerde
hem dışarda temsil edebilecek bir insan arıyoruz. 76 milyon
yurttaştan herkes 'Bu benim Cumhurbaşkanım'
diyebilmeli. Biz böyle bir profil istiyoruz."
Bu ülkede, girdiği 7 seçimin tamamında halkın, "Seni
istemiyoruz" diyerek sandıktan kovduğu bir şahıs,
"Ben de Erdoğan'ı Cumhurbaşkanı olarak görmek
istemiyorum" diyebiliyor. Bir partinin genel başkanı bile
olmaya vasfı olmayan biri, Cumhurbaşkanı olacak kişinin eşkalini
verebiliyor.
Daha da tuhafı, bu adamın baştan sona saçmalıktan ibaret olan
açıklamaları irili ufaklı bütün gazete ve televizyonlarda haber
olabiliyor. Siz tüm bunlara rağmen kalkıp, "Bu ülkede
özgürlük yok kardeşim" diyorsanız, Allah sizi taş eder,
taş!
Neymiş efendim?
Cumhurbaşkanı halkın tamamını kucaklamalıymış!
Pardon da, nasıl kucaklamalı mesela? Ben şahsen geçmiş dönemlerde
vatandaşı bir kere kucaklayıp, sabahtan akşama kadar kucakta
taşıyanları da gördüğüm için, kucaklamanın önden mi arkadan mı
olacağını merak ediyorum. Başbakan'ın kafasına Anayasa kitapçığı
fırlatarak bu ülkeyi borç batağına sokan, bu milleti IMF'nin ve
Dünya Bankası'nın kucağına oturtan Cumhurbaşkanı da gördük.
Her sınır dışına çıktığında ülkesini kötüleyerek Avrupalı
parlementerlerin kucağına atmaya alışmış ya beyefendi?
Kucaktan, kucaklamaktan bunu anlıyor!
Tamam, Cumhurbaşkanı halkı kucaklasın, buna itirazımız yok.
Ama bir kez olsun, halkın da kucaklayacağı bir Cumhurbaşkanı
Çankaya'ya çıkacak diye, şimdiden telaşa kapılmak da neyin
nesi?
Allah aşkına, şu açıklamadaki rezilliğine bakar mısınız?
"Dünyayı, dengeleri iyi bilen, yurttaşına sempati
gösteren biri" Cumhurbaşkanı olmalıymış!
Hangi dengeleri bilecek mesela?
Suriye'de 130 bin kişinin katili olan bir adamın yanında senin
partililerin gibi saf tutarak mı? Yoksa Mısır'da kendi halkını
katleden Sisi'ye yine senin gibi topuk selamı çakarak mı dengeleri
koruyacak? Dünyanın dört bir yanında zulüm altında inim inim
inleyen Müslümanlara sırt çevirerek mi denge sağlayacak?
Arap sermayesini Türkiye'ye getirmeyerek mi? Kanal İstanbul, 3.
Köprü, 3. Havaalanı projelerini gerçekleştirmeyerek mi? Irak ve
İran petrolünü getirmeyerek mi? Devasa projeleri yurtdışındaki
baronlar istemediği için iptal ederek mi dengeleri sağlayacak?
Masonluktan gelmeli ve düzene ayak uyduran bir uşak olmalı değil mi
denge sağlaması için?
Sahi "Yurttaşına sempati gösterecek" ne demek?
Cumhurbaşkanı mı arıyoruz, yoksa anne adayı mı? Etine dolgun, hatta
hafiften balık etli de olsun mu? Topuklu giydiğinde boyu tam kaç
olsun misal?
Cumhurbaşkanı adayı birleştirici olmalıymış? Tamam da, bu konuda
Erdoğan'ın eline kim su dökebilir?
Yıllarca kanlı bıçaklı olan CHP ile MHP'yi bir araya getirdi mi,
getirdi. Yetmedi, kurulduğundan beri din düşmanlığı yapan CHP ile
kendilerine cemaat diyen camiayı zamk gibi birleştirdi mi,
birleştirdi? Bunların yanına gezicileri, DHKP'C'lileri, TKPM'lileri
ve Perinçek tayfasını monte etti mi, etti?
Daha ne olsun yahu? Adam Nobel Barış Ödülü'nü dibine kadar haketti
be!...
"76 milyon yurttaştan herkes 'Bu benim
Cumhurbaşkanım' diyebilmeli. Biz böyle bir profil
istiyoruz."
Tamam da bu iş seçimle olmayacak mı? Cumhurbaşkanı'nı halk
seçmeyecek mi? Zamanında "Muhtar olamaz"
denileni de bu halk seçmedi mi? Geçtiğimiz seçimde de bütün
palavralara ve kirli ittifaklara rağmen halk doğru bulduğu kararı
vermedi mi? Halkın kararını sana getirip, "Onaylıyor
musunuz" demeyeceklerine göre, sana ne kimin aday olup
kimin olmayacağından?
Gerçi henüz ortada birşey yok ama adam bu gidişle Tayyip Erdoğan'ı
zorla seçtirecek. Kılıçdaroğlu böyle konuşmaya başladığına göre,
Erdoğan seçimde fark atarak Köşk'e çıkacak demektir. Halkın yüzde
73'ü onun dediğinin tersini yapıyor neticede...
Ayrıca ben bu işte bir bit yeniği aramıyor da değilim. Erdoğan'ı
ayırabilirlerse AK Parti'nin helva gibi dağılacağını kendisi de çok
iyi biliyor.
Acaba diyorum...
Acaba, Erdoğan'ı şimdiden gaza getirip Cumhurbaşkanlığı'na aday
olmasını sağlamaya mı çalışıyor birileri?
Ne dersiniz, olabilir mi böyle bir şey?
twitter.com/slymnoz
facebook.com/slymnoz