Başbakan Erdoğan, Almanya'da Türk vatandaşlarına seslendi!
Abone olErdoğan Almanya'nın Düsseldorf kentinde Dom Salonu'nda düzenlenen ''Düsseldorf Buluşması''nda Türk vatandaşlarına hitap etti. Almanya'daki Türklere, Türkiye'nin teminatı altındasınız diye seslenen Erdoğan, 50 yıldır gözümüz, kulağımız sizlerdedir diye konuştu. Erdoğan, Ortadoğu'daki gelişmelerle ilgili olarakta her canı kutsal saydıklarını ifade ederek kimsenin içişleri karışmadıklarını, bölge için demokrasi istediklerini söyledi.
Erdoğan, Almanya'nın Düsseldorf kentinde İssdome Salonu'nda düzenlenen ''Düsseldorf Buluşması'' konulu toplantıda Türk vatandaşlarına hitap etti.
Erdoğan, Almanya'nın Düsseldorf kentinde İssdome Salonu'nda düzenlenen ''Düsseldorf Buluşması'' konulu toplantıda Türk vatandaşlarına hitap etti.
Başbakan Erdoğan, konuşmasına ''Türkiye seninle gurur duyuyor'' tezahüratları arasında ''Sizleri Anadolu topraklarından, Trakya topraklarından, gönlümün derinliklerinden getirdiğim en kalbi duygularımla, sevgiyle, saygıyla selamlıyorum. Düsseldorf'ta, bu salonu hınca hınç dolduran, bu muhteşem heyecanı bizlere yaşatan, bu sıcacık muhabbetle bizleri kucaklayan siz değerli kardeşlerime şükranlarımı sunuyorum. Almanya'nın çeşitli kentlerinden olduğu kadar, çevre ülkelerden de bu muhteşem buluşmaya gelen kardeşlerime teşekkür ediyorum'' diyerek başladı.
Bu sabah saat 11.40 sıralarında Hakka yürüyen 54. Hükümetin Başbakanı, Saadet Partisi Genel Başkanı ve ülkenin çok değerli bilim adamı, siyaset adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ı bir kez daha şükranla, saygıyla rahmetle yad ettiğini dile getiren Başbakan Erdoğan, bakan ve milletvekilleriyle Türkiye'den selam getirdiğini söyledi. Erdoğan şöyle konuştu:
"Birileri çıkıp sizlere gurbetçi diyebilir. Birileri çıkıp sizlere yabancı diyebilir. Birileri sizlere Alamancı diyebilir. Sizler, emeğinizi, sizler alın terinizi ekmeğinize katık ettiniz. Sizler, en meşakkatli yollardan 50 yıl öne yürüdünüz, en zor şartlarda çalıştınız ve bugünlere geldiniz. Şundan emin olunuz ki sizler, kazandıklarınızı ananızın ak sütü gibi kendinize, ailelerinize, çoluk çocuğunuza helal ettiniz. Size kim ne derse desin, siz benim vatandaşlarımsınız, siz benim arkadaşlarımsınız, siz benim öz be öz kardeşlerimsiniz.''
''50 YILDIR KULAĞIMIZ, GÖZÜMÜZ, GÖNLÜMÜZ SİZLERLE''
''50 yıldır kulağımız sizlerle, gözümüz sizlerle, gönlümüz sizlerle'' diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''50 yıldır yaşadığınız her acıyı, her hüznü 74 milyon yüreğimizde hissettik. 50 yıldır sizin sevinciniz, sevincimiz oldu; neşeniz, neşemiz oldu; sizin düğününüz bizim düğünümüz oldu. Siz burada ne kadar mutlu, ne kadar huzurluysanız, biz Türkiye'de o kadar mutlu, o kadar huzurlu olduk. Siz ne zaman dertlendiyseniz, biz o kadar dertlendik. Sizin kaygınızı kaygımız, sizin endişenizi endişemiz, sizin coşkunuzu coşkumuz olarak yüreğimizin ta derinlerinde hissettik. Sevgili kardeşlerim umut yolculuğu tam 50 yıl önce, 1961 yılında, Sirkeci Garı'ndan kalkan trenle başladı. Niceleri, 'Su gibi gidin, su gibi gelin' temennisiyle o trenin ardından sular serpti. Sirkeci Garı'ndan kalkan o trenin arkasından niceleri gözyaşlarını akıttı.''
"TÜRKİYE'NİN TEMİNATI ALTINDASINIZ"
Şair İbrahim Sadri'nin, ''Sirkeci'den tren gider vagon gider, derdim gider, gurbet elde bir başıma varım yoğum alır gider. Sirkeci'den tren gider bir yaldızlı Kur;an gider, Erzurumlu Duran, Ankaralı Burhan gider. Sirkeci'den tren gider, göz yaşımı döker gider'' dizelerini okuyan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Sizler, büyük bir ülkenin, büyük bir devletin, Türkiye Cumhuriyeti'nin teminatı altındasınız. Şunu bilesiniz ki, Melbörn'den Monreal'e; Pekin'den New York'a; Astana'dan Saraybosna'ya; Kabil'den Kerkük'ten, Musul'dan Londra'ya; Düseldorf'tan, Berlin'den, Münih'ten Kahire'ye, Trablus'a, Bingazi'ye kadar, nerede bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı varsa, işte biz, bütün imkanlarımızla oradayız, onların yanı başındayız.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Zorunlu olarak buralarda kalan, dönüş için sabırsızlanan, toprağının, vatanının hasretini çeken sanatçı ve yazarlarımızı, Türkiye;nin değişimine Türkiye;de katkı vermeye çağırıyorum. Kapının artık onlar için ardına kadar açık olduğunu hatırlatmak istiyorum ''
''BİZ ORTADOĞU'YA BAKINCA PETROL GÖRENLERDEN DEĞİLİZ''
''Biz Ortadoğu;ya bakınca petrol görenlerden değiliz'' diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Biz Balkanlar;a bakınca rant görenlerden değiliz. Biz Kafkasya'ya, Asya'ya, Afrika'ya, çıkar nazarıyla bakanlardan değiliz. Bizim söylediğimiz sadece şudur: Biz demokrasi diyoruz, biz insan hakları diyoruz, biz adalet diyoruz, hukuk diyoruz, evrensel değerler diyoruz. Bağdat için ne diyorsak, Darfur için de onu diyoruz. Kahire için ne diyorsak, Trablus için de onu diyoruz.
Hiç kimsenin içişlerinde gözümüz yok. Hiç kimsenin iç meselelerine karışmıyoruz. Biz, Yunus Emre;nin diliyle konuşuyor ve diyoruz ki: 'Biz kimseye kin tutmayız, ağyar dahi dosttur bize haktan yana yöneliriz. Başka yollar dardır bize' Evet, biz her insana can gözüyle bakıyoruz.''
'ORTADOĞU'DA, KUZEY AFRİKA;DA, İNSANLARI SOKAĞA DÖKEN..."
Her canı kutsal bildiklerini vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
''Yunus;un dediği gibi; yaratılanı yaratandan ötürü seviyoruz. Kürdüyle, Türküyle, Çerkeziyle, Lazıyla, Gürcüsüyle, Abazasıyla, Arnavuduyla, Boşnağıyla, Romanıyla ayrım yok bizde. Hepsini bir, beraber tutuyoruz.
İşte bugünlerde görüyorsunuz. Ortadoğu halklarına karşı nasıl bir çifte standardın uygulandığını sizler de görüyorsunuz. Demokrasi havarilerinin sesi çıkmıyor. İnsan hakları savunucularının sesi çıkmıyor. Evrensel değerler diyenlerin sesi çıkmıyor. Söz konusu Mısır olunca, söz konusu Tunus olunca, söz konusu Libya olunca, bazı ağızları bıçak açmıyor. Peki neden? Onlar demokrasiyi hak etmiyor mu? Onlar, en ileri demokratik standartları hak etmiyor mu? İnsan hakları onları da, o insanları da kapsamıyor mu? Onlar, bu evrenin, evrensel değerlerin dışında mı? Demokrasi belli kesimlerin mi hakkıdır? Batıdaki insanın demokrasiye hakkı vardır da, Doğu'daki insan için demokrasi erken midir? Petrolü olmayan ülkelere demokrasi isteyenler, insan hakkı isteyenler, petrolü olan ülkeler karşısında neden susuyorlar? İşte bu çifte standarttır. İşte bu samimiyetsizliktir. İşte bu, bugün Ortadoğu;da, Kuzey Afrika'da, insanları sokağa döken adaletsiz, hukuksuz, çifte standartlı anlayıştır.''
Erdoğan, yeryüzündeki her insanın, derisinin rengine bakılmaksızın, diline, inancına, mezhebine, kültürüne bakılmaksızın, herkes kadar yaşamayı, herkes kadar adaleti, demokrasiyi ve insan haklarını hak ettiğini düşünüyor, buna inandıklarını ve bunu savunduklarını kaydetti.