Grup toplantısında konuşan Erdoğan, CHP'nin ATA ucağıyla ilgili eleştirilerini yanıt verdi.
Abone olAK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin bugün yakaladığı demokrasi standardını, insanlara iki beden büyük görenler olduğunu bildiklerini belirterek, ''Daha vahim olanı ise bu düşünce sahiplerinin, ekseriyetle siyasetten geçinenler arasından çıkmasıdır'' dedi.
Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin yarınları adına büyük önem taşıyan, zengin fırsatlar barındıran bir dönemden geçildiğini söyledi. Türkiye'nin önündeki dönem en iyi şekilde değerlendirilip, son 3.5 yılın başarıları istikrarla korunarak kalıcı hale getirilirse Türkiye'nin yakın geleceğe mutlaka damgasını vuracağını ifade eden Erdoğan, şöyle devam etti:
''Burada, altını önemle çizmek istediğim anahtar kelimeler var. Bunlar, değişim ve istikrardır... Bu kelimelerin üzerinde ısrarla durmamız gerekiyor. Türkiye, her alanda yakalanan istikrar düzenini şartlar ne olursa olsun mutlaka korumalıdır. Bu ülkenin insanları olarak, bu ülkeyi seven, bu ülkenin geleceği hakkında aydınlık hayaller besleyen insanlar olarak, her şeyden önce fikirde, anlayışta, özellikle bu istikrarı, bu değişimi korumalıyız. Türkiye'de vatansever olan herkes, 3 Kasım 2002'de millet iradesiyle açıkça ortaya konulan istikrar içinde değişim kararını, asla zedelemeye çalışmamalıdır.
Değişim politikalarını eleştirmek demokratik bir haktır ama milletin değişim iradesini ve kararını tahrip etmeye çalışarak statükoyu savunmanın, bugünün dünyasında vatanseverlikle uzaktan yakından hiçbir alakası yoktur. Cumhuriyetimizin mayası olan demokratik değişim iradesine karşı çıkmanın, cumhuriyetçilik ve milliyetçilikle bir ilgisi yoktur. Evrensel hukuk ilkeleri, demokratik değişim ve millet iradesiyle kalkınma, Atatürk tarafından Cumhuriyetin harcına konulmuştur.
İşte bu yüzden, değişimi reddeden ve statükoyu kutsayan anlayışların adı ne olursa olsun, cumhuriyetçilikle ve vatanseverlikle alakası olamaz. Önümüze çıkan engeller ne olursa olsun, çıktığımız bu uzun yola ilişkin bir tereddüde asla kapılmamalıyız. Çünkü, Türkiye'nin yegane çıkar yolu, yegane doğru istikameti budur.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, geçen hafta Doğu ve Güneydoğu Anadolu'nun çeşitli kentlerine yaptığı seyahatlerle ilgili olarak, ''Türkiye'nin birlik ve beraberliğini, insanımızın dostluk ve kardeşliğini bertaraf etmek isteyenler, hain girişimler, bir kere daha boşa çıkmıştır. Bunu
gördük'' dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, demokrasi ile refahın birbirini yeniden üreten kavramlar olduğunu belirterek, ''Yanisiyasi demokrasi yoksa, ekonomik demokrasi de yoktur. Bunu böyle bilmeliyiz. Bu ikisinden biri düşüşe geçtiğinde, diğerini de beraberinde aşağı çeker'' diye konuştu.
Demokrasiyi, belli bir ekonomik gelişme seviyesiyle ilişkili hale getirmenin, onu sürekli ertelemek anlamına geldiğini kaydeden Erdoğan,demokrasi ve özgürlüklerin yeterince gelişmediği bir toplumsal zeminin, ekonomik yapının modernizasyonunu ve piyasa süreçlerinin işlerlik kazanmasını engellediğini vurguladı.
Doğu ve Güneydoğu'da bir ekonomik modernizasyon arzu ediliyorsa
bunun ilk şartının demokratik süreçlerin, özgürlüklerin özellikle muhafazası ve daha da kamil hale getirilmesi olduğunu ifade eden Erdoğan, ''Yani, daha çok demokrasi ve daha çok kalkınmayı birlikte temin etmektir'' dedi.
Erdoğan, Hükümetin terörle mücadelesini demokrasi ve özgürlüklerden taviz vermeden yürütme iddiasını kuvvetle seslendirdiğine işaret ederek, Doğu ve Güneydoğu'da terörün zemin bulmasını engelleyecek temel unsurun, ekonomik yapının dönüştürülmesi olduğunu, bunun da ancak özgürlüklerin hayata geçirildiği ve toplumsalpotansiyelin açığa çıkabildiği demokratik bir düzen içerisinde mümkün olduğunu vurguladı. Erdoğan, ''Geçmiş tecrübe göstermektedir ki demokrasinin terörle mücadele için zaaf olarak addedildiği dönemlerde hem terör hem de ekonomik yapının çarpıklığı süreklilik kazanmıştır. Bu ikisi birbirini beslemiş, kışkırtmıştır'' görüşünü ifade etti.
-CHP'NİN ELEŞTİRİSİNE YANIT-
Başbakan Erdoğan, hem bazı açılışlar hem de partisinin il kongreleri nedeniyle geçen haftanın önemli bölümünü Adıyaman, Şanlıurfa, Adana, Diyarbakır ve Siirt'te geçirdiğini hatırlatarak, buralarda hem bölge insanıyla bir kez daha kucaklaşma imkanı bulduğunuhem de ülke için önemli projelerin açılışlarını gerçekleştirdiğini anlattı.
CHP'nin eleştirilerine dikkati çeken Erdoğan, şunları söyledi: ''Anamuhalefet partisi çok merak ediyor; benim Başbakanlık uçağıyla kongrelere niçin gittiğimi soruyor. Hemen buradan cevabını vereyim; Bu kadar heyecanlanmasın, bu kadar telaşa düşmesin. Anamuhalefet şunu iyi bilmeli, ben ülkemin her yerine şu and makama tahsisli olan bu uçakla kişisel işlerimi görmeye gitmiyorum. Gittiğim her ilde, şu anda ülkem için önem arzeden hem bu açılışları yapıyorum.Ama bunun yanında, gittiğim her yerde nasıl ki parti teşkilatımı ziyaret etme hakkım varsa, bunun yanında eğer şu anda kongre varsa o kongreleri de yapıyorum. Tabii anlayışları, zihniyet yapısı, her
attığımız adımda bir şeyler aramak olduğu için de 'burada da acaba
nasıl bir şeyler sokuşturur da kafaları bulandırırız', bunun derdi içindeler. Sakın uğraşmayın. Önce, bugüne kadar gelen hükümetlerin elinin, ayağının, dilinin, gözünün, kulağının ulaşmadığı yere, bu iktidarın ulaştırdığı yatırımlarla ilgili söyleyecek bir sözün var mı onu konuş. Ama onu konuşmuyor.''
-CHP'YE: ''ÜZÜME YETİŞEMİYORLAR''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, anamuhalefet partisinin bu eleştiriyle yetinmeyip yeni bir şey daha çıkardığını ve ''Efendim, kongreler nasıl olur da stadyumlarda olur'' dediğini belirterek, ''Bak şimdi nereden nereye geldi. 'Kongreler nasıl olur da stadyumlarda olur.' Şimdi ben diyorum ya dert farklı. Üzüme yetişemiyorlar. Onun için bir şey söylemeleri lazım. O da yetmiyormuş gibi, 'efendim kapıları kapadılar' diyor. Olmaz böyle...Biraz insaf sahibi olmak gerekir. Önce bu ülkenin insanları bir heyecan yaşıyor şu
anda. Bu heyecanı bu millet, kurmuş olduğu AK Parti ile yaşıyor'' dedi.
Adıyaman'da yolların sel gibi olduğunu, ancak muhalefetin oradaki yöneticisinin bu kalabalıklar için ''bindirilmiş kıtalar'' dediğini ifade eden Erdoğan, ''Eğer bindirilmiş kıtalar olsaydı, orada yabancı,yani farklı illerin otobüslerinden geçilemezdi. Çünkü onlar, hep bindirilmiş kıtalara alışmışlar. Hep böyle taşıma kitlelerle, bırakın stadyumları kapalı salonları doldurmaya alışmışlar. Bizim olay farklı.Ne derseniz deyin, evet insanlar yürüyor. Adıyaman'da şehir stadyumu tüm tribünleri ve zeminle hamdolsun tıklım tıklım doluydu. Halkımızın teveccühü çok çok farklıydı. Milletimiz, halkımız iktidarını sahiplenmiş, kurmuş olduğu partisini sahiplenmiş ve bu heyecanla
yarınlara yürüyor'' diye konuştu.
-''TELEVOLELERDEN SIRA GELMİYOR''-
Adıyaman'da 33 fabrikanın açılışını yaptığını belirten Erdoğan, milletvekillerine, ''Ertesi gün bir şey gördünüz mu yazılı ve görsel medyada?'' diye sordu. Açılışı yapılan fabrikalardan birinin 2 bin 500personel çalıştırdığını, 120 milyon dolarlık bir yatırım olduğuna dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Niye bundan bahsetmiyorsunuz? Bahsedin ki milletin heyecanına heyecan katın. Oralarda yatırım yapabilecek vatandaşlarımızı teşvik edin. Bunları yazmıyorlar. Niye, korkuyorlar. Anadolu'nun doğusuna güneydoğusuna olur ki işadamları, 'filanca buraya yatırım yaptı, ben niye yapmayayım' diyen olur da yatırım yaparlar diye korkuyorlar ya korkuyorlar. Onun için bu tür cefakar, vefakar, vatansever yatırımcılarımızı, işadamlarımızı özellikle kutluyorum. Oraya bu tür modern yatırımların girmesi ki şu anda Adıyaman'da yatırım yapacak yerkalmadı. 40 yatırım sırada. Onlar da yatırım yapmak istiyorlar. 'Hazırız, değer' diyorlar. Bakın bu noktaya geldik. Bunu yazın, bunu konuşalım. Niye yazmıyorsunuz, niye bunları televizyonlarda program haline getirmiyorsunuz? Televolelerden sıra gelmiyor, şovdan sıra gelmiyor. Olay bu. Bunları aşacağız. İşsiz vatandaşımın çözüm yolu buradan geçiyor. Öyle lafla değil. İşsizliğin faturasını AK Parti
iktidarına kuru kuruya kesmekle değil, çözüm çözüm...Bak bunlar atılan
adımlar, teşvik yasaları hep çözüm. Ama bunlar da yeterli değil.''
İstihdam alanına her yıl ortalama 500 bin insanın girdiğini, ortalama 100 kişinin çalışacağı 500 fabrika gerektiğini anlatan Erdoğan, 2 bin 500 kişinin istihdam edildiği yatırımlarla durumun dahafarklı olacağını, ama bu tür yatırımların her yatırımcının yapacağı işolmadığını kaydetti. Erdoğan, ''Onun için yurtdışından küresel sermayeyi getirirsin, 'ülkeyi sattılar.' Onu getirirsin böyle...Yerli için yollar açarsın, nasıl engelleriz onun kendilerine göre laflarını
yapmaya çalışıyorlar. İşleri laf salatası, icraat yok'' dedi.
-''HALKIN GELECEKLE İLGİLİ UMUTLARINA TANIK OLDUK''
Seyahatlerinde vatandaşların sıkıntılarına kulak verme fırsatını da yakaladıklarını belirten Başbakan Erdoğan, her şey pahasına koştuklarını ve zamanla yarıştıklarını ifade etti. Sorunların çözümü uğrunda her türlü fedakarlığı yapacaklarını kaydeden Erdoğan, şunları kaydetti:
''Şükürler olsun ki gelecekle ilgili halkımızın umutlarına heyecanlarına ve hayallerine şahit olduk. Bu gücümüze güç kattı. Gördük ki Türkiye'nin her yerini saran mutlu ve müreffeh gelecek umudu, bu bölgelerimiz de kalpleri heyecanla doldurmuş. Gördük ki dünekadar sadece bir dertler yumağı görüntüsü veren bu şehirlerimiz, hamdolsun 3.5 yıldır atılan bu adımlarla yeniden geleceğe yüzünü çevirdi. Gördük ki Türkiye'nin birlik ve beraberliğini, insanımızın dostluk ve kardeşliğini bertaraf etmek isteyenler, hain girişimler birkere daha boşa çıkmıştır. Bunu gördük. Şimdi sadece Hükümete, AK Parti'ye değil, Türkiye'nin siyaset sahnesinde varlık gösteren her partiye, her siyasetçiye, her aydına bu umudu boşa ıkarmamak, bu
hayalleri kırmamak için çalışmak, üretmek, paylaşmak görevi düşüyor. Hepimizin çeşitli konularda fikir ayrılıkları olması tabiidir. Buna kimse bir şey diyemez. Bu Türkiye'nin zenginliğidir, gücüdür. Buna inanıyoruz. Eskilerin dediği gibi, hakikatin ışığı şüphesiz ki kişilerin tartışmasından doğmaktadır.''
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''vatanseverliğin olmazsa olmaz şartının cumhuriyetçi olmaktan, demokrat olmaktan ve değişimi beslemekten geçtiğini'' söyledi.
AK Parti TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, birlik ve beraberliğin önemine değindi. ''Bu vatanın çocuklarının mutlu ve müreffeh bir geleceğe süratle kavuşulabilmesi konusunda bir kaygısınınolması gerekir. Burada fikir ayrılığının olmaması gerekir'' diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Ülkenin kalkınması konusunda hakaret değil, ne bekliyoruz? 'Şöyle olmaz, böyle olur' denilmesini bekliyoruz. Terörle Mücadele Yasası konusunda bile hep hakaret var. Hep kendilerine göre bir tespitvar. Peki ne olacak? Çözüm var mı? Yok. Sıkıntı burada. Bu sadece burada değil. Her olayda oluyor.
Biz her şeyden önce şuna inanıyoruz. Tarihi tecrübe bize şunu gösterdi ki vatanseverliğin olmazsa olmaz şartı cumhuriyetçi olmaktan,demokrat olmaktan ve değişimi beslemekten geçiyor.
Hükümet olarak bugüne kadar olduğu gibi bugünden sonra da azami gayret gösterecek ve bütün imkanlarımızı seferber edeceğiz. Ülkemizin her bir bölgesini aynı demokrasi ve kalkınma standartlarına ulaştırmak, gelir adaletini ve fırsat eşitliğini sağlamak, bölgelerarası makası açmak değil, daraltmak için her türlü çözüm önerisine, her türlü üretim projesine, her türlü sosyal programa hükümet olarak sonuna kadar açığız. Açıkça bunu söylüyorum. Bu ülke hepimizin. Öyleyse nimetlerini olduğu gibi külfetlerini de paylaşmamız
gerekiyor.''
-''EŞEK ÖLÜR KALIR SEMERİ, İNSAN ÖLÜR KALIR ESERİ''-
Getirilen hizmetleri vatandaşların gördüğünü ve neyin nasıl olduğunu gayet iyi bildiğini vurgulayan Erdoğan, milletvekillerine şöyle seslendi:
''Biz işimize bakalım... İş yapma zamanıdır. Üç buçuk yıldır nasıl koşup terliyorsak bundan sonra da terleyeceğiz. Adımları atmaya devam edeceğiz. Toplu Konuttan KÖYDES Projesi'ne kadar hepsini yerinde adım adım takip edeceğiz. Onun için tüm milletvekillerime düşen görev çok fazladır.
Ankara'ya sandalyeyi attığınız takdirde bu işin neticesini alamayız, onu söyleyeyim size.... Kusura bakmayın. Açık, net söylüyorum. Her milletvekili arkadaşım her hafta sonunu kendi ilinde geçirmek durumundadır. Biz turist değiliz. Biz milletvekiliyiz. Bizim işimiz var. Onun için bunu yapacağız.''
Yurtiçi gezileri hakkında bilgi de veren Erdoğan, hafta sonu Adana'ya yaptığı gezide, ülke genelinde restorasyonu tamamlanan 1111 eseri ortak açılışla hizmete sunduklarını hatırlattı. ''Bu eserlerin ayakta kalkması gerekir ki millet ayakta kalsın'' diyen Erdoğan, gelecek nesillerin ''Bu topraklar bizim topraklarımız'' demesi için bueserlerin sağlam kalması gerektiğini söyledi.
Selçuklu'nun, Osmanlı'nın bu eserlerle anıldığını belirten Erdoğan, Ziya Paşa'nın ''Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri'' sözünü hatırlattı. Başbakan Erdoğan, ''Gerçek bu... Biz buna bakacağız. Bu çok önemli. Bırakabiliyorsan bir şey hayırla yad edilirsin. Bırakamıyorsan kimse seni hatırlamaz bile. Bırakabileceğin bir şeyler olması lazım'' diye konuştu.
Konuşmasında İstanbul Boğazı'na yapılacak tünel geçit projesini deanlatan Erdoğan, bazılarının ''İstanbul'a tünel yakışır mı ya? Ayıptır. Yeditepe'nin altından tünel gider mi?'' dediğini hatırlattı ve başparmağı ile kafasını göstererek, ''Basmıyor, basmıyor... Onlar hala at arabasıyla gitmek istiyorlar. Farkımız bu. Hangi dönemde yaşıyoruz? Biz zamanla yarışıyoruz'' dedi.