29 Ekim Resepsiyonu'nda yapılan sohbetler, gündemi bir süre daha meşgul edeceğe benziyor.Tıpkı Başbakan Erdoğan'ın İngiltere Büyükelçisi ile yaptığı konuşma gibi.
Abone olBaşbakan Erdoğan, Köşk'teki resepsiyonda İngiltere Büyükelçisi Westmacott'la sohbet ederken, konu Kıbrıs sorununa odaklandı. AB'ye girişin Kıbrıs'ta çözüme bağlı olduğunu söylemeye çalışan Elçi'ye, Erdoğan, ‘‘Bana numara yapmayın’’ deyince, Egemen Bağış nasıl çevireceğini şaşırdı. İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Peter Westmacott, ‘sir’ unvanına sahip olunca Başbakan Tayyip Erdoğan, aldığı bu asalet unvanından dolayı kendisini kutlamış ve şöyle demişti: ‘‘Tebrik ederim. Şu Kıbrıs işini de bir çözün, biz de size bir unvan veririz. Bizde de unvan çok. Mesela size fahri vatandaşlık, madalya veririz.’’ Büyükelçi Westmacott, önceki akşam Çankaya Köşkü'nde Erdoğan'la karşılaşınca, kendisine şu espriyi yaptı: ‘‘Kıbrıs sorununu çözmem talimatını vermiştiniz. Ben de bu çerçevede yarın Kıbrıs'a gidiyorum.’’ TARİHİ VER, KARIŞMA Ardından ilginç bir diyalog yaşandı. Westmacott önce, ‘‘Uyum yasalarıyla önemli mesafe aldınız. Ancak uygulamada sıkıntılar var sanırım’’ diye söze girecek oldu ki, Erdoğan'dan şu yanıtı aldı: ‘‘İpe un seriyorsunuz. AB müzakere takvimi versin, uygulamayla ilgili sorunların da aşıldığını göreceksiniz. Tarih verilirse birçok şey yola girecektir.’’ Westmacott, Kıbrıs sorununun çözümü gereğinden söz edecek oldu ve hiç beklemediği bir yanıtla karşılaştı: ‘‘Bana numara yapmayın.’’ NUMARA YAPMAYIN Çeviriyi yapan Erdoğan'ın dış ilişkiler danışmanı İstanbul Milletvekili Egemen Bağış, Kasımpaşa jargonunu Türkçe'ye çevirebilmek için soğuk terler döktü ve aslına sadık kalarak, ‘‘Dont't pull a number on me...’’ deyip işin içinden çıktı. Elçi’nin kolundan tutup yakın temasa geçen Erdoğan, ‘‘Adil olun yeter’’ diyerek, şöyle konuştu: ‘‘Kopenhang kriterlerinde Kıbrıs yok. Şu anda Kıbrıs'ta iki ayrı kesim var. Siz birini AB'ye alacağız diye ısrar ediyorsunuz, bir yandan bize ana dilde eğitim hakkını soruyorsunuz. Orada iki halk, iki dil var. Onları düşünmüyorsunuz. Bu çifte standart değil mi? Kıbrıs konusunda tam tadımızı bulmuşken, birileri bozmamalı.’’ Erdoğan'ın bu sözleri tersinden okunduğunda, ‘‘Türkiye'deki Kürtlerin ana dili söz konusu olunca hassasiyet gösteriyorsunuz, ama aynı hassasiyete Kıbrıs'taki Türkler için neden göstermiyorsunuz?’’ mesajını içeriyordu. Westmacot, salvolar üzerine Türkiye-İngiltere maçını Şükrü Saracoğlu stadında Rauf Denktaş'la izlediğini hatırlattı, ‘‘Herhalde İngiltere-Türkiye maçını izlerken, Sayın Denktaş'ın konuşmalarından çok etkilendiniz’’ diyerek taşını atıverdi. ‘‘Denktaş'ı dinlemiş olsaydık, galip gelirdik, çünkü öyle istiyordu. Ama maç berabere bitti’’ diye karşılık verdi Erdoğan. Kurtuluşu canlandırdılar KURTULUŞ törenlerinde Kars'ı temsil eden gelinlikli genç kızın, Türk askerleri tarafından kurtarılması canlandırıldı. Türk subayı, gelin Ayşegül Demir’i Başbakan Erdoğan'a getirip, ‘‘Sayın Başbakanım. Kars, kurtulmuştur’’ diyerek, bayrağı hediye etti. Erdoğan da bayrağı öperek teslim aldı. Üşüdüğü için müteahhit Atilla Gönen'in paltosunun altına saklanan küçük Nursu Korkmaz da, Erdoğan'ın dikkatini çekti. Kaynak: Hürriyet