Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da Ensar Vakfı'nın 38. Genel Kurulu'nda konuştu.
Abone olEnsar Vakfı'nda konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk dilinin kullanımına ilişkin duyduğu rahatsızlığı bir kez daha dile getirdi.
Erdoğan, "Medyadan sinemaya, bilim teknolojiden hukuka kadar pek çok alanda hala en etkin yerlerde ülkesine ve milletine yabancı zihniyetteki kişilerin, ekiplerin, hiziplerin bulunduğunu biliyorum. Açıkça söylemek gerekirse bu durumdan da büyük üzüntü duyuyorum" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasından satır başları;
"Vakıf, dernek, parti gibi kuruluşlarda yapılan hizmetler gönül işidir; sevgi, sevda işidir. Büyüklerimizi unutmamız bizim mümkün değil. İmam Hatiplere olan ilginin artması, tüm okullarda Kuran'ı Kerim, Osmanlıca gibi derslerin okutulması başlıbaşına güzel şeyler. Bunlar önemli gelişmeler.
"BU DURUMDAN DA BÜYÜK ÜZÜNTÜ DUYUYORUM"
Ülkemizin ihtiyacı, milletimizin talebi, bizim hayalimiz olan nesillerin yetiştirilmesi konusunda hala pek çok eksiğimiz bulunuyor. Dilimizden, tarihimize kadar birçok alanda ecdadımıza ve kültürümüze duyulan husumetin ürünü bir yaklaşımla hazırlanmış olan müfredatlar daha yeni yeni değişiyor. Medyadan sinemaya, bilim teknolojiden hukuka kadar pek çok alanda hala en etkin yerlerde ülkesine ve milletine yabancı zihniyetteki kişilerin, ekiplerin, hiziplerin bulunduğunu biliyorum. Açıkça söylemek gerekirse bu durumdan da büyük üzüntü duyuyorum.
Dilimizden tarihimize kadar pek çok alanda ecdadımıza ve kültürümüze duyulan husumetin ürünü bir yaklaşımla hazırlanmış olan müfredatlar daha yeni yeni değişiyor. Hala en etkin yerlerde ülkesine ve milletine yabancı zihniyette kişilerin bulunduğunu biliyorum. Dün hedefimiz bir avuç birikimli nesil yetiştirmekti, bugün ise hedeflerimiz çok çok farklıdır. Elimizde böyle bir imkan varken hala pek çok yeri boş bırakıyor olmamız aklın kabul edebileceği bir durum değildir. Bu konuda Ensar Vakfımıza çok büyük görevler düşüyor.
14 yıldır kesintisiz iktidarız ama sosyal ve kültürel iktidar olmak konusunda sıkıntılar var. İnsan yetiştirmek her şeyden önce inanç, adanmışlık, süreklilik gerektirir.
Artık biz 80 milyonun tamamına ulaşmaya çalışan bir kadroyuz. Bunun farkında olmamız lazım. Artık 2053 vizyonumuz bir temenniden ibaret olmaktan çıkmış, gençlerimizin gerçekleştirebileceklerine inandığımız yeni kızıl elmamız haline dönüşmüştür. Hamdolsun.
"O GECE ORAYA GELENLER, GEZİ PARKI'NIN GENÇLERİ DEĞİLDİ"
Geçmişteki acı hatıraları yaşamadıkları halde darbe teşebbüsü anlaşılır anlaşılmaz gençlerimiz hemen harekete geçtiler. Tankların altından girip üstünden çıkmaktan, darbeci hainlerin üzerine gidip işgal ettikleri yerleri kurtarırken gençlerimiz ön saftaydılar. O gece oraya gelenler Gezi Parkı'nın gençleri değildi. Bunu iyi görmemiz gerekir. O gece oraya gelenler vatanını milletini seven gençlerdi.
Birileri bizim gençliğimizin taşıdığı değerleri bilmiyordu. 15 Temmuz, gençlerimizin nasıl bir cevhere sahip olduğunu göstermiştir. 16 Nisan'da halk oylamasında seçilme yaşını 18'e indirerek gençlerimize güveni gösterdik."