BIST 9.646
DOLAR 34,64
EURO 36,46
ALTIN 2.949,72
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan bulvarına iptal davası

Ankara Barosu avukatı Sedat Vural, 'Erdoğan bulvarı' kararı için iptal davası açtı.

Abone ol

Ankara Barosu avukatlarından Sedat Vural, Ankara Büyükşehir Belediyesi Meclisinin, Esenboğa yoluna ''Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı'' ismi verilmesine ilişkin kararının iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Ankara İdare Mahkemesinde dava açtı. Avukat Vural, dava dilekçesinde, Başbakan ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın isminin daha önce de Sincan'da bir bulvara verildiğini anımsatarak, aynı kent içindeki başka bir bulvara aynı ismin verilmesine ilişkin kararın siyasal bir karar olduğunu kaydetti.

Ankara Büyükşehir Belediye Meclisinin dava konusu kararının demokrasi kültürüne aykırı olduğu ileri sürülen dilekçede, ''Esenboğa yoluna Recep Tayyip Erdoğan Bulvarı isminin verilmesi, demokrasinin temeli yurttaşlık yönetimi yerine kişi ve siyasi çıkarı ön planda tutan keyfi bir yönetim anlayışını çağrıştırmasına neden olacaktır'' denildi.

Dilekçede, kentlerin cadde ve başka mekanlarına siyasi kimliğe bağlı isim verme uygulamasının, demokratik rejimlerden uzak kişi ve grup yönetimlerinin egemen olduğu Orta Doğu ülkelerinde görüldüğü savunularak, Avrupa ülkelerinde, demokratik esas ve kültüre aykırı olduğu için dava konusu uygulamanın görülmediği ifade edildi. Yaşayan siyasi kişilerin isimlerinin sokak ve caddelere verilmesinin daha önce de gündeme geldiği ve bunların yargı kararı ile durdurulduğu kaydedilen dilekçede, ''İsimler bir kent mekanlarının özgünlüklerini taşımazsa o kentteki mekanlara verilecek isimler ancak o kentin sakinlerini kente yabancılaştırır.

Ankaralılar, çok uzun zamandır kentteki isimlere ve Ankara'ya yabancılaştırılmışlardır'' denildi. Dilekçede, hukuk devletinde hiçbir makam ve mercinin kendisine verilen yetkiyi kendisinin ya da bir başkasının çıkarı doğrultusunda veya bir siyasi amaca yönelik olarak kullanmasının mümkün olmadığı ifade edilerek, Başbakan'ın isminin sadece yapılan bulvara büyük katkısı olduğu gerekçesiyle verilmesinin, Başbakan'ın görev ve yetkisini Anayasal ve yasal sınırlar içinde kullanıp kullanmadığı tartışmasını doğuracağı da iddia edildi.

Belediye Meclisinin dava konusu kararının Anayasa, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu, Belediyeler Kanunu ve katılımcı demokrasi anlayışına aykırı olduğu savunulan dilekçede, dava konusu idari işlemin sebep, konu ve maksat yönünden hukuka uygun düşmediği gerekçesiyle iptalinin, uygulanmasıyla da telafisi güç zararlar doğuracağı nedeniyle yürütmesinin durdurulmasının zorunlu olduğu ileri sürüldü.