BIST 9.725
DOLAR 35,20
EURO 36,75
ALTIN 2.968,40
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Erdoğan BDP'ye muhtıra verdi

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, terör örgütünün temsilcisi olmakla suçladığı BDP'yi sert bir dille eleştirdi.

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yine kürsüden esti gürledi. Terör örgütüyle organik bağlarını kesmeleri için çağrıda BDP'ye çağrıda bulunan Erdoğan, "Yoksa terör örgütünün bir uzantısı olarak TBMM'nin çatısı altında olmayı biz kabul etmiyoruz, böyle bir şeyi kabullenmiyoruz." diye konuştu.

Erdoğan, dokunulmazlık fezlekeleri önlerine geldiğinde vicdanıyla hareket edip millet adına karar vereceklerini söyledi.

AK Parti Genel Merkezi'nde yapılan parti grup toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, dokunulmazlık tartışmalarına değindi, hedefinde BDP'li vekiller vardı.

ÖLDÜRMEYİ TEŞVİK EDEN TUTUM İÇİNDE OLDULAR

BDP'nin çözümün bir parçası olmak yerine terörün bir parçası olmakta ısrarcı olduğunu söyleyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"BDP bugüne kadar çözüm için, kanın, gözyaşının durması için ne yapmıştır, hangi adımı atmıştır, hangi yapıcı eleştiriyi hangi makul öneriyi getirmiştir. BDP Meclis içinde, kendisini seçenlerin değil, terör örgütünün iradesini temsil etmeyi seçmiştir. BDP Meclis içinde ve dışında yaşatmayı değil, ölmeyi ve öldürmeyi teşvik eden bir tutum içinde olmuştur."

FİTNE SUÇLAMASI

Eleştirilerini devam ettiren Erdoğan, hedefindeki partiyi fitne çıkarmakla suçladı:

"BDP 'Kürt meselesi' adıyla ortaya bir başlık atmış ve bunu çözmek için değil, bir Türk meselesi çıkarmak için böyle bir fitneyi, böyle bir nifak girişimini alevlendirmek için çok güçlü bir tahrik içinde, güçlü bir provokasyon içinde olmuştur."

SİZİ Mİ SAVUNDULAR TERÖR ÖRGÜTÜMÜ MÜ DESTEKLEDİLER

İspanya'da teröre destek verdiği için kapatılan siyasi partiyi örnek gösteren Erdoğan şunları söyledi:

"Dünyanın hiçbir yerinde terörü destekleyen bir parti kabul görmez. Tam tersine böyle partiler, demokrasi için tehlike olarak kabul edilir. Nitekim AİHM'in bu yönde vermiş olduğu kararlar var. BDP'ye oy vermiş kardeşlerime de soruyorum. Bugüne kadar BDP'li milletvekilleri sizi mi temsil ettiler, sizin haklarınızı mı savundular. Yoksa terör örgütünü mü temsil ettiler, onun haklarını mı savundular.

"HEM SİLAHI ÖVEÇEKSİN HEM DE MEÇLİS ÇATISI ALTINDA DURACAKSIN"

Hem silahı öveceksin, hem bu Meclis'in çatısı altında duracak, dokunulmazlık zırhı altında duracaksın. Biz, en başından beri siyaset yolunun açık olması için mücadele veriyoruz. Biz siyaset yolunu açık tuttukça BDP bunu bir sistem açığı gibi gördü. Bunu istismar etmenin, bundan istifade etmenin kolaycılığına kaçtı."

BDP ŞIMARDIKÇA ŞIMARIYOR

"BDP şımardıkça şımarıyor. Sınırları daha fazla aşıyor, gerilimi daha fazla tırmandırıyor" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: +

"Açıkça demokrasiyi zehirliyor. Açıkça hukuk sistemine meydan okuyor. Silahlı yöntemi kutsarken, teröristle sarmaş dolaş olurken, demokratik siyaset üretilebilir mi? Eğer senin demokrasi diye bir derdin varsa zaten mesele yok. Gel şurada Parlamento'nun içinde bunun cevabını var, o mücadeleyi orada sürdür ama bunların hiçbir zaman böyle bir derdi olmadı.

BDP KORKU TÜRBALANSININ İÇİNDE

BDP’nin hukuku ve insani değerleri çiğneyen söylemlerine ve eylemlerine daha fazla seyirci kalamayız. BDP’nin yakın gelecekte terör örgütüyle bağlarını keseceklerine inanan var mı?
Şu anda onlar korku türbülansının içine girdi. Onların iyi niyetli olanı bile buradan çıkamaz. Onlarla aynı şekilde hareket etmeye mecbur. Bunlar emirleri dağdan alıyor, dağın avukatlığını yapıyor.

SEYİRCİ KALAMAYIZ

Dokunulmazlık zırhı altında her gün gerilim... 10 yaşında çocuğu terörize eden anlayış özgörlüğe inanmış olabilir mi? Bir hukuk sisteminde bu meydan okuma ne kadar daha sineye çekilebilir? Bu eylemlere kusura bakmayın biz daha fazla seyirci kalamayız.

"BU MEMLEKET YOL GEÇEN HANI MIDIR?"

Bu memleket yol geçen hanı mı, nedir bu? Eğer biz demokratik parlamenter sisteme inanmışsak, eğer Türkiye'yi biz bir özgürlükler ülkesi olarak kabul ediyorsak Türkiye Cumhuriyeti'nin şu anda başına olan bir AK Parti iktidarı olarak bu konuda bu zemini bizim güçlendirmemiz gerekir. Böyle bir sorumluluğumuz var. Biz kalkıp, 'Güzel yapıyorlar varsın yapsınlar' diyemeyiz

BİZ 1994'TE DEĞİLİZ

Yeri geldiği zaman haddini, herkese yine bu Parlamento, parlamento dilinde bildirir. Aksi takdirde yaptıkları yanlarına kar kalır. Şimdi birileri çıkmış bize 1992, 1994'ten bahsediyor. Kusura bakmasınlar sene 2012. Bugün biz 1994'te değiliz, 2012'deyiz. Bugünün şartlarıyla o günün şartları bir değil ve rahatlıkla istedikleri gibi kalkıp at oynatmalarına müsaade edemeyiz.

MİLLET DE ALLAH DA BİZİ AFFETMEZ

Bir genel başkan kalkıp karşısındaki kitleye nasıl 'silahlanın' diyebilir. Bir genel başkan bunu dediği zaman onun mensupları nasıl hareket eder. Yani bunlar bunun karşılığını bunun bedelini ödemeyecekler mi? Sen milletvekili olmadan önce bunu söyleseydin ya. Şimdi milletvekili oldun kalkıp bunu söylüyorsun. Bunun rahatlığı içinde bunu söylüyorsun. Milletvekilliği, bunun için bir zırh olamaz. Biz eğer buna sessiz kalacak olursak bilesiniz ki bu halk bizi affetmez. Allah da bizi affetmez.

MECLİS GEREKEN NEYSE ONU YAPAR

Burası hukuk devleti, gereken neyse o yapılır. Meclis gereken neyse onu yapar. Siyasi parti kanunu neyi gösteriyor. Onu yapmak zorundasın. Bunun dışında hareket edersen bedelini ödersin. Bizim partimiz yüzde 65 parlamentonun çoğunluğuna sahipken kapatılmayla karşı karşıya kaldı. İstesek meydanları doldurmaz mıydık? O yola gittik mi? Gitmedik. Saçma sapan bir iddianame vardı. Hak tecelli etti. Bütün farklı ideolojik yaklaşıma rağmen yolumuza devam ettik. 1 yıl kayıp oldu ülkemiz için.

VİCDANIMIZLA KARAR VERECEĞİZ

Bir linç mantığıyla biz AK Parti olarak hareket etmeyiz. Hukuk devletinde kurallar bellidir. İşletilmeyen, geciktirilen kuralların işlemesini sağlayacağız. Dokunulmazlık fezlekeleri geldiğinde vicdanımızla hareket edip milletimiz adına karar vereceğiz. Dokunulmazlık kalkarsa yargı da vicdan ve milletin adına karar verecektir."