BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  POLİTİKA

Erdoğan başörtülü hanımları uyardı

Başbakan Erdoğan, Andımız'ın kaldırılması ve kamuda başörtüsünün serbest bırakılması konularında açıklamalarda bulundu.

Abone ol

Başbakan Erdoğan'ın gündeminde Demokratikleşme Paketi vardı. Kamuda başörtüsü yasağının kaldırılmasıyla birlikte Türkiye'nin normalleşme adımı attığını belirten Erdoğan, "Buradan tüm başörtülü kardeşlerime sesleniyorum. Süreci provake etmek isteyenler olabilir. Bu oyuna asla gelmeyin." dedi.

"Bu cumhuriyet 12 Eylül'de 27 Şubat'ta kurulan bir cumhuriyet değildir" diyen Erdoğan, 23 Nisan 1920'de Meclis'in açılışında Atatürk ve beraberindekilerin el açıp dua ettiğini gösteren fotoğrafın gerçek Türkiye fotoğrafı olduğunu söyledi.

Andımız tartışmalarına da değinen Erdoğan, metnin yazarı Dr. Galip Reşit Galip'in Türkçe ezanın mimarı ve kafatası ölçümünü destekleyen kişi olduğunu açıkladı.

Erdoğan, Ruhban Okulu'nun açılması için Yunanistan'daki Osmanlı'dan kalma iki caminin açılmasını ve Batı Trakya'daki başmüftü seçimine Yunan hükümetinin karışmaması şartını getirdi..

Başbakan Erdoğan yeni yasama yılında AK Parti'nin ilk Grup Toplantısı'nda konuşma yaptı. İşte o açıklamadan önemli satırbaşları:

"Kesintisiz biçimde istikrarlı, kararlı biçimde Türkiye'yi çözümlerle buluşturduk, çok önenli reformlar gerçekleştirdik. Bugün yeni bir gündür, yeni bir başlangıçtır. Elbette dünü hatırlayacak ibret alacağız ancak dünün bize verdiği tecrübeyi azık edecek, her zaman olduğu gibi geleceğe dikecek, gelecek için çalışmaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz 11 yıl bizim için gurur tablosudur.

Çözüm umudu kaybolmuş nice meselesi gündeme taşıyıp kararlı şekilde çözdük çözüyoruz. Hayallerimizi tek tek yakaladık. Edilgen, izleyici konumundaki dış politikamızı ön alan belirleyici konumuna yükselttik.

BİZ ÖLÜNCE YORULURUZ

Biz geçmişe bakıp avunanlardan yaptıklarını yeterli görenlerden mevcuda razı gelenlerden asla olmayacağız.

Neşet Ertaş'ın bir röportajında babası Muharrem Ertaş', "Aşkınan çalışan yorulmaz" sözünü hatırlatıyor. Ertaş' da "Ne zaman öldüysem işte ben o zaman yoruldum" diyor. Aşkınan, yani aşk ile çalışan yorulmaz.  Davası olana, 'yorulmuyor musun?' deme gibi bir lüksü olamaz. Biz, ölünce yoruluruz.

YENİ BİR BAŞLANGIÇ

Onun için aşk ile çalışmaya, bu millet için, bu ülke için devam edeceğiz. Ülke aşkıyla, millet, insanlık aşkıyla eser, hizmet üretmeye devam edeceğiz. Nasıl ki her yeni günü, yeni bir başlangıç olarak görüyorsak, ulaştığımız her hedefi de yeni bir başlangıç olarak kabul edecek, hedeflerimizi, sürekli yükselterek, çıtayı sürekli daha yükseklere koyarak, kendimizi aşmaya, kendi kendimizle yarışmaya devam edeceğiz."

BEN YOK BİZ VAR

Bizi öylesine hareket olarak görüp süekli yanılarlar var. Sürekli hayal kırıklığına uğrayan parametlesini değiştirmeyenler var. önce milletin sonra vicdanın sesine kulak veren bir kadroyuz. Bizi bir araay getiren çıkar birlikteliği değil, biz ortak idealleri olan ülke ve millet için aynı ortak sızıyı yüreğine hisseden adeta feleğin çemberinden geçen bugünlere ulaşmış yani kader ortaklığı yapmış bir kadroyuz. Biz en başından beri biriz beraberiz. Bundan sonra omuz omuza istikbale yürüyeceğiz. Bu kadronun içinde ben yok biz var.

BU DAVADA NİCE GÖNÜL İNSANININ ALIN TERİ VAR

Millet bizden yaptığımızdan çok ne yapacağımızı duymak istiyor. Söz verip yerine getirdimiz biçin biz buradayız. Bizi yılgınlığa sevk edecek aşkımızı törpüleceke girişimden uyanık olacağız. Özelikle ümitsizliğe pirim vermeyeceğiz. Bu davanın hamurunda nice gönül insanının alın teri vardır. Herkesin sustuğu sindirildiği dönemde susmadan sinmeden başını öne eğmeden davasını mücadelesini veren insanlar davayı bugüne taşıdı.

ÖLÜMDEN ÇEKİNMEZLER

Hesabını sadece ve sadece Allah’a verecek olanlar hiçbir şeyden korkmazlar.  Taşıdığı canın Allah’tan bir emanet olduğunu düşünenler, ölümden, ölüm tehdidinden, baskıdan asla çekinmezler.

DAVA TAŞINI GEDİĞİNE KOYANA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ

Siz iyi olduğunuz sürece kötüler olacak. Diklenmeden dik duracağız. Dava taşını gediğine koyana kadar mücadele edeceğiz. Siz iyi olursanız tuzaklar yer ile yeksan olacaktır.

ADLARINI AĞZIMA ALMAYACAĞIM

Bu süreçte muhalefet kendini değiştirmeyi maalesef bayaramadık. Muhalefet yerel kalmayı statüko kalesine sımsıkı sarılmayı tercih etti. 11 yıl boyunca üslupların değiştirme geregi duymadılar. Muhalefet genel başkanlarının adını ağzına almayacağım. Bunu arkadaşlarıma havale ediyorum. 11 yıl boyunca hangi çamuru atmak istedilerle ellerine yüzlerine bulaştı.

Türkiye  esayetten kurtulurken, muhalefet vesayet zincirlerini koparıp atamamıştır. Siyaset mühendisliği ile şekillendirilmiş partilerde siyaset üretilemez. Çetelerin sokak eylemlerinin onları boyunduğu altında sağlıklı siyaset yapılamaz.  

76 MİLYONUN HÜKÜMETİYİZ

Tahriklere gelmeyeceğiz, gerilim siyaseti tuzağına düşmeyeceğiz. Onların seviyesine düşmeyeceğiz. Biz 76 milyonun hükümetiyiz. AK Parti aynı nazarla bakan aynı gönül diliyle konuşan bir partidir. Muhalefetin gerilim siyasetine rağmen biz kucaklayıcı olacağız.

DEVLET FORMAT ATAMAZ

Devletin vatandaşına bakışında asla imtiyazı kabul etimiyoruz. Her vatandaş birdir, eşittir aynı haklara sahiptir, devlet vatandaşına yaşam tarzını dayatamaz. Devlet çocukluktan başlayarak format atamaz.

GERÇEK TÜRKİYE'NİN FOTOĞRAFI

Bizim devletimiz, yani Cumhuriyetimiz, 29 Ekim 1923'te, 23 Nisan 1920 ruhu üzerine inşa edilmiştir. Gazi Mustafa Kemal'in ifadesiyle Misak-ı Milli sınırları içindeki herkes, özellikle de Müslüman unsurlar, kendi ifadesiyle Anasır-ı İslam, bu Cumhuriyetin ayrımsız ve imtiyazsız vatandaşları olarak kabul edilmiş, Cumhuriyet de zaten onlar tarafından inşa edilmiştir. 23 Nisan 1920'de Ankara Ulus'ta Büyük Millet Meclisi önündeki fotoğraf, bizim Cumhuriyetimizin özünü, ruhunu, felsefesini en net ve en anlamlı şekilde yansıtan fotoğraftır. Meclis önünde, Gazi Mustafa Kemal'in etrafında ellerini semaya açmış dua edenleri gösteren fotoğraf, bir Türkiye fotoğrafıdır, bir Cumhuriyet fotoğrafıdır. Gönderdikleri, valiliklere olan genelgeyle, Hatmi Şeriflerin indirilmesi, Salat-ı Tefriciyelerin getirilmesi, Sahih-i Buhari'nin hatmi,  bütün bunlar bizim ilk Meclisin açılışındaki sırdır, aslolan budur zaten.

O Mecliste Türk, Kürt, Arap, Çerkez, Laz, Gürcü, Abhaza, Roman, Boşnak var, diğer tüm etnik unsurlar var. Orada Sünni, Alevi var. Orada farklı libaslar, elbiseler içinde birbirinin kıyafetine ve yaşam tarzına hoşgörü gösteren, saygı duyan bir anlayış var. Cumhuriyet, bu topraklar üzerindeki tüm farklılıkları bir zenginlik olarak gören, farklılıkları aynı idealler altına toplayan, farklılıkları birleştiren bir ruh, böyle bir felsefe, böyle bir anlayış üzerine bina edilmiştir

ENİŞTESİ OLDUĞUM İÇİN

Bugün attığımız her adımı Cumhuriyete karşı gibi göstermeye çalışan cahil ve istismarcılar var. 27 Mayıs 1960 darbesinden hemen sonra dört ay içinde Türkiye’de on bin civarında yerleşim yerinin ismi değişmiştir. 1960-65’e kadar 16 binden fazla yer adı değiştirilmiştir. 12 Eylül 1980’in ardından binlerce yer adı da değiştirilmiştir. 23 yıl önce Tillo'nu adı Aydınlar olarak değiştirilmiştir. Allah aşkına Cumhuriyetle nasıl bir ilgisi olabilir.

BU CUMHURİYET 28 ŞUBAT'TA KURULAN CUMHURİYET DEĞİLDİR

1933 yılında başlayan and 12 eylül'de yeniden diriltilen bir uygulamadır. Başörtüsü yasağını Cumhuriyet ile ilgilendirmek nasil bir cahilliktir, nasıl bir istismardır? 1940'larda adeta zulme dönüşmüş, 12 Eylül ve 28 Şubat dönemlerinde bu zulüm doruk noktasına ulaşmıştır. Başörtüsü yasağını Cumhuriyet ile ilişkilendirmek nasıl bir cahilliktir, nasil bir istismardır? Hiç kimse kusura bakmasın; bu Cumhuriyet 28 Şubat'ta, 12 Eylül'de, 27 Mayıs'ta kurulan bir Cumhuriyet değildir. Bizim yaptığımız normalleştirmektir. Biz bin yılların içinden süzülerek bugüne ulaştık.

Cumhuriyet 76 milyonun cumhuriyetidir. Başı açık olan ne kadar sahibiyse başı örtülü olan da o kadar sahibidir.  İstanbul'daki ne kadar bu cumhuriyetin sahibiyse, Edirne'deki, Van'daki de o kadar bu cumhuriyetin sahibidir.

UZAYDAN GELMEDİLER

Bu ülkede farklı olanlar uzaydan gelmediler. Ana dili Kürtçe Arapça Lazca Arapça olanlar sonradan girmediler. Namaz kılanlar başını örtenler, bir yere gelince ‘selamın aleyküm’ diyenler bu ülkeye başka bir yerden gelmediler.

SİZ KİMİ KİMİN TOPRAĞINDA KOVUYORSUNUZ

Aleviler, sunniler bu ülkeye sonradan gelmediler.  Bakıyorsunuz birileri çıkıyor çölde yaşasınlar diyor. Siz kimi kimin toprağından kovuyorsunuz? Burası bizim vatanımız bir yere gitmiyoruz gitmeyeceğiz. Burada yaşıyoruz. Burada öleceğiz. Bu topraklar üzerinde bayrağımızın gölgesi altında bir ve beraber yaşayacağız. Kimse kimsenin yaşam tarzına karışamayacak.

ÜÇ SEÇİM SİSTEMİ ÖNERİSİ

11 yıl içinde defalarca reform yaptık. Paket ne bir ilktir ne de sondur. Bundan sonra güncellemeler olacaktır, ilaveler olacaktır.

Ne diyordu muhalefet? Barajı indirelim. Var mı bir gerekçeleri, nasıl olacağına dair bir şeyleri var mı? Üç tane seçenek sunuyoruz. Ya mevcut durum, iki bir şey daha söylüyoruz, yüzde 5’e indirelim beşli bölge barajları yapalım. Bu ne demek? Sonuncusu barajın tamamını kaldıralım. Türkiye’yi 550 bölgeye ayıralım her bölge milletvekili çıkarsın. Ha siz uygun görmüyorsunuz. Biz oturacağız nihai kararımızı AK Parti olarak kendimiz vereceğiz.

KENDİNİ HALKA SEVDİR YARDIMI AL

Getireceğimiz böyle yasa tasarısını güçlü olarak yerine getirmek için kamuoyu araştırmalarımız da yaparız. Çalış senin de olsun üç barajını aş hazine yardımını al. Kendini halka sevdir yardımı al.

RUHBAN OKULU ANLIK MESELE

Mor Gabriel kiliseninin iadesi çok önemliydi. Şimdi tapu tescil kayıtları yapılıyor. Azınlıklara ait gayrimenkulları sahiplerine teslim ettik. KiM ne derse desin ruhban okulu meselesi anlık meselesidir. Şu anda iki tane camimiz var. Gelin iade edin bez restorasyonunu yapalım dedik. kaç kez söz verdiler. Hala oyalanıyoruz. İkinci sorun onların yetimhanesi vardı. Büyükada'da muhteşem bir yer. Dava görüldü kendilerine teslim ettik. Sen Sinot Meclisi üyelerinin tamamen TC vatandaşı olmazı lazım. Sen dışarıdan papaz getir biz bunları tc vatandaşı yapalım Sen Sinot meclisi de Lozan'a uygun hale gelsin dedik. Biz bunu da yaptık.

EŞ ZAMANLI AÇALIM

150 bin soydaşımızıın müftüsünü kendi memuru gibi atıyor. Ben nasıl Bartholemos'u atayamıyorsam, sende benim başmüftümü atayamazsın. Fethiye camisi ve diğer cami ile Batı Trakya'daki kardeşlerimizin başmüftü seçimini birlikte, aynı zamanda yapalım, biz ruhban okulunu da açarız.

İNSAF EDİN

Bazı insanlar çıkıyor kusura bakma kimin sözcülüğüne soyunuyorsun. Sümela manastırını ayin için açtık. İnsaf edin ya, Bütün bunları yap sen gel ruhban okulunda tıkan. 

Andımızın kaldırılması kararı resmi gazetede yürürlüğe girdi ve uygulamadan kaldırıldı. Çok meraklı siyasiler var. Bu andı yapmaya devam edecekler, öyle görünüyor.

BAŞÖRTÜLÜ HANIMLARA SESLENDİ

Türkiye tarihi nitelikte normalleşme adımı attı. Ben tüm başörtülü kardeşlerime sesleniyorum. Süreci provoke etmeye çalışanlar olabilir lütfen bunları sizler uyarın. Bu oyuna asla gelinmesin. Onun için valilerimizle gerekli görüşmeler yapılıyor.

KARANLIK DÖNEM SONA ERİYOR

Bir karanlık dönem sona eriyor. Devlet vatandaşına bakarken muteber ve muteber olmayan, öz-üvey evlat muamelesi yapıyordu. Devlet vatandaşına yaşam tarzı, kılık kıyafet, resmi ideoloji dayatıyordu. Biz buna son veriyor, 76 milyonun devlet nazarında bir ve beraber olması için tarihi bir adım atıyoruz.

HIÇKIRIKLARLA DÖKÜLEN GÖZYAŞLARI ELBETTE GERİ GELMEYECEK

Elbette bırakılan ve bırakılmak zorunda kalınan o okulların kaybı telafi edilemeyecek. Elbette gurbette geçen yılların, vatan, sıla, aile hasretinin telafisi mümkün olmayacak. Üniversite kapılarında, ikna odalarında onurlarına dokunulan kızlarımızın yaraları elbette kapanmayacak. Hıçkırıklarla dökülen gözyaşları elbette geri gelmeyecek. Mahkemelerde, gözaltılarda, hapishanelerde, hücrelerde tüketilen hayatlar elbette geri verilemeyecek. Titreyen elleriyle, gözlerinde damlalarla başlarındaki örtüyü çıkarmak zorunda kalan, itilen, kakılan, horlanan kız çocuklarının daha genç yaşta kırılan eğitim şevkleri elbette tamir edilemeyecek.

KALBİ AĞLAYAN KADINLARIN İÇ ÇEKMELERİ ELBETTE TELAFİ EDİLMEYECEK

Pencerenin kenarında okula, işe giden arkadaşını seyreden, kalbi ağlayan kadınların iç çekmeleri elbette telafi edilemeyecek. Ancak inaniyorum ki  bugün başlayan normalleşme, bugün başlayan yeni demokratik özgür süreç, hepimiz, milletimiz için bir teselli, gelecek nesilller için güvence olacaktır. Bizlere, 76 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının her birine bugünleri gösteren rabbime hamd olsun. Bu demokratik  ve özgür neticeye ulaşmamızda katkısı olanlara, özellikle  bu insan hakkının yıllarca çileli  müadelesini  verenlere selam olsun. Rabbim Türkiye'ye böyle acılar yaşatmasın diyor, bu tarihi düzenlemenin hayırlı olmasını diliyorum.

ANDIMIZIN YAZARI TÜRKÇE EZANIN MİMARI

And uygulaması 1933 yılında başladı. Metnin yazarı son derece tartışmalı isim olan Dr. Reşit Galip idi. Galip Türkçe ezan zulmünün mimarlarından Türkçe ezan metnini yazarlarındandı. İnsan kafataslarını ölçen anlayışı destekleyen sözü ona bilim insanıydı. And uyulamasının cumhuriyetinin temelleriyle uzaktan yakından ilgisi yoktur. CHP kestirmeden gidip milletin yanıltma yoluna gidiyor.

ÇALIŞKANIZ DEDİLER BORÇLANDILAR

30'larda Hitler ve Stalin gibi toplumu formatlamak için bu tür uygulamar yapılıyordu. Dünyanın hiçbir gelişmiş ülkesinde çocklaır içtimaya dizildiği, ırkçı sloganlar okunan metinler göremezsiniz. Bal bal demekle ağız tatmanmaz. balı yersen ağız tatlanır, Türküm demekle Türk olunmaz. Doğruyum demekle çalışkan olunmaz.

İnsan ailesinden öğretmenlerinden çevresinden aldığı eğitimle bir takım değerlere sahip olur. Çalılkanlığı bir kanar bırakıp borca, enflasyona işsizliğe mahkum ettiler. Andımız lafzın ötesine geçseydi en başta CHP ve MHP Türkiye'ye bu kadar ağır bedeller ödetmezdi.

KİM DOĞRU BİZ

Gideceksin IMF’nin kapısında nöbet tutacaksın, sonra doğruyum dürüstüm çalışkanım diyeceksin. 23,5 milyar dolar borçla AK Parti iktidarına devredeceksin.
Kim çalışıyor, biz çalışıyor. Kim doğru? Biz doğru. Hortumları kim kesti? Biz kestik. Siz ne yaptınız? Hortum uzattınız

Geri kalmış ülke manzarasını değiştirdik. Gitsinler okusunlar anlattıklarımın daha detayını görecekler. Uygulamanın cumhuriyetin kuruluş felsefesiyle ilgisinin olmadığını görecekler istismar siyasetini görecekler. Bizim gibisi var mı? Yok.

MARMARAY'DA SAYILI GÜNLER

Bu ayın sonunda 29 Ekim'de hem İstanbul hem Türkiye için tarihi nitelikte yatırımı açıyoruz. Marmaray'ı açıyoruz. Sadece Anadolu'yu Avrupa'ya değil, Pekin'i demir ağlarla Londra'ya bağlıyoruz.

ADAY SEÇİMİ

Temayül yoklamalarıyla adayları belileyeceğiz. Bayram sonrası kamuoyu araştırmalarını yapacağız. Aday tespit çalışmalarımızı hassas bir şekilde yapıyoruz. Kuyumcu titizliğiyle adayları belirleyecek seçimlere gireceğiz. Her aday vatandaşın görmek istedikleri adaylar olacak. İnşallah yanılma payını en aza indirmek süretiyle. 

KURBAN DERİSİ

Bir Müslüman'ın inancının gereği olarak kurban kesmek üzerine farizadır. Fakat buna bile devlet ne yaptı el attı. Bunun derisini bana vereceksin kurban benim derisi de bağırsakları da benim. Deriyi kalkar da kaçırıyım derneğe verimn derse bu esnada yakalanırsa yandı keten helva. Şimdi bu da ortadan kalktı. Kurbanı kesen hak sahibidir istediği gibi tasarruf eder. Milletin bu tür engellerle karşılaşmayacak.

HALK TV'YE TEPKİ

Suriye'de 110 bini aşkın kardeşimiz zalim törörist Esad tarafından öldürülmüştür. Orada Esad ile röporta yapan sözde medya bakıyorsunuz kendi ülkesinin başbakanını onun malum sözleriyle burada değerlendirmek istiyorlar. Ona ihtiyaç var mı siz burada hakaretin daniskasını yapıyorsunuz. Oradan aldığınız destek size güç mü katacak? Millet sizin ne olduğunuzu biliyor bizim de ne olduğumuzu biliyor. Adeta muhalefetin yayın organında bunu görüyoruz.


Hz. Peygamber aslında Türkmüş!

Andımız'ı yazan Reşit Galip'in Hz. Muhammed için de Türk dediğini biliyor muydunuz? 

hz-peygamber-turkmus.jpg

agla.jpg