Beşiktaş'ın teknik patronu Rıza Çalımbay için açılan pankart için Erdoğan ne dedi? Erdoğan o pankartı örnek gösterip kime Çalım attı?
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan,Fenerbahçe-Beşiktaş futbol maçında Beşiktaş Teknik Direktörü Rıza Çalımbay ile ilgili açılan pankartı kınadı. Başbakan Erdoğan, Afganistan'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'ndaki açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. ''FUTBOL FANATİKLERİNİ KINIYORUM'' Başbakan Erdoğan, bir başka gazetecinin Beşiktaş Teknik Direktörü Rıza Çalımbay'ı, Fenerbahçe-Beşiktaş maçında açılan pankart dolayısıyla telefonla aradığının anımsatılması üzerine, şöyle konuştu: ''Rıza Beyi dün sabah aradım. Her şeyden önce tabii bu pankart, çirkin bir pankarttır. Bu pankartı açanlar, asanlar çok çok yanlış yapmışlar. İnanıyorum ki, Fenerbahçe camiası da böyle bir şeyi paylaşmaz, böyle bir şeyi kabul etmez. Ne yazık ki son zamanlarda ülkemizde futbol fanatikleri çıktı. Bunları huzurlarınızda ciddi manada kınıyorum. Hele hele maça giderken o sergilenen görüntüler, bunlar Türk toplumunun yaşaması, görmesi gerekmeyen ve bize layık olmayan, yakışmayan görüntülerdir. Gönül ister ki bundan sonra bunlar olmaz. Bindiğiniz otobüsün camlarını çerçevelerini indirip, ondan sonra yoldan geçen, ekmek parasını ondan kazanan şoförü mağdur et, taksiyi tekmele, taş sopa ne varsa onlarla taksiye vur, özel otomobillere zarar ver. Bunlar olacak şeyler değil. Bunları toplumun, kendi değerleriyle bağdaşmayan, ahlak dışı davranışlar olarak değerlendirmesi lazımdır.'' ''BEN DE BU TÜR YERLERDEN GELDİM'' Tribündeki görüntüyü de adeta bunun farklı bir versiyonu olarak kabul ettiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti: ''O da çok çirkin. Onu da kabul etmek mümkün değil. Değerli Teknik Direktörümüz Rıza Bey, geldiği konum itibariyle asla küçümsenecek, aşağılanacak bir konumun temsilcisi değildir. O, bu ülkemizin gerçeğinden doğmuş, başarılı bir teknik direktörümüzdür, evladımızdır, kardeşimizdir. Ben de o tür yerlerden geldim. Ben de dar gelirli bir ailenin çocuğu olarak geldim. Arkadaşlarımın bir çoğu aynı şekilde dar gelirli ailelerin çocukları olarak doğduk, geldik. Bir zamanlar bu ülkede bizlerle ilgili de aydın kesim çok çirkin yakıştırmalar yaptı. Bunlardan ülkenin zencileri olarak takdim edilenler oldu, ülkemde. Ama onların arasından çok çok başarılı, bu ülkeye faydalı olma mücadelesini sürdüren evlatlar çıktı. Rıza Çalımbay kardeşimizin, bu işlerden üzülmediğini gördüm. Tam aksine, çok vakur bir şekilde olaya yaklaştığını, iftihar ettiğini kendisinden dinledim ve kendisini bu noktada tebrik ediyorum. Alkışlıyorum ve başarısının artarak devamını diliyorum. Bundan hiçbir endişemiz yok.'' ''BUNLARI TÜRKİYE'NİN AŞMASI GEREKİR'' Başbakan Erdoğan, futbolda galibiyetin de, mağlubiyetin de, beraberliğin de bulunduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bugün Beşiktaş yener, yarın Fener yener. Bunlar olağan şeylerdir. Bunları normal karşılamamız lazım. Bunların karşısında çılgınca birbirimizin gönlünü yaralamamız doğru şeyler değildir. Fiziki noktada meydana getirilen şeyler doğru şeyler değildir. Artık bunları Türkiye'nin şu medeniyet yarışında aşması gerekir diye inanıyorum. Bu noktada, o süreci de artık sadece Fenerli seyirciler değil, tüm futbol takımlarımızın bizzat tribünlerde yok etmesi lazım, ortadan kaldırması lazım. Fair play anlayışı dedik. Bunu başlattık. Ama maalesef halen gerekli ilgiyi görmüş değil. Sanıyorum, biraz zaman alacak.'' YENİ PAPA ''Yeni seçilen Papa'nın Türkiye'nin AB üyeliğine karşı olduğunu'' söyleyen bir gazetecinin, bu konudaki değerlendirmesini sorması üzerine, Erdoğan, şunları söyledi: ''Sayın Papa'nın bundan önceki açıklamalarında ifade ettiğiniz şekilde bazı beyanları olmuştur. Ama bu geldiği makamdan sonra aynı şekilde bu tür açıklamalar devam eder mi etmez mi bilmiyoruz. Kaldı ki AB süreci ile ilgili karar mekanizmaları farklıdır. Karar verecek olan ülkeler farklıdır. Bu noktada bugüne kadar kişisel kanaat olarak bunları belirtmiştir, ama bundan sonra yapılacak olan açıklamalar çok daha farklı olabilir. Biliyorsunuz siyasette bile belli bir makama gelmeden önce bir çok açıklamalar yapılır. Ama makama geldikten sonra bu açıklamaları yapanlar, bunları adeta söylememiş gibi kendilerini kabul edebilirler. Sorumlulukların getirdiği farklı durumlar vardır. Ben bunu böyle düşünüyorum. Geleceğe yönelik olarak da böyle görmek istiyorum. Çünkü, o makam, o sorumluluk bunu gerektirir.''