BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,01
ALTIN 3.005,46
HABER /  GÜNCEL

Erdoğan, Avrupa'ya gözdağı verdi

Avrupa Konseyi Zirvesi'ne katılan Başbakan, meclislerinden 'soykırım' kararı' çıkaran ülkeleri tehdit etti. Erdoğan, bu ülkelere benzer şekilde karşılık vereceklerini söy

Abone ol

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Aslı astarı olmayan asılsız iddialarla Ermeni soykırımı ifadesini kullanmak, sadece bu yetkililerin, bana göre, kendilerini tatmindir ve tribünlere oynamaktır'' dedi. Başbakan Erdoğan, ''Eğer bu konularda daha fazla ileri gidilirse, tarihte bu soykırımları bizzat yapmış ülkelere karşı biz de Türkiye olarak, Meclisimizden bu tür soykırım kararlarını aldırmak suretiyle, böyle bir teşebbüsün içine gireriz'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, 3. Avrupa Konseyi Zirvesi Toplantısı'nın yapıldığı Royal Castle'de basın toplantısı düzenledi. Başbakan Erdoğan, bugünkü zirve çalışmaları hakkında bilgi verdi. Özelikle 11 Eylül saldırılarının ardından İslam ile terörün bir arada zikredilmeye başlandığına işaret eden bir konuşma yaptığını anımsatan Erdoğan, bunun giderilmesi için zirvenin yarın yayınlanacak sonuç bildirgesinde bunun önlenmesi yönünde ifadenin yer alacağına inandığını söyledi. Erdoğan, daha sonra gazetecilerin sorularını yanıtladı. Zirveye katılan Ermenistan Devlet Başkanı Robert Koçaryan'ın bugün sözde Ermeni soykırımını toplantı gündemine taşımasına ilişkin konuşmasının anımsatılması üzerine Erdoğan, şu değerlendirmeyi yaptı: "Biz, konuyla ilgili olarak hassasiyetimizi, bir çıkış yaparak, çok açık ve net ortaya koyduk. Aslı astarı olmayan asılsız iddialarla Ermeni soykırımı ifadesini kullanmak, sadece bu yetkililerin, bana göre,kendilerini tatmindir ve tribünlere oynamaktır. Çok açık net konuşuyorum. Biz bütün arşivlerimizi açtık ve Ermenistan'ın, varsa onlar da açsın. Üçüncü ülkelerdeki arşivleri de buyursunlar açsınlar. Onlara da çağrımızı yaptık. Tarihçileri, hukukçuları, siyaset bilimcileri, arşiv bilimcilerin hepsini, bu konularda çalıştıralım. Bu çalışmalar sonucunda bütün belgeler, bilgiler önümüze gelsin. Ondan sonra biz siyasetçiler, oturalım bu konuda değerlendirmelerimizi yapalım, kararımızı verelim ve ondan sonra biz, tarihimizle ilgili herhangi bir sorgulamaya gireceksek, bunu yaparız. Muhataplarımızın da aynı sorgulamayı kendilerinin yapması gerekir. Kaldı ki biz hep şunu söylüyoruz, ölçümüz; gelecek, kin ve nefret üzerine siyasetçilerin bina edeceği bir olgu değildir. Geleceği, barış ve sevgi üzerine eğer bina edebiliyorsanız, o zaman başarılı olabilirsiniz. Siyasetçinin görevi budur. Biz, bunu yapmanın gayreti içerisindeyiz. Yoksa ilgili, ilgisiz ülkelerde, oralarda kulisler atmak suretiyle, lobiler oluşturarak, farklı güçlerini bu alanda kullanmak suretiyle, oraların parlamentolarından, kalkıp da bir Ermeni soykırımı kararı çıkarmak... Şunu bilesiniz ki bunlar hiçbir zaman bizi bağlamayacaktır. Çünkü bunların aslı yoktur. Bu tür iddiaları Türkiye'nin de kabul etmesi mümkün değildir. Bunu bir defa böyle bilmeleri gerekir. Biz samimi olarak Koçaryan'a düşüncelerimizi bildirdik. Onlar da geçmişe göre daha olumlu bir cevabi yazı yazdılar. Temennimiz odur ki bu yaklaşımlarını daha olumlu istikamette geliştirirler. Böyle asılsız iddiaları sürekli olarak gündemde tutmakla bir yere varmak mümkün değil. Bunları bir an önce gündemden için de çok çok isabetli olacaktır.'' Erdoğan, Türkiye'nin Ermenistan'ı tanıdığını anımsatarak, ancak bugün diplomatik ilişkilerin gelişmemesinin sorumlusunun da Ermenistan olduğunu ifade etti. Bu konuda olumlu yaklaşım içine girerlerse daha iyi olacağını ifade eden Başbakan Erdoğan, Avrupa Konseyi'nin, Ermenistan'ı, Dağlık Karabağ konusunda işgalci olarak gördüğünü anımsattı. Erdoğan, ''Peki işgalci olarak gördüğü o topraklardan Ermenistan henüz çekildi mi? Hayır. Bu süreç de hala devam ediyor. Önce üzerine düşen edimleri yerine getirsinler. Bakın orada bile hala bu tür olumsuzluklarla geleceğe bakıyorlar'' dedi. Bu noktada Türkiye'nin geçmişinden hiçbir şekilde endişe etmediğini ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin de böyle bir sıkıntısının bulunmadığını ve geleceğe olumlu ve samimi bir şekilde baktığını söyledi. "SADECE TOKALAŞTIK" Başbakan Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ile yaptığı görüşmeyi anımsatan bir gazetecinin ''Dağlık Karabağ kesin bir dönemeçte'' sözlerine, ''Çetin bir dönemeç yok'' karşılığını verdi. Bu konuda ilgili tarafların, ilerleme kaydedilmeden açıklama yapmama kararı olduğunu anımsatan Erdoğan, bu konuya ilişkin açıklama yapmasının doğru olmayacağını belirtti. Dün akşamdan bu yana Koçaryan ile görüşüp görüşmeme konusunda bir gelişmenin olup olmadığı sorusuna da Erdoğan, ''Bizim öyle bir talebimiz olmadı. Karşı taraftan da bize böyle bir talep gelmedi. Sadece tokalaştık'' karşılığını verdi. Erdoğan, bir başka soruyu yanıtlarken de Kıbrıs Rum kesimi lideri Tasos Papadopulos ile tokalaştığını, Yunanistan Başbakanı Kostas Karamanlis ile de ayaküstü bir süre sohbet ettiğini söyledi. Erdoğan, Yunan liderle her zamanki gibi ''dostluk ve muhabbetin devam ettiğini'' belirterek, malum sorunlar üzerinde görüş alışverişinde bulunduklarını ifade etti. Başbakan Erdoğan, iki iyi niyetini koruyan dost ülkenin başbakanları olarak görüşmelerinin normal olduğunu kaydetti. "DAHA FAZLA İLERİ GİDİLİRSE" Belçika Senatosu'nda Ermeni soykırım iddialarının reddedilmesini suç sayan bir önerinin kısa bir süre sonra ele alınacağının ifade edilmesi üzerine Erdoğan, şöyle konuştu: ''Ben bunu hukuk içinde bir yere oturtamıyorum. Yani ilgisi olmayan bir ülkenin kalkıp ta kendi içinde böyle bir karar almasını, bir defa hukukla ilgili bulmuyorum. Zira, taraf olmayan bir insan, kalkıp ta böyle bir hukuki müeyyideyi kendi halkına uygulayamaz. 'Ben yaptım oldu' demekle de hukuk tecelli etmez. Hukuk farklıdır, yasa farklıdır. Bir taraftan biz burada hukukun üstünlüğünü konuşacağız ondan sonra hukuka, insan haklarına, bilgiye ve gerçeğe dayanmayan,sadece kulislerle bu tür kararlar alacağız. Bu olmaz. Eğer bu konularda daha fazla ileri gidilirse, tarihte bu soykırımları bizzat yapmış ülkelere karşı, biz de Türkiye olarak, Meclisimizden, bu tür soykırım kararlarını aldırmak suretiyle, böyle bir teşebbüsün içine de gireriz. Geçmişte bunları bizzat belgelerle yapmış olan ülkeler var. Bunları birçok ülke biliyor. Zaman zaman da bunu dile getiriyorlar. Bu konuda ilk adımı atan Türkiye olur. Bunu özellikle vurgulamak istiyorum ve bu kararı bize karşı alanlara özellikle duyuruyorum. Ama biz, belgesiz konuşmayız. Belgelerle konuşuruz. Şu anda bize karşı 15 ülke böyle bir karar aldı. İlk önce oradan başlarız işe. Onları bir masaya yatırırız. Onların içinde bilgiye, belgeye dayalı olan, öyle kulislerle filan değil belgeleriyle açıklarız, ortaya koyarız. Çünkü belgesiz konuşmak bize pek yakışmaz. Kararlarımızı da öyle alırız.'' Başbakan Erdoğan, bir başka soruyu yanıtlarken de Polonya Meclisi'nin Ermeni soykırım iddialarına yönelik aldığı karara yönelik geçen hafta Moskova'ya yaptığı ziyarette Cumhurbaşkanı Kwasniewski'ye Türkiye'nin hassasiyetini ilettiğini kaydetti. Erdoğan bir başka soruyu yanıtlarken de Türkiye'nin hava sahasını Ermenistan'a açtığını anımsatarak, bunun bir adım olduğunu belirtti. Türkiye'deki Ermeni vatandaşlarla bir sorun yaşanmadığını ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin, Van Akdamar'da bulunan Ermeni kilisesinin restorasyonuyla ilgili çalışmalara gösterdiğini olumlu yaklaşımı örnek gösterdi. Erdoğan, ''Biz bu sinyalleri verirken, bu sinyalleri alamayan varsa, ben onu insanlığın takdirine sunuyorum'' dedi. Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin, konunun çözümüne yönelik, Ermenistan'a yaptığı daveti anımsatarak, şöyle konuştu: ''Önce bu işin altyapısını oluşturmak var. Yani bir altyapıyı oluşturmadan üstte neyi konuşacaksın? Onun için 'gelin arşivleri açın' diyoruz. Bizim tasnifi yapılmış 1 milyon belgemiz var. Daha da tasnif devam ediyor. Aynı şekilde askeri arşivlerimizi de açıyoruz. Kendi arşivleri var mı? Varsa ne kadar belgeleri var? Varsa onlar da açsınlar. Üçüncü ülkelerde varsa onlar da çıkarsınlar. Bunların üzerinde çalışmalar yapılsın. İşin hakkaniyeti ortaya çıkarılsın. Yalnız sadece 1915 değil. Bu geçiştirilemez. Yani bir göç esnasında ölenleri soykırım olarak vasıflandırmakla insanları aldatamazsınız. Ortada bir karşılıklı vuruşma varsa, burada her iki tarafın kaybı vardır. Onlardan olduysa bunun yanında Türklerden de kayıp var. Kaldı ki çok daha önemlisini söyleyeceğim; O zamanlar Osmanlı'nın Ermeni vatandaşlara bir sadık toplum olarak bakışı vardı. Ama Osmanlı bir taraftan Kafkaslarda, bir taraftan Çanakkale'de, bir taraftan Güney'de savaşırken, içeride, nereden tesir aldığı belli olmayan veya neyin güdümünde olduğu belli olmayan bir isyan hareketini başlattılar. Başlatınca da o zamanki yönetim bunları göçe sevk etmiştir. Bu göçün neticesinde bunlar meydana gelmiştir. Bunun neticesinde ölenler olmuştur. Bu yolculuk esnasında verilen destekler, yönetim tarafından,bunlar çok önemlidir. Bunların hepsi belgelere dayalıdır. Aynı şeyi biz karşı taraftan da bekliyoruz. Lobilerle, kulislerle bu iş yürütülmesin istiyoruz.'' Başbakan Erdoğan, bir başka soruyu yanıtlarken bugün Gürcistan Cumhurbaşkanı Mikhail Saakaşvili ile görüşmesinde iki ülke ilişkileri ile Ermenistan konusunu değerlendirdiklerini bildirdi. ÖCALAN KARARI Erdoğan, bir gazetecinin ''CHP'nin, Öcalan kararı ile ilgili hükümete Avrupa Konseyi üyesi ülkeleri ziyaret etme teklifini nasıl değerlendiriyorsunuz?'' sorusuna, şu yanıtı verdi: ''Bana öyle bir teklif gelmedi. Böyle bir tekliften de haberim yok. Bu konuda, şüphesiz, muhalefet de böyle bir çalışmayı yapabilir. Yapabileceklerimizi müşterek de yapabiliriz. Ülkemizin menfaati için ne gerekiyorsa, kiminle birliktelik gerekiyorsa, biz hepsine varız. Öcalan kararı, biliyorsunuz Bakanlar Komitesi'ne gidecek. Komite değerlendirmesini yapsın, kararını versin. Kararı verdikten sonra bu ülkemize gelecek. Ülkemizde de bunun muhatabı biliyorsunuz hükümet olarak biz değiliz. Direkt yargıya gelecek. Ondan sonra yargının tavrını göreceğiz, izleyeceğiz. Biz şu anda izlemedeyiz. Ama izlerken de üzerimize düşen görevler olursa, bu görevlerimizi de biz yerine getiririz. Bunun hassasiyeti içerisindeyiz. O dosya, şöyle veya böyle, ne olursa olsun neticesi, milletin vicdanında kapatılmış, kapanmış bir dosyadır. Bunun böyle bilinmesi lazım.''