Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık anketlere güvenmiyorum" açıklamasıyla yeni bir tartışmayı başlattı. Erdoğan'ın sözlerini yorumlayan kamuoyu araştırma şirketi ANAR'ın Genel Müdürü İbrahim Uslu, "2009'da da yüzde 38'e düşeceğini zaten kamuoyu şirketleri görmüştü. Bence bunları aşan bir şey." dedi.
Abone olKamuoyu araştırma şirketi ANAR'ın Genel Müdürü İbrahim Uslu, ittifakların yerel seçim sonuçlarına olası etkileri ve Erdoğan'ın, kamuoyu anketlerini hedef alan açıklamalarına ilişkin BBC Türkçe'den Ayşe Sayın'ın sorularını yanıtladı.
Erdoğan'ın "artık anketlere güvenmiyorum" açıklaması ne anlama geliyor?
Tabii, Sayın Cumhurbaşkanı'nın önünde ne tür bir araştırma var, bilmemize olanak yok. Ama bizim sektör büyük ölçüde rüşdünü ispatladı. Ulusal ve uluslararası kalite belgesi verilen bir sektör ve şeffaf. Çünkü tahminler medyada yer aldığı için, seçim sonrasında kontrol etmek mümkün. Kimin isabetli tahmin yapıp yapmadığını, kısa sürede görmek mümkün. Türkiye'de siyasal araştırmalar yapan kuruluşların hangisinin ne düzeyde tahmin yaptığı, son 5-6 seçimlere göre mukayese edilerek görülebilir. Geriye dönük istatistikler çıkarılıp, hangi araştırma şirketi, hangi oranda isabetli ya da isabetsiz tahmin yapmış, güvenilir mi, güvenilmez mi, kolayca görülebilir. Yani anketler, üzerinde spekülasyon yapılacak bir konu değil, çünkü veri var. Öyle olunca da tartışmaya gerek yok.
Sayın Cumhurbaşkanı da hangi araştırma şirketinin isabetli tahmin yapıp yapmadığını kolayca raporlaştırtabilir. Zaten her seçimden sonra da medya kuruluşları, hangi araştırma şirketinin isabetli tahmin yaptığını değerlendiren haberler yapıyor. Dolayısıyla sırf o haberlere bakılsa bile istatistik çıkar, herkesin yarım saatini alacak bir işlemden söz ediyorum.
AK Parti'nin bundan önce de kötü sonuçlar aldığı seçim sonuçları oldu. Erdoğan'a da tablonun kötü olduğunu gösteren sonuçlar gitmişti. Ama böyle bir şeye ihtiyaç duymamıştı. O nedenle bu tavır değişikliği sadece tahminlerin olumsuz olmasıyla açıklanabilir bir şey değil. Bir önceki seçimde de yüzde 50'yi kılpayı geçeceği belliydi. 7 Haziran seçimlerinde AK Parti oyunun yüzde 40'a düşeceği belliydi. 2009'da da yüzde 38'e düşeceğini zaten kamuoyu şirketleri görmüştü. Bence bunları aşan bir şey.
Sürprizler yaşanır mı?
Bu seçimde, rekabetin sert geçeceği yerler var. İşte Adana, Mersin, Antalya, Denizli, Balıkesir, İstanbul, Ankara, Bursa gibi. Aday sayısının ikiye düştüğü her yerde rekabet güçlenmeye başlıyor. Bir yerde çok sayıda aday varsa, biraz önde olan parti ipi göğüslüyor. Ama ikiye düştüğünde, alması gereken oy oranı asgari yüzde 50'ye çıkıyor ve zor hedef haline geliyor, seçimin favorisi kalmıyor. Ama mesela İzmir, Kayseri, Konya gibi bir partinin dominant olduğu yerler var, oralarda böyle bir durum sözkonusu değil. Ama Ankara İstanbul, Mersin, Anada gibi yerlerde rekabet çok ateşli geçmeye başlıyor, sandıktan o iki aday için her türlü sürpriz sonuç çıkabilir. O nedenle İzmir dışındaki illerde, saydığım illerde adaylar başa baş geliyor. İki adaylı sistem, iki blok olması, her ildeki seçimi kritik hale getiriyor.
AK Parti 2009'da yüzde 39'la Ankara'yı kazandı. İstanbul'da yüzde 44'le İstanbul'u kazandı. Ama şimdi baraj otomatik olarak yüzde 50'ye çıktı. Ama Ak Parti orada yüzde 50'yi hiç görmedi. Şimdi yüzde 47'yi alan kaybedecek. O yüzden iki aday ve yüzde 50 şartı nedeniyle, farklı sonuçlar çıkabilir.
İttifaklar nedeniyle sandığa gitme oranı azalır mı?
Bundan önce sandığa gitme oranı yüzde 85 dolayındaydı. Ama bu seçimde yüzde 80' in altını görürsek şaşırmayacağız. Örneğin, Çankaya'da, MHP veya HDP seçmenisiniz, kendi partinizin ilçe ve büyükşehir adayı yok. Evinizde oturmayı tercih edebilirsiniz. Böyle bir durumda seçmen evinden kalkıp, taksiye binip, kuyrukta bekleme eziyetine katlanmaya gerek duymayabilir. Çünkü ne ilçede adayı var, ne büyükşehir adayı var. Motivasyonu yok. O zaman seçmen, "Nasılsa adayım yok" diyerek sandığa gitmemeyi düşünür. Küskünlük çok etkilemiyor sandığa gitmeyi, çünkü çok küçük yüzdeler. 50 milyondan fazla oy kullanılan yerde, ortalamayı etkileyecek ağırlığı olmuşor. Seçmeni, adayının olmamasının getirdiği motivasyonsuzluk etkiler.