Laiklik tartışmasında Başbakan Erdoğan'ın bir gazeteye verdiği 'Türk halkı laikliğin Anglo-Sakson yorumunu doğru buluyor' sözünü Özdemir İnce yorumladı.
Abone olHürriyet yazarı Özdemir İnce Başbakan Erdoğan'ın anglo-sakson laikliği istemesine karşı çıktı. Bu sistemin laik olmadığını savunan yazar Moda diye takmıyorlar yazısıyla bunun gerekçelerini yazdı.
Başbakan R.T.Erdoğan Türk halkının laikliğin Anglo-Sakson yorumunu doğru bulduğunu ileri sürmüş (Sabah,07.02.05).
Başbakan Erdoğan’a Fransız laikliği ile Anglo-Sakson laikliği arasındaki farkı sorsalar, yemin ederim aradaki farkın ne olduğunu anlatamaz. Olsa olsa Anglo-Sakson sekülarizminin daha hoşgörülü (!?) olduğunu söyleyebilir.
Laiklik, İmam-Hatip okulları konularında yazmayayım diyorum ama bu kararımı bozmama yol açan kışkırtmalar oluyor.
Hükümet, Başbakan ve Bakanları insanları budala ve enayi yerine koyan demeçler veriyorlar.
Başbakan’a göre, kızı modaya düşkün olduğu için türban takıyormuş.
Sanki çocuk kandırıyor!
Moda olan bir gün demode olur, moda olma özelliğini yitirir. O gün geldiğinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin başbakanının kerimeleri türbanını çıkartacak mı?
Çıkartmayacak!
Başbakan bu konuda söylediklerini önce reddetti, sonra tevil etti ama benim söylediğinden en küçük kuşkum yok.
***
Fransız laikliği = Devlet + Halk→ Kiliseye karşı
Anglo-Sakson Sekülarizmi = Kilise + Halk → Devlete karşı
İnsanlar Anglo-Sakson sekülarizmi derken ABD sekülarizmini işaret ediyorlar. ABD devleti laik bir devlet değildir. Eyalet devletleri ve toplumsal yapı, mezhepler ve bu mezheplere bağlı tarikatlar tarafından kurulmuştur. Bu nedenle din devletidir. Ve gene bu nedenle Başbakan R.T.Erdoğan’ın kızları ABD’de yaşamakta ve gene bu nedenle Fethullah Hoca bu ülkede nekahet geçirmektedir.
Oysa Türkiye Cumhuriyeti’ni halkın temsilcisi olan TBMM ile dinin yeryüzü etkisini sınırlandırma bilinciyle donanmış laik anlayış kurmuştur. Bu nedenle Türk halkının laikliğin Anglo-Sakson yorumu olan sekülarizmi tercih ettiği iddiası doğru olamaz.
Gerçek dışıdır!
***
Başbakan R.T.Erdoğan, Almanya’da yayınlanan haftalık gazetelerden Welt am Sonntag’ın “Madem din ve devlet işlerinin birbirinden ayrı olmasını savunuyorsunuz, o halde kızınızın yüksek okulda dini sembollerden feragat etmesini talep etmeniz gerekmez mi?” sorusunu bakın nasıl yanıtlıyor:
“Kızım,eşim ve ben inançlı Müslümanlarız. Kuran’a göre bir kadının toplumda türban takması gerekiyor. Kızım Kuran’a saygı gösterdiği için bu şartı yerine getiriyor. Kızım dinimizin kurallarına göre yaşıyor... Ayrıca kızım türbanı çok şık buluyor. Moda olduğu için de türban takıyor.” (Hürriyet, 07.02.05)
***
Karman çorman bir kafa ve tutarsız iddialar!
Bir insan Kuran’ı referans alarak yaşıyorsa laik düzenle çelişir. Laik düzenle çeliştiği zaman kendini ona uydurmayıp dinsel buyrukları dinlerse, laik düzene karşı davranmış olur.
***
Türkiye’ye karşı oynanan büyük bir oyunun (tuzağın) parçası, senaristi, rejisörü ve oyuncusu olan Başbakan’dan da, ailesinden de bıktım.
Altı kaval üstü şeşhanelik bir durum!
Ve buna yakışan görünümleri var!
Bu aileye benzeyen milyonlarca aile var Türkiye’de. Bu insanlara samimi oldukları için saygı duyuyorum.
Moda olduğu için İslami türban takan hanım kız ile babasının bu içtenlikle uzaktan ve yakından hiçbir ilişkileri yok!
Yazı: Özdemir İnce
Kaynak:hurriyetim.com.tr