Van ve Mardin mitinglerinde konuşan Erdoğan, verdiği ödülü geri isteyen Amerikan Musevi Kongresi'ne cevap verdi.
Abone olCumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "Neymiş, Amerikan Musevi Kongresi, bana verdiği ödülü geri istiyormuş. Eğer bu zulme, bu soykırıma, bu Hitlervari faşizme, çocuk katleden rejime destek veriyorsanız, alın ödülünüzü başınıza çalın" dedi.
Muhalefetin dilinden düşürmediği cesaret madalyası tartışmasına Erdoğan, noktayı Van mitinginde koydu. İkinci dünya savaşında Türkiye'nin kaçan Yahudilere yaptığı yardımdan ötürü kendisine verilen ödül polemik konusu olmuştu.
HİTLER'İN, NAZİLERİN YAPTIĞINDAN NE FARKI VAR?
İsrail'in ramazan, bayram, sivil, çocuk, kadın, okul, hastane, cami ayrımı gözetmeksizin Gazze'ye ölüm yağdırmaya devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"25 günde, bin 300'e yakın Gazzeli kardeşimiz şehit edildi. Bunlardan 250'si çocuk, 100'ü kadın ve 50'den fazlası yaşlı. Gazze'deki çocuklar bayramı göremediler, Gazze'deki çocuklar bayramda sokaklara çıkıp, parklara gidip oyun oynayamadılar, evlerinde şehit edildiler, sokaklarda, parklarda, sahillerde öldürüldüler. Camilere sığındılar, oralarda öldürüldüler, okullara sığındılar oralarda öldürüldüler. Yaralı, eli ayağı kopmuş şekilde hastanelere gittiler, maalesef oralarda bile havadan yağan bombalarla alçakça katledildiler. Kardeşlerim ben İsrail devletinin, İsrail yönetiminin bu insanlık dışı, alçakça soykırım girişimine soykırım deyince birileri rahatsız oluyor. İsrail devletinin yaptığını Hitler'in, Naziler'in yaptığına benzetince birileri rahatsız oluyorlar. Buradan, Van'dan tüm dünyaya sesleniyorum, Allah aşkına şu İsrail yönetiminin yaptığının Hitler'in, Naziler'in yaptığından ne farkı var. İsrail devletinin Gazze'de, Filistin'de yaptığını soykırım değil de neyle izah edeceksiniz? Bu ırkçılıktır, bu faşizmdir, Hitler'in ruhunu yaşatmaktadır."
ONLARA GÖRE MÜSLÜMANI ÖLDÜRMEK MEŞRU
Hitler'in, "İnsafsız olabiliriz ama Almanya'yı kurtardığımızda dünya insaflı bir yer olacak, adaletsiz olabiliriz ama Almanya'yı kurtardığımızda dünyaya adalet gelecek, ahlaksız olabiliriz ama halkımızı kurtardığımızda ahlaklı bir dünyanın yolu açılacak" şeklindeki sözlerini anımsatan Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
"Evet, Hitler bu sapıkça düşüncelerin arkasına takıldı, milyonlarca insanın ölümüne sebep oldu. Museviler'e acımasızca soykırım uyguladı. Şu anda Hitler'in söylediğini İsrail devleti söylüyor. Hitler'in yaptığının aynısını İsrail devleti yapıyor. İsrail sergilediği insafsızlığı, adaletsizliği, ahlaksızlığı 'meşru müdafaa' diyerek dünyaya yutturmaya çalışıyor. Ne acıdır ki dünya ülkelerinin çoğu da bunu yutuyor, biz konuşunca da hemen susturmak için 'antisemitist' diyerek bizi karalamaya çalışıyorlar. Yahu antisemitizmin bir insanlık suçu olduğunu söyleyen benim. Ama İslamofobianın bir insanlık suçu olduğunu söyleyince, Batılılar'ın da bunu söylemesi gerektiğini söyleyince Batılılar bunu söyleyemedi, niye, onlara göre Müslüman'ı öldürmek meşrudur ama Yahudi'ye gelince 'hayır' öyle mi? Biz diyoruz ki 'Antisemitizm insanlık suçu, İslamafobia da insanlık suçu'. Her türlü insanlık dışı eylemi yapacaksın, bebekleri beşiklerinde, çocukları hastanelerde öldüreceksin, hiçbir ayrım yapmadan bir şehri havadan rastgele bombalayacaksın, sana 'dur' denilince de 'antisemitist' diye ahlaksızca suçlama yapacaksın. Artık bunu hiç kimse yutmuyor."
SİZ NE AHLAKSIZSINIZ YA
Erdoğan, herkesin Museviler'den uzaklaştığı ve ülkelerinden kovduğu bir dönemde Museviler'e Osmanlı devletinin sahip çıktığını hatırlatarak, "Utanmıyor musunuz? Siz ne ahlaksızsınız ya. Size sahip çıkan bir Osmanlı'nın evladı olarak ben de sesleniyorum, Museviler'i kendi topraklarımızda koruyan, kollayan, güven içinde yaşamalarını temin eden biziz. İçeride ve dışarıda her türlü ırkçılığı ayrımcılığı kınayan yine biziz. Bundan sonra da bütün azınlıklar benim ülkemde barış içinde, huzur içinde, güvenlik içinde yaşayacak. Biz algı operasyonlarından korkup da zalime karşı sessiz kalan bir millet, böyle bir devlet değiliz" diye konuştu.
ÖDÜLÜNÜZÜ BAŞINIZA ÇALIN
Amerikan Musevi Kongresinin kendisine verdiği ödülü geri istediğini hatırlatan Erdoğan, "Neymiş, Amerikan Musevi Kongresi, bana verdiği ödülü geri istiyormuş. Eğer bu zulme, bu soykırıma, bu Hitlervari faşizme, çocuk katleden rejime destek veriyorsanız, alın ödülünüzü başınıza çalın. Şunu açık açık söylüyorum, o bebeklerin arşı alayı inleten feryatları inşallah karşılıksız kalmayacak. O çocukların, melekleri dahi ağlatan feryatları inşallah karşılıksız kalmayacak. Bu zalim de bu zalime göz yuman, destek veren, sırtını sıvazlayan zalimler de inşallah o feryatların, o gözyaşlarının altında inleyecekler. Kardeşlerim unutmayın zulme rıza zulümdür, onun için dünyada bu zulme sesini çıkarmayanlar da aynen onların sınıfındadır." dedi.
AJC'NİN ÖDÜLÜ GERİ İSTEDİĞİ İDDİA EDİLMİŞTİ
Erdoğan'ın Gazze operasyonu sonrası İsrail'e yönelttiği sert suçlamalardan sonra Amerikan Yahudi Kongresi'nin 2004 yılında Başbakan Tayyip Erdoğan’a verdiği ‘Cesaret Ödülü’nü geri istediği iddia edilmişti.
AJC, 2003 yılının sonunda İstanbul’daki iki sinagoga yapılan saldırıların ardından Başbakan’a terör karşısındaki duruşu ve barış çabalarını gerekçe göstererek takdim ettiği ödülü Erdoğan’ın artık ‘dünyanın en kin dolu İsrail karşıtı liderine’ dönüştüğünü belirterek geri istedi. Erdoğan, muhalefetten gelen ‘ödülü iade et’ taleplerini geri çevirmişti.
AJC’nin başkanı Jack Rosen imzası taşıyan açık mektupta Erdoğan’ın geçen hafta İsrail’in günlerdir Gazze’de sürdürdüğü kanlı operasyonlar sonrası sarf ettiği “Barbarlıkta Hitler’i geçtiler.” açıklamasına vurgu yapıldı. New York merkezli kurumun açık mektubunda Erdoğan’a, “Size ödülümüzü verdikten on yıl sonra, etrafa politik kazanımlar için tehlike içeren sözler sarf ederek ve Türk halkını Yahudi karşıtı şiddete teşvik ederek muhtemelen dünyanın en kin dolu İsrail karşıtı liderine dönüştünüz.” denildi. ABD Dışişleri Bakanlığı da Erdoğan’ın Hitler benzetmesini “saldırgan ve yanlış” şeklinde yorumlamıştı. İsrail de geçtiğimiz hafta Gazze’de uyguladığı şiddet karşısında Türkiye’de yükselen öfkeyi gerekçe göstererek diplomatik misyonunu en düşük seviyeye indirdiğini duyurmuştu.