BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,26
ALTIN 2.847,13
HABER /  SEÇİM

Erdoğan aday olmazsa büyük sürprize hazır olun!

Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi eski Dekanı, Gazetecilik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Nurettin Güz İnternethaber'’e konuştu.

Abone ol

NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA

İnternethaber'in sorularını yanıtlayan Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Nurettin Güz, Ekmeleddin İhsanoğlu isminin cumhurbaşkanlığı seçim yarışındaki şansını yorumladı.

Kamuoyundaki ortak kanaat Erdoğan aday olduğu taktirde Ekmeleddin İhsanoğlu'nun seçilme şansı olmadığı yönünde. Peki AK Parti Köşk adayı Erdoğan olmazsa İhsanoğlu seçilebilir mi? Prof. Dr. Nurettin Güz'e göre böyle bir durumda sürprize hazır olmak gerekiyor.

-CHP ve MHP’nin “çatı adayı” Ekmeleddin İhsanoğlu ismi sizi şaşırttı mı? Nasıl değerlendirirsiniz?

CHP VE MHP AKILCI YOLU SEÇTİ

Cumhurbaşkanlığı seçimleri yerel ve genel seçimlerden farklı değerlendirilmesi gereken bir satıhtır. Türkiye’de seçmen ilk defa doğrudan bir Cumhurbaşkanlığı seçiminde oy verecek. Partiler bu seçimlere daha farklı açıdan bakmak zorundadır. 30 Martta yapılan seçimler dikkate alındığında iktidar partisi AK Parti’nin seçimin bir kanadını, muhalefetteki partilerin diğer kanadı oluşturacağı görüldü. Seçmen genel eğilimleri ve siyasal konjonktür dikkate alındığında özellikle muhalefet partilerinin kendi siyasal çizgileri doğrultusunda bir aday belirleme ya da gösterme lüksü bulunmadığı ortaya çıkar. Seçim yarışına katılacak adayın toplumun tamamını ve muhalefet partilerin tabanlarından oy alabilecek bir isim olması gerekirdi. Nitekim CHP ve MHP akılcı yolu seçerek buna göre bir aday belirlediler. Kimliği, kariyeri ve siyasal arenadaki konumu dikkate alındığında sürpriz olmasa da Sn İhsanoğlu’nun ismi aday arayışı veya görüşmeler sırasında telaffuz edilmediği için sürpriz olmadı demek çok mümkün değil.

-Özellikle CHP tabanında ve parti içerisinde adaya çok tepki var, bu durum seçimleri nasıl etkiler?

 SEÇİM SATHINDA BU İTİRAZLAR ORTADAN KALKACAKTIR

Türkiye’de ve dünyada seçimler genellikle sonuç odaklı siyasal organizasyonlardır. Son seçim dönemlerine bakıldığında AK Parti’nin tartışmasız bir galibiyetini hemen herkes söyler ve kabul eder. 30 Mart Yerel Seçimlerinin üzerinden çok az bir zaman geçmişken CHP’nin kendi adayını çıkarmasının ne anlamı olacağı merak konusudur. CHP kendi adayını çıkartsa da çıkartmasa da oy oranı % 25 ila 35 aralığında gidip gelmektedir. Bu oranın Cumhurbaşkanını seçmeye yetmeyeceğini Sn. İhsanoğlu’na itiraz eden CHP’liler de bilir.

O halde gerçekten yarışta muhalefet olarak biz de varız denecekse sağ seçmenden oy alabilecek bir isimden başka tercih yapmanız mümkün değildir. Seçim sathında CHP yönetimi ve tabanındaki bu itirazların ortadan kalkacağına inanıyorum. CHP seçmeni hemen her dönemde akılcı biçimde oyunu kullanır. Bu sebeple parti içerisinde ve tabandaki bu itirazların biraz da tabanı rahatlatmaya yönelik olduğunu düşünüyorum.

-CHP'nin Ankara'da tutturduğu "Mansur Yavaş projesi", cumhurbaşkanlığı seçimi için geçerli olabilir mi? Olmazsa neden?

TÜRKİYE DEĞİŞİYOR, SEÇMEN DEĞİŞİYOR 

Türkiye değişiyor, tıpkı dünyadaki yapının değiştiği gibi. İdeolojiler tamamen ortadan kalkmasa da seçmen büyük oranda akılcı biçimde oy kullanıyor. Siyasi partilerin önce bunu kabul etmesi gerekir. Muhalefet partileri CHP ve MHP’nin iktidara gerçek anlamda alternatif olabilmeleri ülkenin geleceğe daha emin adımlar atabilmesi açısından da önemlidir. Mevcut haliyle CHP’nin iktidara alternatif olamadığını yönetici kabul etmeseler de yönetici kadro da biliyor. Yönetici kadro içerisinde yer alanların partinin sağa açılmasına karşı çıkmalarının sebepleri arasında, kendilerinin bulunduğu zemini kaybetme korkusu ve sol seçmen gündeminde olabilme kaygısı var. Bu durum sadece partinin büyümesine engel olmakla kalmıyor, ana muhalefetin iktidara alternatif olmasını da güçleştiriyor.

CHP ALTERNATİF OLMAK İSTİYORSA TOPLUMU KUCAKLAMALI 

Sn. Kılıçdaroğlu’nun yerel seçimlerde “Mansur Yavaş” vb isimler üzerinden uyguladığı projeler CHP adına olumludur. Ancak CHP gibi köklü ve değişmesi bir o kadar da zor bir partinin bu projeyi sahiplendiğini söylemek çok zor. Nitekim yerel seçimlerde sağ kimlikleri ön planda olup CHP’de belediye başkanlığına aday olan isimlerin seçimlerden sonra parti teşkilatlarının kendilerine sahip çıkmadığını, sandıklara hakim olamadıklarından şikayet ettiğini gördük. CHP iktidara alternatif olmak istiyorsa mutlaka toplumun tamamını kucaklamak, geçmişin toplum açısından “kötü” izlerini silmek zorundadır. Aksi takdirde mevcut haliyle % 25 – 35 oy aralığında gider gelir. “Mansur Yavaş projesinin” ne oranda tabana yayılabileceğini, parti yönetimi ve tabanının yerel seçimlerden ders çıkarıp çıkarmadığını Cumhurbaşkanlığı seçim kampanyasında göreceğiz.

-İktidar partisinin adayının Başbakan Erdoğan olması durumunda İhsanoğlu'nun şansını nasıl değerlendirmek gerekir?

ERDOĞAN'IN HAKKINI TESLİM ETMEK GEREKİR 

Türk siyasi hayatının son dönemlerine damga vuran en önemli aktörün Başbakan Erdoğan olduğunu dışarıda ve içerideki hemen herkes kabul etmektedir. Gezi Olayları ile birlikte başlayan ve 17 Aralık süreci ile devam eden gelişmelere baktığınızda da net biçimde Sn. Erdoğan’ın hakkını teslim etmeniz gerekir. Başarıyı sadece projelerle, siyasal kampanyalarla, uygulanan politikalarla açıklamak çok zordur. Onun ötesinde bir şeylere ihtiyaç vardır. Seçmenle ve hemen her yaştaki vatandaşla kurduğu iletişim, halka yakınlığı, toplumun Erdoğan’ı kendisinden biri olarak algılaması, mesajlarındaki samimiyeti, ikna kabiliyeti iletişim ve siyaset bilimciler tarafından araştırılması gereken konular olmaktadır.

İLK TURDA SEÇİMİN SONUÇLANMASI SÜRPRİZ OLMAZ

Cumhurbaşkanlığına aday olması durumunda Başbakan Erdoğan’ın seçilme şansına ilişkin çok şey söylenebilir. Ancak çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu’nun seçmen zeminindeki konumu hala net değil. Seçim yarışında adayın seçmen tarafından nasıl algılandığı çok önemlidir. İhsanoğlu’nun algısına ilişkin elimizde hala çok somut veri yok. İki ismi yan yana koyduğunuz zaman bugün itibarıyla Başbakan Erdoğan’ın seçmen tabanında açık ara daha ağır bastığını söylemek yanlış olmaz. 30 Mart Yerel Seçimlerinde aldığı rüzgar 10 Ağustos Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Başbakan Erdoğan’ı çok avantajlı kılmaktadır. 10 Ağustosa kadar bu rüzgarı kesecek önemli bir gelişme olmadığı takdirde ilk turda seçimin sonuçlanması sürpriz olmaz.

-Eğer aday Erdoğan olmazsa sonuçlar nasıl olur?

EN AZINDAN EKSİLERİ OLMAYAN BİR İSİMDİR 

Başbakan Erdoğan’ın aday olacağına ilişkin yaygın bir kanaat ve beklenti var. Siyasette akşamdan sabaha çok şey değiştiği için bunun dışında bir ihtimal her zaman söz konusu olabilir. Erdoğan’ın aday olmaması halinde Ekmeleddin İhsanoğlu’nun karşısına çıkarılacak isim önem kazanır. Böyle bir durumda isme göre fikir yürütmek daha doğru olur. Ancak şunun altı çizilmesinde fayda var: Başbakan Erdoğan dışında hangi ismi aday olarak belirlerseniz belirleyin Ekmeleddin İhsanoğlu’nun şansı çok daha yüksek olacaktır. Çünkü, tanınmasa da, aktif siyasi hayatın çok içerisinde olmasa da seçmen nezdinde en azından eksileri olmayan bir isimdir. Seçim sathında yapılacak iyi bir kampanya Sn. İhsanoğlu’nun şansını çok yükseklere çıkarabilecektir. İhsanoğlu’nun durumunu AK Parti’nin çıkaracağı aday belirleyecektir.

-İhsanoğlu "her kesimden oy alabilecek aday" tanımlamasına giriyor mu sizce?

İHSANOĞLU HER KESİMDEN OY ALABİLECEK BİR İSİM 

Parti ve adayların seçmen desteğini ya da seçim başarısını oluşturulacak algının belirlediğini her zaman söylemekteyim, yine söylüyorum. İhsanoğlu’nu seçim sathına gönderdiğiniz zaman hangi gömlekleri giydireceksiniz. Giydirdiğiniz gömlekler ne oranda üzerinde durabilecek ve seçmen tarafından nasıl görülecektir? Bunlar son derece önemlidir. Mevcut konumunu dikkate aldığımızda İhsanoğlu’nun çok marjinal seçmen kitlesini bir kenara bırakacak olursanız her kesimden oy alabilecek bir isim olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Ama yine biliyoruz ki seçim kampanya dönemlerinde birçok şey değişir. Adayların yapacağı hatalar, kampanyanın oturacağı zemin, uygulanacak stratejiler bu algıyı olumlu ya da olumsuz olarak değiştirebilecektir. Partiler üstü aday olmanın avantajları olduğu gibi dezavantajları olduğu unutulmamalıdır.

Farklı partilerin içerisindeki kavga ya da hizipler Cumhurbaşkanlığı seçimini kendi klikleri için bir fırsat olarak görürse, seçmen tabanında Sn. İhsanoğlu ile ilgili algı da değişebilir. O takdirde hemen herkesin oy verebileceği isim olmaktan çıkabilir.

-HDP'nin adayı sonuçları ne oranda etkiler, (Demirtaş'lı ve Demirtaş'sız)?

HDP ADAYININ SÜRECE ETKİSİ ÇOK AZ OLACAKTIR 

Olağan şartlarda seçmen her seçim döneminde seçimin konumuna göre oyunun rengini değiştirir. Örneğin bir yerel seçimde parti faktörünü ikinci plana iterek adaya göre oy verdiğini hep görmüşüzdür. Türkiye’nin doğusu, batısı, kuzeyi, güneyindeki seçmenin bu akılcılığına hemen her seçim döneminde şahit oluyoruz. Cumhurbaşkanlığı seçimini bu açıdan değerlendirildiğinde HDP’nin güçlü olduğu yerleşim birimlerindeki seçmenin de alcı davranarak kendisi açısından güçlü gördüğü iki adaydan birisine yöneleceğini söylemek yanlış olmaz. Ancak biliyoruz ki hemen her seçim döneminde ülkenin her bölgesinde seçmen çoğu kere baskıdan uzak olarak siyasal tercihini yapamamaktadır. Cumhurbaşkanlığı seçimini daha farklı olarak değerlendirerek HDP kendi adayı üzerinde ısrarcı olmazsa ilk turun yapılacağı 10 Ağustosta Cumhurbaşkanlığı yarışının sonuçlanması kuvvetle muhtemeldir. HDP adayının kim olacağından daha çok özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgesindeki seçmenin hangi şartlarda oy vereceği önemlidir. HDP bu seçim yarışını kendisi açısından güç gösterisine dönüştürmediği sürece HDP adayının sürece etkisi çok az olacaktır.

Seçimin ilk turuna iki aydan az bir zaman kalmasına rağmen seçim sathının çok netleşmediği ortaya çıkıyor?

Sanırım daha net konuşabilmek için Temmuz ayını beklememiz gerekecek. Adaylar netleşecek, vatandaşın gündemine Cumhurbaşkanlığı daha yoğun girecek ve daha kesin ifadeler kullanabileceğiz.