Suudi Arabistan'ın El-Arabiya kanalına konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Fırat Kalkanı Harekatı çerçevesinde El Bab'dan sonraki yeni hedefi açıkladı.
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de yaşanan gelişmeler, 15 Temmuz'daki başarısız darbe girişimi, Suriye'de yıllardır devam eden iç savaş, Türkiye ve Rusya garantörlüğündeki ateşkes, terör örgütü DEAŞ'la mücadele başta olmak üzere birçok uluslararası konu hakkında açıklamalarda bulundu.
Suudi Arabistan'ın El-Arabiya kanalına mülakat veren Erdoğan, Türkiye'de bir süre önce yaşanan terör saldırıları ve bunların arkasındaki güçlere ilişkin kendisine yöneltilen soruyu, "Tabii bu bölgede terör konusunda, hatta terörle mücadelenin de ötesinde, bu hususta birinci derecede rahatsız edilen ülke Türkiye'dir. Biliyorsunuz bizim Suriye'yle 911 kilometre sınırımız var, Irak’la 350 kilometre sınırımız var. Ve 6 yıldır ne yazık ki Suriye'nin başındaki bu zalim Esed, -her ne kadar 600 bin diyorlarsa da ben artık bu rakamın 1 milyona ulaştığına inanıyorum,- oradaki insanları, kardeşlerimizi öldürmüştür ve buralarda varil bombaları kullanmıştır. Oradaki insanları tanklarla, toplarla öldürmüştür. Bütün o tarihi kentler, tarihi şehirleri yerle bir edilmiştir. Tüm bunları acımasız yapmıştır ve hala da yapmaya devam etmektedir." şeklinde cevaplandırdı.
ESAD SORUSU
Erdoğan, "Tabii geçmişte bizim Esed'le ailece ilişkilerimiz, irtibatlarımız vardı. Ama zulüm olduğu zaman her şey bir anda kopar. Nitekim öyle oldu, koptu. Şimdi 6 yıldır tabii ki bizim bu zulüm estiren, kan, kin kusan Esed'le aynı konumda olmamız artık mümkün değil. Fakat şunu da görmemiz lazım; malum, zulme rıza zulümdür. Eğer burada bir zulüm var, buna birileri de rıza gösteriyorsa, tabii ki onlar da onlar gibi hareket ediyor demektir. Onları da bizim tasvip etmemiz mümkün değildir. Kim olursa olsun, hangi ülke olursa olsun burada eğer böyle bir zulme destek veriyorsa, aynen onlardandır; bizim bakışımız onlara da böyledir." ifadelerini kullandı.
Erdoğan, mevcut durumda esas aldıkları konunun "Suriye'de akan kanı durdurma" düşüncesi olduğunu vurgulayarak, şunları dile getirdi: "Şu anda tabii ki bizim asıl derdimiz şu: Acaba Suriye'deki bu kanı nasıl durdururuz, nasıl bir ateşkes sağlayabiliriz? Bununla ilgili olarak da yoğun bir çabanın içerisindeyiz. Rusya'yla bu konuda ciddi ilişkilerimiz oldu. Bu ilişkiler neticesinde olayı belli bir noktaya taşıyabildik, getirebildik. Biliyorsunuz bir Astana süreci oldu, bu Astana sürecinde görüşmeleri yaptık. Fakat, Astana sürecine giderken Doğu Halep’in boşaltılması süreci oldu ve Doğu Halep'ten bizler 45 bin kişiyi İdlib'e taşıdık. İdlib'e taşıdıktan sonra tabii sağlık hizmetleri noktasında onlara gereken hizmetler var; gıda, ilaç, giyim kuşam, bütün bunlar noktasında Türkiye olarak kendilerine ciddi desteklerimiz oldu, bu desteklerimiz hala da devam ediyor ve devam edecektir; çünkü onları biz bu halde bırakamayız."
"DEAŞ DENİLEN BU TERÖR ÖRGÜTÜYLE DE MÜCADELEMİZ SÜRÜYOR"
Terör örgütü DEAŞ'ın Türkiye'deki saldırılarına ve bu örgütle mücadeleye değinen Erdoğan, "Ayrıca da tabii DEAŞ denilen bir terör örgütü var. DEAŞ denilen bu terör örgütüyle de mücadelemiz sürüyor. Tabii bu süreç nerede başladı?
Bu süreç DEAŞ'ın Cerablus'tan Gaziantep'e bir düğün merasiminde yaptığı canlı bomba saldırısıyla 56 vatandaşımızı, çocuk, yaşlı, kadın, erkek demeden maalesef öldürmesiyle bu süreç hızlandı. Bu olayın ardından biz Özgür Suriye Ordusu'yla beraber Cerablus'a girdik. Biz Özgür Suriye Ordusuyla beraber oraya girince DEAŞ Cerablus'u boşalttı. Fakat tabii bizim için Cerablus yeterli değildi. Çünkü orada bir de PYD denilen, YPG denilen ayrı bir terör örgütü vardı. Yani tek cephede bir mücadele vermiyorsunuz, başka terör örgütleri de var. Dolayısıyla onunla da kalmadık, bir taraftan da El-Rai'den başladık. El-Rai’deki DEAŞ terör örgütünü de oradan boşalttık." dedi.
EL BAB'DAN SONRA HEDEF
Sürecin ayrıntılarına dair Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: "Ve güneyde Dabık kasabası. Dabık'ı bu noktada boşaltmamız gerekir dedik, DEAŞ biraz direndi, Dabık da boşaltıldı. Şimdi geldiğimiz nokta El-Bab. El-Bab'da yoğun bir mücadele sürüyor. Öyle zannediyorum ki şöyle birkaç gün içerisinde El-Bab da temizlenmiş olacaktır. El-Bab temizlendikten sonra hedef Münbiç’tir. Çünkü Münbiç Araplara ait olan bir yerdir. Orada YPG var, orada PYD var, onların orayı boşaltması gerekiyor. Bunu Amerikalılara daha önce de söyledik, Obama yönetimi döneminde söyledik; bize ‘Boşaldı, boşaltılıyor’ dediler, ama maalesef boşalmadı. Şu anda oranın boşaltılması gerekiyor, buranın tamamıyla oradaki Arap kardeşlerimize teslim edilmesi gerekiyor. Ondan sonra bir hedef kalıyor, Rakka. Rakka, biliyorsunuz DEAŞ’ın en önemli merkezi. İşte burada koalisyon güçleriyle bizler el ele vererek, Rakka’dan DEAŞ’ı da temizle hedefinde beraber olduğumuzu ben Sayın Donald Trump’a da söyledim. Gelen diğer temsilcilerine de söyledik: ‘Burada beraber hareket edersek biz Rakka’yı da DEAŞ’tan temizlemek suretiyle, orayı da yine oranın sahipleri olan Arap kardeşlerimize teslim ederiz. Böylece bölge sükunete kısmen kavuşmuş olur’ dedik. Şu anda süreci takip ediyoruz."