Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'yi AB kapısında oyalayan birliğe yüklendi.
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin AB'ye üyelik girişimlerinin 59 yıldır sürdüğünü belirterek, ''Bu süre içerisinde Türkiye'nin bu kadar oyalanması hakikaten affedilir, dayanılır bir şey değildir" dedi.
Başbakan Erdoğan, Türkiye'de yatırım yapacak Çek iş adamlarına Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı vermeye hazır olduklarını açıkladı.
Başbakan, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik süreciyle Şanghay İşbirliği'ndeki diyalog ortaklığı durumunun, birbirine alternatif olmadığını belirtti.
Erdoğan, Çek Cumhuriyeti'ne yaptığı resmi ziyaret kapsamında Çek Cumhuriyeti Başbakanı Petr Neças ile baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Bir gazetecinin, ''Brüksel'e bir ziyaret yapacağınızı açıkladınız. Bu ziyareti ne zaman planlıyorsunuz? AB'ye hangi mesajları vermeyi düşünüyorsunuz? Türkiye'nin AB süreci eğer umduğunuz istikamette devam etmezse size göre Şanghay Beşlisi AB'nin bir alternatifi midir?'' sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi:
''Demek ki mesafe alıyoruz. Bundan dolayı ayrıca mutluyum. Şu anda Dışişleri Bakanlığımız yetkilileri AB Bakanımız süreci takip ediyorlar. Ve belirlenecek tarihte bizler Brüksel'e olan ziyaretimizi gerçekleştireceğiz. Brüksel ziyaretimizin çok boyutu var. Hem AB boyutu var hem de AB dışında özellikle Belçika'ya olan ziyaretimiz var. Burada işlenecek konular... 35 tane faslın neresinden başlasam ki, diye başlığı atıyorum. 35 fasıl var.''
DAYANILIR BİR ŞEY DEĞİLDİR
Çek Cumhuriyeti'nin AB içerisindeki mazisinin çok eskilere dayanmadığını belirten Erdoğan, Türkiye'nin geçmişte 15 ülke ile AB Liderler Zirvesi'ne katıldığını, 12 ülkenin daha üye yapıldığını anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
''Türkiye'nin AB'ye müracaatı, eğer resmi müracaat olarak ele almazsak, 50 yılı aşmış durumda. Bizim asıl bu işin kapısında oluşumuz 59'a dayanıyor. 63 yılında resmi müracaat süresi başlamıştır. Ve bu süre içerisinde Türkiye'nin bu kadar oyalanması hakikaten affedilir, dayanılır bir şey değildir. Adama sorarlar, (54 yıl siz Türkiye gibi bir ülkeyi bu kapıda neden bekletiyorsunuz? Yapamadığı veya yapmadığı, yerine getirmediği ne var?) Ağızlarında tek şey var; Ankara Anlaşması. Ankara Anlaşması'nın şöyle biraz daha gerisine git bakalım, orada ne var. Buralara tabi girmek istemiyorlar. Biz bütün bunlara varız. Eş zamanlı olarak yapılacak bir çok şeyler var. Şu anda AB üyesi ülkelerin bir çoğunun standartları Türkiye'nin yakaladığı AB müktesebatı içerisindeki standartları tutmaz. Maastricht kriterleri noktasında AB üyesi ülkelerin bir çoğu dökülüyor. Bunları zaten görüyoruz.
Bakın şu anda İngiltere ne diyor? 2015'de, Sayın Cameron açıklamasını yaptı; (Eğer ben seçimi kazanırsam AB üyeliğimizi referanduma götüreceğim' diyor. Acaba neden? Kaldı ki para birliğinde biliyorsunuz İngiltere başından beri uymamıştır ve Eurozone'a girmemiştir. Bu girmeyişinin sebebi hiçbir zaman sorulabildi mi? Sorulamadı. Ve bu süreci bu şekilde İngiltere devam ettirmiştir. Ve şu anda Eurozona girmemesinin faydasını da İngiltere ayrıca görmüştür, görmektedir. Böyle de bir durumu söz konusu. Eurozone içinde olanlarda şu anda ciddi manada bir bedel ödüyorlar. Halkta tabi isyanda (ben çalışacağım, sen öbür tarafta batanın gidip parasını, borcunu ödeyeceksin. Böyle şey olmaz) diyor.''
OYALAMAYIN
Türkiye'nin ekonomik açıdan ayaklarının üzerinde durduğunu, küresel krize rağmen başarılı bir süreç geçirdiğini vurgulayan Erdoğan, IMF olan 23,5 milyar dolarlık borcun 10 yıl içinde bitirilme noktasına gelindiğini anlattı. Artık IMF ile standby anlaşması yapılmadığını, Merkez Bankası'nın güçlendiğini aktaran Erdoğan, ''Yeter ki biz AB üyesi ülkelerle olan bu dayanışmamızı, en azından AB bizi içine almamış olsa bile, bu ilişkilerimizi bu şekilde devam ettirelim istiyoruz. Bizi henüz Türkiye Cumhuriyeti olarak AB içerisine almadınız ama AB üyesi ülkeler içerisinde 5 milyon Türk yaşıyor. Siz bizi resmen almadınız ama Türkiye zaten buraya halkıyla girmiş vaziyette. Oyalamayın, gelin bu işi bitirelim diyoruz'' diye konuştu.
AB'nin zaman içinde geçirdiği süreci hatırlatan ve son olarak siyasi-sosyal bir işbirliği noktasına vardığını anlatan Erdoğan, dünyada başka oluşumlar olduğunu da belirtti. Bunlardan birinin de Şanghay Beşlisi olduğunu belirten Erdoğan, Türkiye'nin de bu birlik içinde diyalog ortaklığına kabul edilmiş ülke konumunda olduğunu söyledi.
Şanghay Beşlisi'nin sadece güvenliği esas alan bir birlik olmadığını, ekonomi ve işbirliğini de kapsadığını aktaran Erdoğan, ''Bilen de konuşuyor, bilmeyen de konuşuyor bu konuda. Bizler de bu noktada adımızı attık ve bunu geliştirmeye devam edeceğiz. Bunlar birbirinin de alternatifi değildir. Bunu da özellikle ortaya koymak isterim. Bu arada da Çek Cumhuriyeti'nin bir evladı olan Füle'den de özellikle destek istiyoruz. Bu desteği de Füle gayretleriyle ortaya koymalıdır diye düşünüyorum'' dedi.
AB'DEN SAMİMİ DURUŞ BEKLİYORUZ
AB'nin terörle mücadelede Türkiye'yi yalnız bıraktığını belirten Erdoğan, bazı ülkelere çattı:
"Fransa’daki saldırıyı yapan terörist aranıyordu. İadesini istedik, verilmedi. Bunlara yönelik çok sayıda örnek var. 4 bin yargı devam ediyor ve biz bunları takip ediyoruz diye cevap verdiler. Niye bana teslim etmiyorsun, teslim et. Terörle mücadelede bazı AB ülkelerinden yeterli desteği alamıyoruz. Terör gün gelir kendisini tutan maşasının sabihinin elini yakar, AB'den daha samimi duruş bekliyoruz."
YENİ ARAYIŞLARIN PEŞİNDE DEĞİLİZ ANCAK ÜZÜNTÜLÜYÜZ
Şanghay Beşlisi önerisini ortaya atan Erdoğan, AB hedefinin altını bir kez daha çizdi ve o sözleriyle ilgili şunları söyledi:
Bizim hükümet olarak AB hedefimizde bir sapma asla sözkonusu değildir. Bu noktada bir gönülsüzlük içinde değiliz. Yeni arayışların peşinde değiliz, ancak üzüntülüyüz. Ben Şangay İşbirliği konusunu gündeme getiriyorum. Bundan bazıları rahatsız oluyor. Şangay İşbirliği konusu AB'nin alternatifi midir? O ayrı bir yapılanmadır, bu ayrı bir yapılanmadır. Niye rahatsız oluyorsunuz? Hiç rahatsız olmaya gerek yok. AB üyesi ülkeler, onlarla ticari ilişkilerini gayet rahat bir şekilde götürebiliyor. Yapıyorsunuz zaten. Niye rahatsız oluyorsunuz, rahatsız olmayın ama Türkiye de her türlü arayışın tabii ki içinde olacak''
ÇEK İŞ ADAMLARINA VATANDAŞLIK
AB ülkelerinde iş adamlarına getirilen vize engelinden yakınan Erdoğan'ın vaadi salonda alkış topladı:
"2012 yılı itibariyle Çek iş adamlarının Türkiye'deki yatırımların 2 milyar dolara ulaşmış olması takdire şayandır. Üçüncü ülkelerde müşterek işbirliğine girebiliriz. İş adamlarımızın Çek Cumhuriyeti'ndeki yatırımlarının sembolik olduğunu biliyorum. Türkiye'li iş adamları istediği anda kapıp uçağı atlalıp Çek cumhuriyetine gelemiyor. Vize sorunu iş adamlarımızın önünde en büyük engellerden birisi. Hatta bir müjde vereyim. Türkiye'de yatırım yapacak Çek iş adamlarına vatandaşlık vermeye hazırım."