Erbil'de Kürt Sorunu
Erbil'deyiz... Kürt Sorunu'nu konuşacağız.. Hoşgörüyü, kardeşliği
konuşacağız... Bu konuda uzmanlaşmış çok sayıda isim Erbil'de
buluştu...
Buraya gelmeden önce, herkes aynı soruyu sordu:
-Ne işin var orada, çok tehlikeli...
İyiyiz iyiyiz...
Tehlike yok?
Güvenlik önlemleri hayli fazla...
İlk kez geldim Kuzey Irak'a...
Az gelişmiş bir bölge...
Emre Aköz'ün de belirttiği gibi 1984 Türkiyesi gibi...
Yanmış, yıkılmış, terkedilmiş bir kent olmasına rağmen, tarih
kokuyor Erbil. Biraz restore edilse, tarihe duyarlı olunabilse,
kalesi bir başka olur Erbil'in...
Minare Park yine öyle...
Ama benim ilgimi daha çok Işık okulları çekti Erbil'de...
Işık Gulan ilk öğretim okulundayız...
300 öğrencisi var...
20 öğretmeni...
Çocuklar cıvıl cıvıl...
Kuzey Irak'ta ilköğretim eğitimi 6 yıl...
Çocuklar okula ayak atar atmaz, önce ana dillerini
öğreniyorlar.
Kürtçe'yi yani...
İki yıl Kürtçe eğitimi görüyorlar...
Daha sonra Türkçe öğreniyorlar...
2 yıl...
Arapça dersi de 2 yıl sürüyor.
Çocuklar 5-6. sınıflarda ilk başlarda öğrendiklerini tekrarlayıp
mezun oluyorlar.
Erbil'de sosyal hayat yok!
Ne bir sinema, ne bir tiyatro, ne de eğlence mekanı.
Işık Okulları'nda bu boşluk doldurulmuş.
Spor yapıyor çocuklar...
Resim çiziyorlar...
Folklor oynuyorlar...
Halilim türküsüne eşlik ediyorlar...
Erbil'de 11 Işık okulu var...
Hepsini de buradaki yerel yönetim inşaa etmiş...
Araç gereçler Türkiye'den...
İlk kez bilgisayara dokunan çocukların mutluluğunu düşünebiliyor
muzunuz?
Ben yerinde gördüm o çocukların ışıltısını...
Irak'ı ele geçirecekler
Işık Gulan
İlköğretim Okulu Müdürü Öcan Ejder'e sordum:
-Size baskı yapılıyor mu?
Şaşırdı:
-Nasıl bir baskı?
Malum, bu ekip Türkiye'yi ele geçirme derdinde (!) ya... Takıldım
Ejder'e, Irak'ı da ele geçirme palanlarının olup olmadığını
sordum:
Dondu kaldı garibim!
Anlattım, Türkiye'deki anlayışı anlattım...
"Ha" dedi...
Sonra ekledi:
-Fazıl Mirami var KDP Genel sekreteri... Oğlu bizim okulda...
-Başka?
-Nevzat Hadi... Buranın valisi... Hem oğlu hem kızı Işık
okullarında okuyor.
-Korkmuyorlar mı?
-Teşekkür ediyorlar.
-...?
-İyi eğitim verdiğimiz için.
Özeti şu; bizim dışladığımız öğretmenler, bizim dışladığımız
hayırseverler, dünyada çığır açmış... Öyle bir çığır ki,
çocuklarını bunlara emanet edenler minnet duyuyor. Destek
veriyorlar, var olan 11 okul için az diyorlar ve yenilerini
yapıyorlar.
Biz ne yapıyoruz peki?
Sürgüne gönderiyoruz!
Elalem yapıyor, biz yıkıyoruz!
Bir kez daha zaman hırsızı!
Yola düştük, herkes
hazır ama bekliyoruz.
Niye?
x kişi gelmemiş...
Ne bir ses, ne bir seda:
-Nerede kaldın birader?
-Gelemiyorum!
Ulan zamanında haber versene, gelmeyeceğini önceden bildirsene...
Niçin bu kadar insanı bekletirsin! Hiç olmazsa senin için alınan
uçak biletini yakma... Haber ver ki, senin yerine bir başkası
binsin o uçağa...
Hırsızın mazareti çok!
Irak'a gelmek için kırk takla atmış oysa...
Her nasıl oluyorsa, son dakikada ya bacağına kramp girer, ya da
Azrail annesinin kapısını çalar!