BIST 9.550
DOLAR 34,54
EURO 36,02
ALTIN 3.010,55

Erbil Arkın

Hayatta kendi renklerini yakalamış ve yaşam mücadelesinin en büyük hediyesi olarak sanatı kendisine hediye etmiş Kıbrıs sevdalısı, dünya insanı Erbil Arkın. Dile kolay 62 yıl ruhunda sanatla var olan bir yaşam anlayışına sahip; varlıklı olmaktansa var olm

 Merhabalar;

08.12.2001 tarihinde yaşamımın 27.yılında bence sanat en iyi hediyedir insanoğluna dedirten el emeği göz nuru bir resim hediyesi almıştım. İçinde rengarenk düşünceler olan… O günden beri hayattaki rengimi yakalayabilme umuduyla baktım her doğan güne.

  

Ve yıllar geçti aradan aklımın ucunda bile olmayan bir malikanenin kapılarını araladığımda beynimdeki tüm renkler anlam buldu adeta ruhum tazelendi. Karşımda duran kişi ünlü heykeltraş François-Auguste Rodin’in 1860’lı yıllarda yaptığı eserlerine dokunan bir elin dokunuşu ve bakışlarında gözyaşlarını yazıya akıtan İrlanda edebiyatının unutulmaz ismi Samuel Barclay Beckett’in bilgeliği ile Akdeniz insanının sıcak iklimi ve misafirperver duygularıyla malikanesinin ve ruhunun güzelliklerini benimle paylaşan Erbil Arkın’dı.

  

Hayatta kendi renklerini yakalamış ve yaşam mücadelesinin en büyük hediyesi olarak sanatı kendisine hediye etmiş Kıbrıs sevdalısı, dünya insanı Erbil Arkın. Dile kolay 62 yıl ruhunda sanatla var olan bir yaşam anlayışına sahip; varlıklı olmaktansa var olmayı tercih eden ve başaran güçlü bir kişilik.

  

Ona iş adamı Erbil Arkın dediklerinde “Kim o! Benden mi bahsediyorsunuz” diyerek kendisini bir iş adamı olarak görmediğini ifade eden Erbil Arkın “hayatımdaki en önemli şeyler sanat, denize olan aşkım birde Kıbrıs’a olan sevdamdır” diyor. Bir acı kahvenin 40 yıl hatırı var diyerek kahvelerimizi yudumlarken Bellapais Manastırı ve Girne’yi çevreleyen uçsuz bucaksız masmavi Akdeniz sohbetimizi daha da keyifli hale getiriyordu. Adeta Pitoresk bir seyahat oldu benim için Erbil Arkın’ın malikanesinde ki paylaşımlarımız.

Erbil Arkın, adaya yıldırım gibi düşen bir sanat iksiri olsa en çok mutlu olacak isim. Gelin el birliği içerisinde sanat için yapılacak her şeye varım. Sanat müzeleri açılsın arsalarını ben veriyim diyecek kadar iştahlı ve istekli.

  

1953 yılı Erbil Arkın…

1953 yılında 2 yaşında iken Annesi Havva Hanım, 3 ve 5 yaşındaki kardeşleri Ahmet ve Nazemin ile birlikte uzun bir gemi yolculuğuna çıktılar. Sadece eski Türkçe bilen cesur yürekli anneleri ile bir çatı kurmak ve karınlarını doyura bilmek için Londra’daki babası Mehmet Bey’in yanına giderler ve kıran kırana bir hayat mücadelesi ve zorluklarla hazırlanılan bir hayata adım atarlar.  “Zorluklarla büyüdüm, burssuz hiçbir zaman yaşayamadım” diyen Erbil Arkın yaşamda başına gelen her şeyi bir değer olarak cebine koymayı bilmiş. Anne ve babasına duyduğu hayranlık, derin saygı ve sevgisini “ne yaparsam yapıyım onların yaptıklarının yerini dolduramam, onların yeri kilometrelerce sonsuz” diyerek ifade ediyor. Güzel sanatlara çocukluğundan beri ilgisi vardı. Bormley’de güzel sanatlar kolejinde ve Leicester Üniversitesi’nde Endüstriyel tasarım bölümünde okudu. Eğitim hayatını zorluklarla tamamlamayı başarıp Mobilya ve İç tasarım konusunda uzmanlaştı.

1969 Yılı Kıbrıs’a Dönüş

Bir Devrimdi Erbil Arkın İçin

2 yaşında henüz çocukken veda ettiği Kıbrıs’a 18 yaşında geldiğinde gözlerine inanamadı. Ben böyle bir yerde mi doğdum, bir devrimdi benim için. Büyük aşk, Akdeniz sevdası 18 yaşında oldu Lefkoşa’dan boğazdan dönüp Ağustos böcekleri, palmiyeler, hurmaların arasında Girne’yi görmek beni çok etkiledi. Kıbrıs’ın ışığı çok büyük. Fransa’da Provence ‘de ressamların yakaladığı ışık bu cennet adada var.

  

Çark Döner Hayat Döner Dünya Döner

İngiltere’den Kıbrıs’a gelip işini nadir başarabilen isimlerden biriside Erbil Arkın oldu. Adaya uygulanan ambargolar ya da başka hiçbir şey onu inandığı yoldan döndürmedi. Kıbrıs vergi rekortmeni oldu; Kıbrıs’ta iş yaptı, bulduğu fırsatları çok iyi değerlendirdi hatta günü geldi Kıbrıs’ta ilk çalıştığı yer olan Mağusa da ki Arkın Palm Beach Hotel’in sahibi oldu. Kıbrıs’ta emsalsiz bir otelcilik geleneğinin kurucusu ve öncüsü Erbil Arkın kendisiyle başladı, ne yaptıysa kapıdan ilk adımı yalnız attı şuan binin üzerinde insan çalıştırmanın gururunu yaşıyor ve çalışanlarıyla da gurur duyuyor. Ana kuralı ise ne olursa olsun maaşlar ödenecek. Ekibine mükemmelliği aşıladı, sorumluluklar verdi.” Bir çubuğu çok rahat kırabilirsiniz, yirmi taneyi çok zor ama sinerji içerisinde…” En iyi için mücadele eden iyi bir ekip ruhuyla kendini mükemmelliğe adamış bir ekip standardı oluşturdu. Küçük detaylar Erbil Arkın için çok değerli.

  

Otellerinin iç mimarisinden temizliğine, ampulünden pizzasına kadar her detayla kendisi ilgilenerek üretip estetik ve güzelliğiyle ruhuna hitabeden bir anlayışın uygulatıcısı oldu.  İlk olmayı ve farklı bakmayı, gidilecek yolu ve ışığı göstermeyi bildi.  Yaptığınız ticarette pratikte de teoride de elde ettiğiniz karı maxsimize etmek ana kuraldır ama estetik tarafında sizi mutlu etmesi çok önemlidir. “İnsan sadece kalbi ile doğru dürüst göre bilir. Önemli olan Göze görünmeyen şeylerdir”

  

“Sözünüzü balla kesebilir miyim Alper Bey” diyen Erbil Arkın en iyisi olana dek uğraşırız. Kabiliyetlerimiz var ama bunu en üst seviyede göstermeliyiz. Pizza ise en iyisi, dikkat ise farkında olmak ve görmek ise evet bir ampulün bile ışığı geçmiş olmayacak.

Samuel Beckett Der ki;

“Hep denedin, hep yenildin. Olsun yine dene yine yenil, daha iyi yenil” 

Gençlere Erbil Arkın’dan Altın Öğütler

Bundan 20 yıl önce hayatımda unutamadığım bir andı benim için. Bir kız çocuğu hayvanları otlatıyor ve kitabını okuyor. Ülkemizin gençleri çok değerli. Dürüstlük içerisinde hedeflerinizi koyup hayallerinizin peşinde koşun. Hedefleriniz ve hayalleriniz göklerde olsun, yıldızlar olsun, bayır olmasın. Belki yıldızlara dokunamayacaksınız ama bir bakmışsınız dağın zirvesindesiniz. Geldiğiniz yere inanamayacaksınız. Yurt dışına çıkan gençlerimiz görerek, yaşayarak vizyon sahibi bir şekilde adaya geri döndüklerinde o görgü, bilgi ve deneyimi artı değer olarak getireceklerdir.

Zorlayacaksınız

İnanacaksınız

İnsana yatırım yapacaksınız

İstikrar ve İnatla yolunuza devam edeceksiniz.

Hayatta Ana Felsefesi

Bir problemin içerisindeysem kendimi çekip yandan, dışarıdan bakarım.  O bakış benim karar mekanizmamda çok önemli bir yer tutuyor. Dönme dolabın içinden kendinizi çıkarıp yandan baka bilmeyi bilmelisiniz. Girdiğim işlerde açık gözle görebilmek daha net yorumlar yapabilmek için bu husus çok önemlidir. Dışarıdan ve yandan bakmasını bilin. Kendinizle barışık olun.

  

Arkın Soy ismi eşittir kalitedir bu işte Erbil Arkın imzası var demektir.

Daima ile Erbil Arkın’ın Sonsuz Deniz Aşkı

Okyanuslara Sevdalı Bir Ömür

“Gideceğim oraya, koyulacağım yola, gökyüzünün güzelliklerini göreceğim, yıldızları yeniden göreceğim”  

“Bir açık deniz, yüreğimde limanlar”

Hadi be sende hayat denizlerde

Her nefeste hayat hem de doğal renginde.

Akdeniz’e olan sevdası Akdeniz’in en büyük adalarından biri olan Kıbrıs’ta başlayan deniz aşkını okyanuslara taşıdı. 6 hafta charter deniz seyahati yaparken denizlere olan tutkusu ve aldığı büyük haz sonucunda kendisine bir tekne yaptırmaya karar verdi, istediği tekneyi yaptırmak için tersaneye gittiğinde istediği kalitede ve özelliklerde tekne yapılamayınca tersaneyi alarak kendi teknelerini imal etmeye başladı.

   

37 metrelik Daima isimli guletinde iç tasarımından dizaynına, arma ve dış tasarımına lüks ve konforuna dek en ince ayrıntıların hayat bulduğu hız ve performansıyla yelkenli gulet teknelere örnek olabilecek öncü, farklı ve hızlı guleti Daima ile 21.si düzenlenen Bodrum kupası uluslararası yelkenli yat yarışlarında da genel sıralamada 1.lik kupasını almayı başardı, Regatta bayrağını aldı ve Daima’nın ünü okyanusları aştı.

  

Erbil Arkın, “her şeyin çırağıyım, hiçbir şeyin ustası değilim” diyerek tevazu gösterse de atlardan pilotluğa ve şimdilerde ise malikanesindeki küçük üzüm bağlarında 3 yıldır en iyi şarap olana kadar diyerek “en iyi şarap olmasa da en iyi sirke olur ama bir gün en iyisi olacak şansımız tutacak Kuzey Kıbrıs’ta en güzel şarabı mutlaka üreteceğim” diyor. 5 dönümlük bağında garajier sınıfında şaraplar üretiyor.

  

Bu sınıf dünyanın en harika şaraplarının çıktığı bir sınıftır. Benim şaraba olan tutkum hobimdir. Mevsim şartlarından tutunda en ince ayrıntılara kadar hassasiyetlerin şans ile de birleşmesi gerekir.

  

Erbil Arkın’ın mahseninde dünyaca ünlü şarap markalarından da görülmeye değer bir koleksiyonu var. Kokusu lezzeti ile şarap bir kültürdür, yaşam gustosunun vazgeçilmezlerindendir. Yıllandıkça olgunlaşır, güzelleşir.  Tadı ruhunuzda derin izler bırakır, kokusu karakterli bir parfüme benzer, Şarap asil bir kadın gibidir.

  

Aşkın İşi

Üniversite zamanında resim çalışmaları yapan Arkın şimdilerde ise malikanesinin bahçesinde Aşkın işi isimli stüdyosun da Nü, yağlıboya ve insan üzerine her şeyi unutacak kadar büyük bir istekle resim yapıyor. Onun kadrajında Arkın imzasını taşıyan her şey sanata duyarlı saygı ve sevgi ile insanla bütünleşiyor.

“İçten gelen duyguları her zaman kasların hareketliliğiyle vermeye çalıştım… Yaşam olmadan sanat da olmaz.”  Auguste Rodin

“Eğer gerçeklik ölürse, benim Balzac heykelim gelecek kuşaklar tarafından parçalanacaktır.  Eğer gerçeklik yok edilemezse, eserimin dünya yüzünde kalıcı olacağını düşünüyorum. Şimdiye kadar alay konusu olan ama yıkılamayan bu heykel, benim tüm yaşamımın en büyük başarısı, estetiğimin temel direğidir. Onu tasarladığım günden bu yana yepyeni bir insan oldum” diyen Auguste Rodin Benim yürüdüğüm alan tarihin en eski antik devirleridir. Geçmişi bugüne bağlamak istiyorum; bellekte kalan anılara geri dönmek, onları yargılamak ve eksiklerini tamamlayabilmek. Semboller insanlığa yol gösterir onların yalanı yoktur” 

  

Dünyaca ünlü heykeltraş almış olduğu nişanlarla, düşünen adam, Balzac, Victor Hugo, Van Gogh, Cehennemin kapısı, üç gölge, düşen adam, Adem, Havva, kaçan aşık, diz çökmüş kır perisi ve diğer eserleriyle heykel sanatına damgasını vurdu. 17 yaşında tanıştığı heykel ile 1840 yılında başlayan yaşamı 1917 yılında sona erdi, eserleri ise sonsuzluğa…  Erbil Arkın’ın da 17 yaşında heykel ile tanışan Rodin’e ne büyük tesadüftür ki 17 yaşından beri hayranlık duyuyor. Dünyaca ünlü heykeltraş’ın heykellerini toplayarak büyük sanatçıyı eserleriyle yaşatmaya devam ediyor.

     

Düşünceleri ile Gececi Olan Bir İsim

İki ay, dünya ve taş dönüyordu. Güç kuvvet ve bereket güneş ve toprağa dokunmuştu gün ışıdığında. 

Gecenin sessiz ve sakin saatlerinde çok şey düşünen, sabahları kanaryası ile kahvaltı yapmaktan hoşlanan Erbil Arkın uçsuz bucaksız plajları, yeşili, Karpaz’dan Mağusa’ya, Lefkoşe’den Girne’ye cennet adayı yaşamak, birbirinden ilginç köylerini gezmek, adaya özgü lezzetlerin sunulduğu restoranlar, muhteşem manzara, iklimi, Akdeniz insanının sıcak kalbini yaşamalısınız. Sadece benim bildiğim Girne’de 24 tane ilginç restoran var gerisini siz düşünün.

  

Bellapais’ten Girne’ye doğru baktığınızda Akdeniz’in o cennet adası güzelliklerini size cömertçe sunar. Gelin ve Kıbrıs’ı tarihiyle kültürüyle, bilinmeyen güzellikleriyle keşfedin diyor. Memleketine sevdalı, gemisini kurtaran kaptan olmayı tercih etmeyip en büyük miras insana değer, saygı ve sevgidir, insanlıktır diyerek farklı hayat çerçevesinden ilklerin kendine özgü dokunuşların ve farkındalığının farkında olan bu özel isim sanata sevdalı, denize aşık koca bir çınar misali kökleriyle Kıbrıs’ına tutkun, sanatsal projelerin bir ülkenin, bir şehrin marka değerine büyük katkıları olacağına inanan Arkın sanatın gücünün o şehre, o ülkeye, apayrı bir ruh ve anlam kattığına inananlardan.

  

Godot’yu beklerken isimli eseriyle dünya çapında bir üne sahip olan İrlandalı Edebiyatçı Samuel Beckett’e olan ilgisi, ünlü heykeltraş Rodin’in izinde bir hayat ve yıllar Erbil Arkın’ı büyüttü, düşündürdü, gün geldi masum bir çocuk yaptı, gün geldi baba ama onun hayalleri hep uzundu. Tıpkı 65 yaşında puromun mavi dumanında gülümseyeceğim hayata yeniden der gibi. Sanki kalpten kalbe ilk defa yazıyormuşçasına gönülden masum,sessiz,manalı…

Şansın hep açık kalsın, nice güneşli uzun yıllara Erbil Arkın.

“Eğer bir gün susarsam, bu artık söylenecek hiç bir şey kalmadığı içindir; Her şey söylenmemiş hiçbir şey söylenmemiş olsa bile”

Yıllar geçer ömür biter; söz uçar yazı kalır.