BIST 9.550
DOLAR 34,53
EURO 36,19
ALTIN 2.998,93
HABER /  POLİTİKA

Erbakana benzeme korkusu

Ak Parti kapatılır ve siyasi yasak gelirse bundan en çok Erdoğan etkilenecek. Kulislere göre Erdoğan'ın korkusu bakın ne?

Abone ol


ANKARA KULİSİ
ZÜBEYİR KINDIRA

Ankara Kulislerinde konuşulan son konu Dokunulmazlıklar...

Anayasa Mahkemesi kapatma kararı verirse, ortalık karışacak. Karar sonrası; yeni bir parti kurarak, iktidarı korumanın bir yolu bulunabilir. Bunun için çeşitli formüller hazırlanıyor, zaten.


AKP’lilerin asıl korkusu bundan daha ileri ve farklı noktada; kapatma ile birlikte verilecek siyasi yasaklarda odaklanıyor...

Çünkü; başta Başbakan Erdoğan olmak üzere bir çok AKP’linin siyasi yasak kapsamına alınmasıyla dokunulmazlık zırhları da otomatik olarak kalkacak. Ve Meclis’te bekletilen, bu kişilere ait suç dosyaları ile ilgili yargılamalar derhal başlayacak.


2002 seçimleri öncesinde Dokunulmazlıkların kaldırılacağı sözü veren ve bunu seçim beyannamesine de alan Erdoğan, bu tarihe kadar- muhalefetin tüm baskılarına karşın- bu dosyaları ertelemeyi başardı.

Ama CHP’nin başaramadığını, Anayasa Mahkemesi’nin olası bir kapatma kararı başaracak, gibi.


Meclis’te 67'i 22. dönemden olmak üzere toplam 74 dokunulmazlık dosyası var. Bunların arasında, iddianame ile siyasi yasak istenen bir çok ismin dosyası da bulunuyor...


En başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan. Başbakan hakkında “görevi ihmal” ve “zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrak ve kayıtlarda sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak” suçlamalarını içeren iki ayrı dokunulmazlık dosyası bulunuyor.

 

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında,  Özel evrakta sahtecilik (kayıp trilyon davası) ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'na muhalefet, suçlamalı dosyalar var. Diğer dosyalardan bazıları şöyle:


“Abdülkadir Aksu: Özel evrakta sahtecilik (kayıp trilyon davası) ve 2820 sayılı Siyasi Partiler Yasası'na muhalefet.

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker: Görevi kötüye kullanmak. AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Fırat: Basın yoluyla halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek açıkça tahrik etmek, hakaret.

İdris Naim Şahin: İhaleye fesat karıştırmak, zimmet, evrakta sahtecilik, cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak. 

Reha Denemeç: Özelleştirme İdaresi Başkanlığı bünyesinde bulunan Ataköy Otelcilik AŞ'yi zarara uğratmak.

TBMM Başkan Vekili Nevzat Pakdil: Zimmet. Eyüp Fatsa: Havaya silahla ateş etmek. Mustafa Açıkalın: Nitelikli zimmet, ihaleye fesat karıştırmak.

Akif Gülle: Devlet İhale Yasası'na muhalefet. Ayhan Sefer Üstün: Görevi kötüye kullanmak, görevi ihmal.”

 

ERBAKAN'A BENZEME KORKUSU

Kulislerde son günlerde ‘Erbakan Örneği’ sık sık dile getirilmeye başlandı.


Erbakan, Fazilet kapatılıp, siyasi yasaklı olunca Kayıp Trilyon Davası ile yargılanmaya başlanmış, hapis ve para cezası almıştı.


Doktor raporları, ev hapsi ile uğraşan ve yıllardır siyaseten uzak durmak zorunda kalan Erbakan’a, AKP’yi kuran ‘evlatlarının’ da yeterli desteği vermediği, ileri sürülüyor...


Dahası Erbakan ile birlikte aynı davada yargılanması istenen – Cumhurbaşkanı Gül, Abdulkadir Aksu gibi- isimler dokunulmazlık zırhıyla korunurken, Erbakan, siyasi yasaklı olduğu için bu zırhtan mahrum kaldı ve yargılandı.

           
Şimdi benzer bir durumun yaşanabileceği konuşuluyor.

           
Ve gelişmeler, tıpkı  bu örnekteki gibi olursa, Erdoğan ve bazı yakın kurmayları davalarıyla uğraşmak zorunda kalacak. Yani siyasi yasağın ötesinde bir yaptırım kapıda...


Ve bu noktada en ilginç soru, AKP’nin devamında; parti iktidarını elinde tutacakların tavrının ne olacağına ilişkin:


Erbakan’a gösterilmeyen vefa acaba Erdoğan’a gösterilir mi?