Kayseri'de bebekken geçirdikleri sarılık hastalığı sonucunda yürüyemeyen zihinsel ve bedensel engelli iki kardeşin dramı yürek parçalıyor.
Abone olMaddi durumu yetersiz olan aile, çocuklarının daha iyi eğitim ve tedavi görebilmeleri için uzanacak yardım elini bekliyor.
Doğduklarından kısa bir süre sonra sarılık hastalığına yakalanan Sedat Bozkurt (23) ve Vedat Bozkurt (16) kardeşler, ailenin maddi durumu olmadığı için tedavi göremedi. Söylenenleri anlayan ama konuşamayan zihinsel ve fiziksel engelli Sedat, birinin desteği olmadan yürüyemiyor. 16 yaşındaki Vedat Bozkurt da, ağabeyi gibi geçirdiği sarılık hastalığı nedeniyle dizlerinin üzerinde sürünerek yürüyebiliyor. 8 yaşındaki bir çocuk gibi görünen Vedat ve ağabeyi, yürüyebilmek için kendilerine uzanacak bir yardım bekliyor.
47 yaşındaki anne Döndü Bozkurt, yıllardır çocuklarını sırtında taşıdığını belirterek, "Çocuklarımın ikisi de doğduğunda sarılık hastalığı geçirdi. Sedat benim ilk çocuğum. Doğduğundan 1 ay sonra sarılık hastalığı geçirdi. 1 ay hastanede kaldı. Maddi imkanımız olmadığı için baktıramadık. Karnımızı doyuracak durumumuz yoktu. Çok fakirdik. Çocuğumuzun da tedavisini yaptıramadık. Tedavi olmadığı için sarılık beyne vurmuş. Hastalık beyne vurunca Sedat'ın hem aklında hem de vücudunda sorunlar oluştu. Uzun yıllar emekleyerek yürüdü. Hep sırtımda taşıdım. Nereye gidecekse sırtımda götürdüm. Hiç yorulmadım. Oğlum hiç konuşamıyor. Sadece söylenenleri anlayabiliyor. Beyninin ve fiziğinin gelişimi normal değil. Kendi yaşıtlarınkinden çok geride. Ne okula gidebiliyor ne de bizsiz bir yere gidebiliyor. Vedat da benim 4 çocuğumdan üçüncüsü. En büyük oğlum Sedat ile üçüncü oğlum Vedat engelli. Vedat da doğduktan sonra sarılık hastalığı geçirdi. Onun da tedavisini yaptıramadık. Yerlerde sürünerek yürüyor. Vedat hiç
konuşamıyor ve söylediklerimizi anlamıyor. Görünüşü 8 yaşındaki bir çocuğun görünüşüne benziyor" dedi.
"Ben öldükten sonra çocuklarım ne olacak?" diyerek çaresizliğini dile getiren Döndü Bozkurt, "Çocuklarımı yıllardır sırtımda taşıyorum. Nereye gidilecekse sırtımda götürüyorum. Ama şimdi nefes darlığım var. Kendim yürürken zorlanıyorum. Vedat'ı taşırken sanki ölüyorum. Yine de şikayet etmiyorum. Onlar benim yavrularım. Ama 'Ben ölürsem onlara ne olacak' diye çok korkuyorum. Kim bakacak onlara? Ortada kalacak yavrularım. Ölmeden onların düzeldiğini görsem başka bir şey istemiyorum. Yeter ki çocuklarım iyileşsin. İmkanımız olmadığı için tedavi yaptıramıyoruz. Buradan yetkililere sesleniyorum, bir yardım eli uzatın. Yoksa ben ölünce çocuklarım ortada kalacak" diye konuştu.
"TEDAVİ ETTİRMEYE GÜCÜM OLMADIĞI İÇİN ÇOCUKLARIM BU HALDE"
Çocuklarının iyi bakılmadığından bu halde olduğunu söyleyen 54 yaşındaki baba Şentürk Bozkurt ise, "Baktıracak gücüm olmadığı için çocuklarım bu durumda. Çocuklarım hastalık geçirdiğinde karnımızı doyuracak durumda değildik. Ayakkabı boyacılığı yapıyordum. Boyacılıktan kazandığım parayla çocuklarıma bakıyorum. Yavrularımın iyileşmesini istiyorum. Bize bir şey olsa onlara bakacak kimse yok. Şimdi haftada bir kez tedavi için okula gidiyor. Sedat'ta önceden tedavi için haftada bir kez gidiyordu. Ama hocası ağzından su akıyor diye kızmış oğluma. Bana, 'Sizin oğlunuzun ağzından akan suyu silemem' dedi. Ben de dedim ki, 'Siz bunun için para alıyorsunuz. Siz silemeyebilirsiniz ama ben silerim' dedim. Bu olaydan sonra Sedat daha okula gitmiyor. Vedat gidiyor ama haftada bir kez görülen tedavinin pek faydası olmuyor. İyi tedavi görmesi gerekir. Benim de imkanım yok. Yetkililere sesleniyorum. Yavrularıma yardım edin. Yoksa ortada kalacaklar. Bu düşünce bizi çok üzüyor" dedi.