BIST 9.757
DOLAR 35,22
EURO 36,79
ALTIN 2.976,29
HABER /  GÜNCEL  /  YEREL

Engelli doktor baba oğlunu kaybettiği hastalığın cerrahı oldu

Anadolu Ajansı
Anadolu Ajansı

ANTALYA'da 13 yıl önce yeni doğan oğlunu kalp rahatsızlığı nedeniyle kaybeden doktor Zafer Erk, "Başka bebekler tedavi sürecinde ölmesin" düşüncesiyle hazırlandığı sınavla kalp damar cerrahı oldu.

Abone ol

Antalya'da yeni doğan oğlunu kalp rahatsızlığı nedeniyle kaybeden doktor Zafer Erk, "Başka bebekler tedavi sürecinde ölmesin" düşüncesiyle hazırlandığı sınavla kalp damar cerrahı olarak hastalara şifa dağıtıyor.

Burdur'un Bucak ilçesinde dünyaya gelen doğuştan kas hastalığı nedeniyle yüzde 48 engelli Zafer Erk, azmi ve çalışkanlığıyla doktor olmayı başardı. Pratisyen hekim Erk, 13 yıl önce Antalya'da dünyaya gelen ikiz çocuklarından Halil ismini verdiği oğlunun kalp damarlarının ters olduğunu öğrendi.

Ameliyat için İstanbul'a götürmeye hazırlandığı bebeğini henüz bir günlükken kaybeden 48 yaşındaki Erk, o gün "Oğlum kurtulamadı ama başkalarını kurtarmak istiyorum" düşüncesiyle kalp damar cerrahı olmaya karar verdi.

Evlat acısının zorluklarıyla hazırlandığı uzmanlık sınavını kazanan Erk, altı yıldır kalp damar cerrahı olarak görev yapıyor.

Erk, 13 yıldır kendisine özel hastanelerden çok sayıda teklif gelmesine rağmen maddi durumu yeterli olmayanlara yardım etmek amacıyla devlet hastanelerinde görev yapıyor. Mesai saatleri dışında da hastalarıyla ilgilenen Erk, onların sorunlarını çözmek için canla başla mücadele ediyor.

Oğlunun ölümüyle büyük bir travma yaşadığını anlatan Erk, "Çocuğumun başında bir gece yoğun bakımda bekledim. Ömrümden yıllar geçti. Kalp cerrahı bir çok hocaya ulaştım. Ya yer yoktu ya ekip hazır değildi. Ameliyata yetişemeden ölen oğluma o gün verdiğim sözü tuttum ve kalp damar cerrahı oldum. Kalp damar cerrahı olduktan sonra bazıları 'Sen engellisin. Cerrahlık seni çok zorlar. Maddiyata mı ihtiyacın var da cerrah oldun.' gibi sözlerle kararıma karşı çıktı." dedi. 

Erk, insanlara umut olmanın kendisine mutluluk verdiğini belirterek, şunları söyledi:

"Bir hastamın hayatını kurtardığımda oğlumu kurtarmış gibi hissediyorum. Ne zaman bir zora gelsem, ağrılarım artsa çocuğum devreye giriyor, bana güç veriyor. Tek isteğim ihtiyacı olanlara sonuna kadar yardımcı olmak. Oğlum öldüğünde baya psikolojik problemler yaşadım. Uzmanlık sınavına çalışırken her gece küçük bir bebek silüeti başucumda yanağımı okşayarak 'baba kalk ders çalış' diyordu. Çok fazla bir hasta potansiyelim var. Başkaları yaşadığım sıkıntıları yaşasın istemiyorum. Hedefim kamu hastanesindeki hizmetimi maksimum seviyeye çıkartabilmek. Uzman doktor olmamın engellilere de örnek teşkil etmesini istiyorum. Engelli olmama rağmen mesai saatleri dışında da hastalara enerji harcayabiliyorum. Pansumanlarını bile tek tek kendim yapmaya çalışıyorum."