Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çözüm süreciyle ilgili olarak, “Sağlıklı netice aldık diyemeyiz. Ama umut var. Bölge halkı çok mutlu. Be...
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çözüm süreciyle ilgili olarak, “Sağlıklı netice aldık diyemeyiz. Ama umut var. Bölge halkı çok mutlu. Beş maddelik bir yasal zeminimiz var. En önemli olanı silahların verilmesi, tekrar evlerine dönüş” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Katar’daki temaslarının ardından Türkiye’ye gelişi sırasında uçakta gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı. “İnsani yardım ve PKK endişesi” ile ilgili bir soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İnsani yardım meselemiz. Silah noktasındaki PKK endişeyi ilgilere söyledik. Merkezi yönetime veriyorsunuz, Şu anki endişe PKK değil. O bölgede PKK yok. IŞİD var. Endişe IŞİD konusunda” cevabını verdi.
“SAĞLIKLI NETİCE ALDIK DİYEMEYİZ”
Çözüm süreci ile ilgili bir soru üzerine Erdoğan, şunları kaydetti:
“Sağlıklı netice aldık diyemeyiz. Ama umut var. Bölge halkı çok mutlu. Beş maddelik bir yasal zeminimiz var. En önemli olanı silahların verilmesi, tekrar evlerine dönüş. Bunların farklı şekilde rehabilitasyon çalışması, iş sahibi yapılması gibi konular. Çözüm sürecinde devletin birimlerinde görev alan insanların onlara yönelik adli cezai uygulamaların olmaması konusu. Burada yol alan insanlar adli cezai noktada yarın bir takibata uğrayacaksam ben bu işin içine giremem der. Yasal düzenlemenin içine koyduk.”
“SOĞUKKANLILIĞI ELDEN BIRAKMAMAK LAZIM”
“Çözüm sürecinde en büyük risk nedir” sorusuna Erdoğan, “Tahriklere kapılmamak ve soğukkanlılığı elden bırakmamak lazım. Bayrak indirme bir tahriktir . Araç yakma , yatırımlar vb bunlarla ilgili olarak girişim var, güneydoğu da bakıyorsun bir sürü adım atıyoruz, araçlar yakıldığında bunca insan çalışıyor, birçoğu bırakıp gidiyor, yeni müteahhit arıyorsun. Yollarda da aksamalar oluyor. Bir taraftan Kürt sorunu meselesi diyorlar, varsa bir sorun, yakma yıkma işlemlerine karşı benim vatandaşlarım direnç koymalı. Beni ekmeğimden ediyorsun. Diyarbakır’daki annelerin direnişi önemliydi, şahsiyetli duruştu. Bazılarının çocukları gönderildi geldi, bu konuda özellikle Parlamento’da biz Kürt vatandaşlarımızın temsilciyiz diyen partinin de samimiyetle kaçırılan insanların verilmesi noktasında, çocuklarla ilgili hükümetle el ele vermek suretiyle bu işi çözmeleri lazım. Ortak mesele. Biz ne yaptık MİT Müsteşarı ile Parlamento’da olan bu partiyi adaya belli aralıklarla gönderdik. Bir çözüm için gönderdik. Bundan dolayı biliyorsunuz Parlamento’da grubu olan başka parti ya da partiler hakaret etti. Bizim derdimiz bağcı ile değil üzümü yemektir. siyaset risktir. Bu riski göze alamazsanız olmaz” cevabını verdi.
"KÜRTÇE OLSUN DİĞER DİLLER OLSUN, DÜŞÜNCELERİMİZİ SÖYLEDİK"
Dil konusundaki bir soruya ise Erdoğan, “Devletin resmi dili Türkçe’dir. Biz Kürtçe olsun diğer diller olsun, düşüncelerimizi söyledik. Seçmeli olarak seçmeli derste Kürtçe öğrenebilir. Üniversitelerde ön açıldı. Yeterli değil diyorlarsa, kurslar da açabilirler. Bunlar artık çok ciddi bir alınmış mesafe” diye karşılık verdi.
Hükümet ile ilişkiler konusundaki ise Erdoğan, “Haftada bir görüşmeye mecbur değilim ki, üç dört olur, engelleyen bir sebep yok” dedi.
(İHA)