BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  SAĞLIK

Endişe nedir ve nasıl geçer?

Endişe ve kaygı neden olur? Endişe yüzünden uykusuzluk, mutsuzluk yaşıyor musunuz?

Abone ol

Endişeler, kaygılar hiç aklınızdan çıkmıyor, sizi yorgun ve gergin yapıyorsa bu yazıyı mutlaka okuyun. Dr. Başak Demiriz'in bizlere çok faydalı tavsiyeleri var...

Danışan: Son zamanlarda kendimi yorgun hissediyorum, bir türlü dinlenemiyorum, bu da bende daha fazla gerginliğe neden oluyor. Bu aralar çok fazla şey var kafamda. Bir sürü şeyi halletmem lazım, biraz da kaygılı ve bıkkınım galiba. Nereden başlasam bilemiyorum.

Dr. Başak: İsterseniz önce sizi en çok rahatsız eden konudan veya sıkıntıdan başlayalım.

Danışan: Bu günlerde gelecekle ilgili çok kaygılarım var ve gece uyumakta güçlük çekiyorum.

Dr. Başak: Gece uyumakta güçlük çekmenize sebep olabilecek herhangi bir fiziksel rahatsızlığınız var mı? Bunu araştırmak için bir hekime başvurdunuz mu?

Danışan: Evet, evet bu benim de aklıma geldi, ama tahlillerim normal çıktı, psikolojik olduğunu düşünüyorum.

Dr. Başak: Genel endişeler, kaygılar uykusuzluğa neden olabildiği gibi hüzün, mutsuzluk gibi depresif duygular da insanın uykusunu kaçırabilir. Yaşadığınız duygulara odaklanırsanız hangisini daha çok hissediyorsunuz? Endişe mi, hüzün mü?

Danışan: Sanıyorum endişe... İşler pek iyi gitmiyor bu sıralar, malum kriz de var. Bazen işin içinden nasıl çıkacağımı bilmiyorum. Aslında aklımda çok güzel fikirler de var, ama bunları uygulayacak enerjim yok.

Dr. Başak: Anladığım kadarıyla enerjinizi daha çok “Nasıl yaparım, ya olmazsa, başarabilecek miyim, ya herşey daha kötüye giderse” gibi düşüncelere harcıyorsunuz.

Danışan: Doğru, aklımdan bu düşünceler geçiyor, ama engel olamıyorum. Galiba içimde bir korku var. Başarısız olma korkusu.

Dr. Başak: İçinizdeki korkulara aslında aklınızdan geçen düşüncelerin sebep olduğunu size göstermek istiyorum. İşinizle ilgili düşünürken kendinize “Bu proje çok başarılı olacak” derseniz ne hissediyorsunuz?

Danışan: Önce iyi hissediyorum, ama sonra ikinci ses hemen “Nereden biliyorsun, ya olamazsan” diyor.

Dr. Başak: Çok iyi yakaladınız. Hepimizin aklından bu iki ses geçer, hatta bazen aynı anda. Ama işin kötü tarafı genellikle “Ya başarılı olamazsan” diyen sese inanmayı tercih ederiz. Şu anda size sorsam, başarılı olup olamayacağınızı biliyor musunuz? Sizce yüzde kaç başarılı olacaksınız?

Danışan: Tam bilemiyorum tabii, ama en azından yüzde 50 başarılı olma şansımın olduğunu düşünüyorum.

Dr. Başak: Harika, yani yüzde 50 başarılı olma şansınız var.

Danışan: Evet, belki biraz daha fazla aslında, ama neyse yüzde 50 diyelim.

Dr. Başak: Anlaştık. Öyleyse kendinize “Yüzde 50 başarılı olma ihtimalim var” dediğinizde ne hissediyorsunuz?

Danışan: Başarılı olma ihtimalimin olduğunu düşünmek hoşuma gidiyor.

Dr. Başak: Ne zaman endişe hissediyordunuz hatırlıyor musunuz?

Danışan: Evet aslında şimdi fark ettim ki ben daha çok “Ya başarısız olursam” diye düşünüyorum.

Dr. Başak: Yani neredeyse kendinizi, başarısız olma ihtimaline inandırdınız. Oysa bu ihtimal sadece yüzde 50’ydi. Bazen yüzde 50 olan negatif düşünce bizi öyle bir içine alır ki biz onun gerçek olduğuna inanmaya başlarız. Objektif olmaktan uzaklaşır, negatif düşünceler içinde kayboluruz. Böyle zamanlarda iyi hissetmek mümkün değildir.

Danışan: Doğru söylüyorsunuz, “Ya başarısız olursam” diye diye önümü göremez oldum, bana eskiden heyecan veren projelerden korkmaya başladım.

Dr. Başak: Dahası, tüm enerjinizi bu korku ve endişelerle baş etmeye harcıyorsunuz ve aslında gerçek potansiyelinizi tam kullanamadığınız için de başarısız olma ihtimalinizi artırıyorsunuz.

Danışan: Bunu çok iyi anladım da uygulaması nasıl olacak? Anlattığınız kadar kolay mı?

Dr. Başak: Elbette kolay değil, çünkü yıllardır alıştığınız düşünce tarzınızı bir saatte değiştirmek mümkün değil. Ama adım adım üstüne gidebilirsiniz.

Danışan: Ne yapmam gerek?

Dr. Başak: Kaygılarınızın arttığını hissettiğinizde hemen kendinize sorun: “Kendime neler diyorum?” Olumsuz hissediyorsanız, kendinize mutlaka olumsuz bir şeyler söylüyorsunuzdur. Örneğin “Beni anlamayacaklar,” “Yetiştiremezsem rezil olurum” vs. Böyle düşünceleriniz var mı?

Danışan: Olmaz mı! Her zaman var. Hiç susmuyorlar ki!

Dr. Başak: Bir örnek verir misiniz?

Danışan: Evet, mesela şimdi sizden çıkınca ya arabamı çekmişlerse. Bunu düşünmek bile içimi sıkıyor.

Dr. Başak: Arabanızın çekilmiş olabileceğini düşünüyorsunuz.

Danışan: Evet, tam bir felaket!

Dr. Başak: Bunu düşünmek sizi şu anda kaygılandırıyor. Yani aslında şu anda arabanızın çekilip çekilmediğini bilmiyorsunuz.

Danışan: Doğru; bilmiyorum, ama olabilir.

Dr. Başak: Kanıtınız var mı?

Danışan: Yok, ama yüksek ihtimal.

Dr. Başak: Yüzde kaç ihtimal?

Danışan: E, hadi buna da yüzde 50 diyelim. Anladım, diyeceksiniz ki “Yüzde 50 de çekilmemiş olabilir.”

Dr. Başak: Öyle diyecektim, çünkü ben çekilmeme ihtimalini de düşündüğümde kaygılanmadığımı biliyorum. Bu aslında kendimi kandırmak değil. Eğer kendinizi kandırdığınızı hissederseniz başka bir soru da sorabilirsiniz: “100 kere buraya park ettiysem, kaç kere çekildi bu güne kadar?”

Danışan: (Gülerek) Aslında hiç çekilmedi.

Dr. Başak: Siz yine de endişeleniyorsunuz, ama sanırım şu anda ne için endişelendiğinizi anladınız.

Danışan: Evet, sadece düşünce, hatta şimdiye kadar gerçekleşmemiş bir düşünce.

Dr. Başak: Bu basit bir örnekti. Burada anlatmaya çalıştığım şuydu: Çoğu zaman, aslında gerçek olması çok güç olan olayları gerçek gibi algıladığımız için kaygılanırız. Yani hep bir sonraki adımı düşünürüz, ama maalesef o bir sonraki adımın negatif olacağı konusuna kendimizi öyle inandırırız ki bundan endişe duymak, kaygılanmamak imkansızdır. Hemen hemen tüm korku ve kaygıların altında buna benzer düşünceler yatar.

Sokakta yürürken karşı kaldırımda yürüyen bir köpekten korkan bir kişi, örneğin, köpeğin kendisine saldıracağını hayal ederse çok büyük bir kaygı yaşar. Oysa hayatında birçok kere köpek görmüş ve köpek ona bir kere bile saldırmamıştır. Ama sadece olabilecek bir ‘tehlike’yi hayal ederek yoğun bir kaygı yaşar. Siz de yine endişe, korku yaşadığınızı fark ettiğinizde kendinize sorabilirsiniz: “Bunun olma ihtimali ne?” Kendinize verdiğiniz gerçekçi ve objektif cevaplar sayesinde kaygınızla baş etmeyi öğrenebilirsiniz.

Danışan: Bu soruları kendime sormayı hatırlayacağım. 1. Kanıtın var mı? 2. Bunun olma ihtimali ne?

Dr. Başak: Aklınıza sağlık!
 (Kaynak: )