EN KONFORLUSU YASAYI SAVUNMAK OLURDU
Eğer hayvanlarla ilgili yasayı eleştirmek yerine destek verseydim, eminim çok daha konforlu bir hayatım olacaktı. Ama yastığa nasıl koyacaktım başımı?..
TBMM Tarım, Orman ve Köyişleri Komisyonunda, sokak hayvanlarına yönelik “hayvanları koruma kanununda değişiklik yapılmasına dair kanun teklifi”nin görüşmeleri devam ediyor..
Eğer taslak bu haliyle komisyondan geçerse, geçtiği gibi de, meclis aritmetiğine göre, TBMM Genel Kurulu’nda kabul edilerek yasalaşacak. Bu aşamada, üzerinde değişiklik yapılması istenen 5199 sayılı yasanın yapımı aşamasında da çok emek vermiş biri olarak ara ara itirazlarımı dile getiriyordum..
Ancak gördüm ki hükümet yasayı tüm itirazlara rağmen bu haliyle çıkarmakta kararlı..
Peki bu aydınlanmayı yaşadıktan sonra takınılacak en konforlu tavır nedir?...
Elbette yasanın yılmaz savunucusu olmak, değil mi?..
Nitekim (isim verip polemiğe girmek istemiyorum kimseyle ama) 5199 çıkarken, hayvanların ‘mal’ kategorisinden ‘can’ kategorisine geçişi sürecinde emeği olan bazı vekillerin, bugün, 180 derecelik sert bir dönüşle nasıl tutum aldıklarını gördük..
Ben yapamam..
Yapsam..
Son iki senede kaybettiklerimin tamamını geri alabilirdim belki..
Belki de birileri bu sürece 'turnusol' gözüyle bakıyordu..
'Bakalım kim ne diyecek?' diye nabız yokluyorlardı belki de..
Karşı çıkanı itibarsızlaştırdıkları gibi, destek verene de bir mükafat vardı belki..
Reddettim..
Ben o değilim çünkü..
Milletvekili değilim.. Partili de değilim..
Ayrıca savunduğum fikirleri de bir yerlerden ediniyor değilim..
1994’ten bu yana, kendi hür irademle adım adım nasıl savunduysam Reis’i ve davayı, arada kendimce ters giden işler olduğunda da dile getirmeyi samimiyetin neticesi olarak görürüm.
**
Mesela siyasetçiler yaparlar.. Onlar çünkü duygusal değil rasyonel hareket etmek zorundalar.. Memleket idare etmek kolay değil.. Fakat siyasetçileri takip eden kitlenin futbol takımı tutar gibi fanatikleşmesi çok anlaşılır değil..
Öyle ya..
Cumhurbaşkanı, bir dönem ‘evet’ dediğine, ülkesinin menfaatleri gereği bir dönem sonra ‘hayır’ diyebilir..
İsrail ve Mısır ile ilişkiler, Suriye konusundaki açılım, Mavi Marmara, Ayasofya’nın ibadete açılması, BAE meselesi, Suud meselesi, İstanbul Sözleşmesi… Daha pek çok konu sayabilirim..
Lider olarak Erdoğan zamanın şartlarına göre rotayı yeniden belirleyebilir.. Zira o “Devlet”tir..
Ama bizler insanız..
Etten kemikten varlıklarız.
Dün “ensar-muhacir” diyerek kapılarımızı gönüllerimizi açtığımız mültecilere bugün politikamız değişirse kapıyı mı göstereceğiz?.. 10 senedir terör destekçisi dediğimiz HDP (DEM) bir anda hükümetle yeni bir açılım için el sıkışırsa, yine “sarı-kırmızı-yeşil” twt’leri mi atacağız?.. Olmaz.. Hükümetler makas değiştirebilir..
Bizim kendi doğrularımız vardır, sahip çıkmamız gereken..
**
Konumuza geri dönecek olursak..
Hayvan Hakları Yasası’nda değişiklik öngören teklife ilişkin makul ve tartışılabilir itirazlarım var.
Ancak amigo gibi yetiştirilmiş bir trol ekibine “Ersoy’u indirene kadar durmayın” diye talimat verilmiş..
Arkadaş…
Ben kimim ki?!.. Neden bu kadar ciddiye alıyorsunuz?..
Ben dediğin adam, sıradan bir ölümlü…
Siz bu yazıyı okurken bana araba çarpmış ve çoktan ölmüş bile olabilirim..
Süleyman Özışık’la pandemi sonrası Kudüs’e gitme hayalimiz vardı..
Bak önümüzdeki hafta bir sene olacak..
Nerede Süleyman?..
Cennetten gülümseyerek izliyor bu yalan dünyayı..
**
Ya Bâki Entel Bâki..
Ya Bâki Entel Bâki..
**
Arkadaşlar.. Gelin eğri oturalım, doğru konuşalım..
Bugün bana açıktan operasyon yapan ekibin iplerini ellerinde tutanlar, yaklaşık üç yıldır zaten örtülü operasyonlarına devam ediyor.. Ben doğru bildiğimi söylemekten geri durmadığım halde her fırsatta önümü kesmek için ellerinden ne gelirse yapıyorlar.. Neyse onu sonra anlatırım.
Ama bu zor zamanlarda çalan telefonlar hiç unutulmaz..
“Mutlaka yazman lazım” diyerek İnternethaber’in kapılarını ardına kadar açan Hadi Özışık’ı ömrüm oldukça unutmayacağım..
Bir şeyi daha unutmayacağım..
Ben İnternethaber’de yazıyorum diye yazılarımı çıktı alıp bir yerlere raporlayan ve “Hadi Özışık’ın sitesinde yazıyor” diye aklınca operasyon çeken küçük zekalıları.. Ne oldu şimdi?..
Bak sen yanına bile yaklaşamıyorsun Reis'in ama Hadi Özışık hem kızıyla Külliye’den fotoğraf veriyor hem de A 340’la KKTC’ye gidiyor..
Hadi Abi kimler olduğunu biliyor..
Söylemiyorsa edebinden..
**
Adam olmak lazım.. En başta adam…