BIST 9.390
DOLAR 34,43
EURO 36,29
ALTIN 2.837,00
HABER /  POLİTİKA

En kanlı savaşın bile ahlaki bir boyutu var

BDP lideri Selahattin Demirtaş son günlerde yaşanan saldırılarla ilgili açıklama yaptı

Abone ol

Terör can almaya, ailelerin canı yanmaya devam ediyor. Son iki aydır çatışma ve saldırı haberleriyle yatıp kalkan Türkiye acı haberlerle sarsılmalaya devam ediyor.

Geçtiğimiz günlerde PKK yönetici Murat Karayılan'ın Radikal'a verdiği röportajda; 'Hem Siirt'te hem Ankara'da, saldırılara hedef olan bazı masum sivillerin aileleri, BDP'ye ya da BDP'nin tabanına yakın insanlardı şekilde yaptığı açıklama ardından BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş yaşanan saldırılarla ilgili açıklama yaptı

Demirtaş; "Ölenlerin şu partiden bu partiden olmasının ne önemi var? Siviller ölüyor. Bu kabul edilemez. Üzülürken ölenin etnik kimliğine bakmayız. Bizim için insan bağlayıcıdır. Yaşananları diğer partiler gibi kınamakla da geçiştirmiyoruz. Bu tür saldırılar kimin aklından geçiyorsa vazgeçsin. Kim olursa olsun, devlet, TAK, PKK... 'Savaşı önleyemedik' diye bu tür çılgınlıklar yapılmamalı. En kanlı savaşın bile bir hukuku var, ahlaki bir boyutu var" dedi.

Son iki aydır çatışma ve saldırı haberleriyle yatıp kalkan Türkiye, bu haftanın başında sivillerin hedef alındığı iki büyük olay yaşadı. Ankara'da üç sivilin öldüğü patlamayı TAK, Siirt'te 4 kadının öldüğü saldırıyı PKK üstlendi. TAK ile PKK arasında organik bir bağ olup olmadığına ilişkin kesin kanıtlar yok. PKK, TAK'ı, TAK, PKK'yı sahiplenmiyor.PKK, dört sivil kadının ölümüyle sonuçlanan saldırısı için özür dilerken, TAK, üstlenmekle kalmayıp Türkiye'yi 'sivillere saldırıları arttıracağı' yönünde tehdit etti. PKK daha önce de sivilleri hedef alan kanlı saldırılarıyla ilgili özür dilemişti. 

Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'la Radikal'a verdiği röportajda  duyduyu üzüntüyü dile getirdi

Demirtaş "Ölenlerin şu partiden bu partiden olmasının ne önemi var? Siviller ölüyor. Bu kabul edilemez. Üzülürken ölenin etnik kimliğine bakmayız. Bizim için insan bağlayıcıdır..." dedi

Sivillere yönelik saldırıyı kınadıklarını anımsatan Demirtaş, "Diğer partiler gibi kınamakla da geçiştirmiyoruz. Bir daha yaşanmasın dursun diye uğraşıyoruz. Bu tür saldırılar kimin aklından geçiyorsa vazgeçsin. Kim olursa olsun, devlet, TAK, PKK... 'Savaşı önleyemedik' diye bu tür çılgınlıklar yapılmamalı. En kanlı savaşın bile bir hukuku var, ahlaki bir boyutu var" dedi.

BUNU DURDURACAK TEK ŞEY HÜKÜMETTİR

Demirtaş;  "Savaşın acımasızlığını kimse kullanmamalı. Kim çok öldürdü tartışılıyor. İnsanlar ölüyor. 40 bin insan ölmüş" diyen Demirtaş'a göre BDP şiddeti bitirebilmek için bildiği her şeyi yaptı ama başarılı olamadı. Şimdi şiddetin durması için tek bir yol vardı. O da hükümetin harekete geçmesi ve çağrı yapmasıydı. Üstelik gerekli zemin de oluşmuştu. "PKK ile en çok onlar görüşüyor. Bize PKK'ya mesafe koyun derken, en çok onların görüştüğüğünü anlıyoruz" diyen Demirtaş, Başbakan Erdoğan'a da şu çağrıyı yaptı: "Çıksın konuşsun. PKK ile neyi konuştunuz, şimdi niye konuşmuyorsunuz? Biz artık kör bir şekilde ilerleyen bu savaş çığırtkanlığının peşine takılmayacağız. Bunu durduracak tek şey hükümettir. Bizim bildiğimiz başka yol kalmadı."

YARIN BAŞKA TÜRKİYE'YE UYANABİLİRİZ

Abdullah Öcalan ile iki aydır avukatlarının görüştürülmediğine dikkat çeken Demirtaş, "Bunu yapmaları sürece katkıda bulunacak mı? Şiddeti durduracak mı? Hayır" dedi. Gelecek salı günü toplanıp TBMM'ye dönmek için nihai kararı vereceklerini söyleyen Demirtaş, kararlarını neye göre vereceklerini de şöyle açıkladı:

"Her gün operasyon yapıyorlar. Belediye başkanları tutuklu, milletvekilleri tutuklu, Şırnak'taki Belediye Başkanı'nın suçu ne ki? Demokratik siyasetin önünü tıkarsanız, savaşı bitiremezsiniz. 3 bin BDP'liyi tutukladınız da Türkiye nefes mi aldı? Hepimizi içeri tıksanız ne olacak? Her operasyon hükümetin başına beladır. Oysa şiddet dursun diye en büyük mücadeleyi biz veriyoruz. Bunu hükümet de iyi biliyor. Fatura bize kesildiği müddetçe ilerleme olmaz. Hükümette ise bir günde bile tabloyu değiştirme gücü var. Hükümet üzerine düşeni yapsa, yarın bile başka bir Türkiye'ye uyanabiliriz."