BIST 9.660
DOLAR 34,61
EURO 36,37
ALTIN 2.921,76
HABER /  GÜNCEL

En fazla 2 hafta yaşar demişlerdi

Çevresindekiler inanmadı ona. Engelliydi çünkü. Doktorları bile ömür biçmişti ama zorlukları aşmasını bildi.

Abone ol

"Annem babam, hep 'sen başarırsın, yaparsın' dediler. Ben de inandım. İlkokulu hiç yazı yazmadan bitirdim. Orta 1'de Türkiye'deki ilk dizüstü bilgisayar kullanıcılarından biriydim. Çevremdekiler bana hiç inanmadı ama ailemin desteğiyle buralara geldim..."

Bu sözler, akranları kadar şanslı olmasa da azmiyle büyük işler başaran, kendi engeli dışında çevresindekilerin gösterdiği engellerle de mücadele vererek, önemli başarılara imza atan Erman Özturan'a ait.

Serebral Palsili (SP-Beyin Felçli), yüzde 90 engelli Erman, sadece kendi gibi olan engellilere değil sağlıklı insanlara bile örnek olacak yaşam mücadelesiyle tüm engelleri teker teker aşıyor. "2 hafta yaşar" diyenlere inat 27 yaşına giren, "okuyamaz" diyenleri utandırarak iyi derecede İngilizce ile üniversiteyi bitiren Erman, şimdi de "iş bulamaz" diyenleri duymadan, bitmeyen azmiyle bunu da başaracağına inanıyor.

Sosyal hayatı ve cana yakınlığıyla pek çok insanın sevgisini kazanırken, hayatının her anını en güzel şekilde değerlendirmeye çalışan Erman, hareket ettirmekte zorlandığı ellerini bilgisayar başında hiçbir sıkıntı yaşamadan kullanıyor. Koyu bir Fenerbahçeli olan Erman, takımının taraftarlarının aksine zaman zaman karşı takımın tribününden maç izleyerek fanatiklere de örnek oluyor. Kendi gibi olan SP'li çocuklar için projeler geliştirerek Serebral Palsili Çocuklar Derneğinin (SERÇEV) yaptığı çalışmalara destek veren Erman, SERÇEV'in yayımladığı bültende de yazıyor. Üretmenin keyfini yaşayan ve dernekte aileleri engelli çocuklarını okutmaları konusunda teşvik eden Erman, şimdi de kendi ayakları üzerinde durmasını sağlayabilecek tam zamanlı bir iş arıyor.

ENGELİM HAYATIMIN BİR PARÇASI
Mücadele dolu hayatında en çok annesinin desteğinin kendisine güç verdiğini anlatan Erman, başarısını da annesine borçlu olduğunu söyledi. Anne ve babasının kendisini her zaman "sen başarırsın, yaparsın" sözleriyle motive ettiğini kaydeden Erman, "Ben de hep buna inandım. İnanmasaydım bugün burada olamazdım" dedi. Erman, ayrıca çocukluğundan beri kendisiyle ilgilenen fizyoterapistinin de yaşamında önemli bir yeri olduğunu vurguladı.
İlkokul döneminde okul müdürünün "Bu çocuk okuyamaz, zihinsel engelliler okuluna gönderin" dediğini belirten Ermen, avukat babasının yasaları göstermesiyle müdürün kendisini okula kayıt etmeyi kabul ettiğini ifade etti. İlkokulu hiç yazı yazmadan bitirdiğini anlatan Erman, bilgisayarların yeni çıktığı bu dönemde annesi ve kuzeninin bilgisayar öğrenerek kendisine de öğrettiklerini söyledi.

Ortaokul sonunda Anadolu ve Fen Liseleri sınavına da il müdürünün tüm karşı çıkışlarına rağmen girdiğini ve Kırıkkale Fen Lisesi'ni kazandığını belirten Erman, ailesinin yanında kalması gerektiği için Samsun'dan Kırıkkale'ye okumaya gidemediğini dile getirdi.

Lise eğitiminin ardından sağlıklı insanlar, gibi ek süre verilmeden üniversite sınavlarına girdiğini kaydeden Erman, kazandığı Bilkent Üniversitesi Bankacılık ve Finans Bölümü hazırlığını tamamladıktan sonra tekrar üniversite sınavına girdiğini anlattı. Puanının düşmesini umursamadan girdiği sınavda, matematik sorularını kafasından çözdüğünü ve refakatçisine kodlattığını belirten Erman, Çankaya Üniversitesi İşletme Bölümünü kazanarak, buradan mezun olduğunu ifade etti. Pek çok sağlıklı arkadaşının mezun olamadığı bölümü 4 yılda tamamladığını anlatan Erman, kendisi gibi engelli olanlara ve ailelerine şu tavsiyelerde bulundu:

"Nasıl bir engeli olursa olsun, inançla azimle herkes bunları başarabilir. Engelim hayatımın bir parçası ve ben onunla yaşamayı öğrendim. Önemli olan da bu. Hiç kimse (ben engelliyim, bir şey yapamam) kompleksine kapılmasın.
Burada en önemli görev ebeveynlere düşüyor. Benim annem ve babam bana o desteği vermeseydi, inanmasalardı, belki bugün ben burada olamayacaktım."

Toplumun da engellilik konusunda çok bilinçsiz olduğuna dikkati çeken Erman, "Herkes bana ve benim gibi engellilere 'ah, vah, tüh' diye acıyarak bakıyor. Gün gelir kime acınacağı belli olmaz" dedi.