BIST 9.474
DOLAR 34,42
EURO 36,43
ALTIN 2.838,09
HABER /  GÜNCEL

En çok PKK'nın işine yarayacak

Bir yıl önce Türkiye İran, Suriye ve Irak arasında ortak vize uygulamasını düşünürken, güneydeki tablo 180 derece döndü.

Abone ol

Oktay Sağlam
İNTERNETHABER.COM- Tehlikenin farkında mısınız? Etrafımız ateş çemberine dönüyor. Suriye, Irak ve İran diş biliyor. İran ile ateşkes ilan eden PKK, zor durumdaki Esad'a destek için "mini bir ordu" gönderdi. Son bir yılda yaşananlar Türkiye'yi güneydeki komşularıyla belirsiz bir geleceğe sürüklüyor.

Kürt aydını Kemal Burkay 2 bin PKK'lının Esad'a destek için Suriye'ye geçtiğini iddia etti. Burkay bu bilgiyi oradaki Kürt aşiret liderlerinin aktardığını söylüyor. PKK'nın Esad yönetimine destek vermesi aslında şaşırtıcı değil.

SURİYE PKK İÇİN HEP ÖNEMLİYDİ

Suriye 19 yıl Öcalan'a ev sahipliği yapmış bir ülke. PKK'nın yıllar boyu kan kusturan eylemlerinin arka planında Şam yönetimi vardı. Silah ve istihbarat desteği ardına kadar açıldı. Baba Hafız Esad'ın ülkesindeki vatansız Kürtleri, PKK'ya kanalize etmesiyle örgütteki Suriye faktörü, gözardı edilemeyecek kadar büyüdü. 

PKK'NIN SURİYE KOLU MUHALİFLERE KATILMADI

Zor durumdaki Esad yönetiminin düşmesi aynı zamanda PKK için kabustan farksız olmayacak. Sünni ağırlıklı muhaliflerin Ankara ile yakın teması örgütü huylandırmaya yetti. Eylül ayında İstanbul'da toplanan Suriye Ulusal Meclisi'ni PKK'nın Suriye uzantısı PYD eleştiriyordu. O toplantıya katılan diğer Kürt gruplara "işbirlikçi" iması yapılmıştı. 

ZEMİN KAYBI

Burkay'ın açıklamaları sonrası gelinen nokta, PKK'nın Esad'ın yanında saf tuttuğunun kesinleştiğini gösteriyor. Esad için "kara gün dostu" olan Kandil, Türkiye'ye karşı verdiği amansız savaşta güneydeki lojistik ve insan desteğini kaybetmek istemiyor. Sünni ağırlıklı müslüman kardeşlerin etkin olduğu bir yönetimde PKK'nın eskisi gibi rahat at oynatamayacağını söylemek için kahin olmaya gerek yok.

IRAK

Şiilerin iktidarda olduğu Irak'ta mezhep çatışması baş gösterdi. Sünni Cumhurbaşkanı Haşimi'nin tutuklanma kararı ortalığı karıştırdı. Şii-Sünni çatışması Türkiye'yi de etkiledi. Türkiye'den giden "sağduyu" mesajları o taraftan "içişlerine karışma" olarak görüldü. Irak Başbakanı Maliki'nin "Zararlı çıkan Türkiye olur, çünkü birçok mezhep ve farklı kökenli etnik gruplar barındırıyor" açıklaması hassas dengeleri daha da karıştırdı.

SURİYE

Arap baharı Ankara ile Şam'ı karşı karşıya getirdi. Rejim değişikliğini isteyen hükümet, Irak ve onun arkasındaki İran'ı doğal olarak kızdırdı. Esad yönetimi devrilmezse Türkiye, güneydeki komşularıyla bir anlamda "1990'lı yıllara" dönmüş olacak. Bu üç ülkenin Türkiye'ye karşı kabaran öfkesinden PKK'nın "yararlanacağı" kuşkusuzdur. Libya'da Kaddafi'yi devirmek için savaşa koşan AB ve ABD, Suriye'de ihaleyi Türkiye ve Arap Ligi'ne bıraktı.

İRAN

Irak ve Suriye'nin arkasındaki en büyük güç İran. ABD'nin çekilmesiyle Bağdat'taki nüfuzunu artıran Tahran yönetimi, Arap Baharı'nın yıkıcı etkilerine ve Batı'nın tehditlerine karşı "direnç hattını" sağlamlaştırmak istiyor. Aksi halde Hizbullah ile Lübnan'da başlayan koridorda açılacak deliğin yol açacağı hasar büyük olacak.

NATO'nun kurduğu füze kalkanı İran ile ilişkileri tersine çevirdi. Devrim konseyinin etkili isimlerinden son aylarda "vururuz" demeçleri birbiri ardına geliyor. Suriye'ye giden silah yapımında kullanılan İran TIR'larının Türkiye'de durdurulması, ve Türkiye'deki İsrail temsilciliklerine İran'ın saldıracağı haberlerinin medyada yer alması dikkat çekici. 1640'ta Osmanlı ve Safeviler arasında yapılan Kasrı Şirin anlaşmasından bu yana taraflar arasında "dengeli" giden ilişkiler, son gelişmelerle birlikte tehlikeli bir döneme giriyor.