Ankara Üniversitesi Psikiyatrik Kriz Uygulama ve Araştırma Merkezi, gösterimdeki 50 yerli dizi üzerinde araştırma yaptı. Yerli dizilerin toplum üzerindeki etkisi analiz edil
Abone olAnkara Üniversitesi Psikiyatrik Kriz Uygulama ve Araştırma Merkezi'nin, gösterimdeki 50 yerli dizi üzerinde yaptığı araştırmada, yerli dizilerin toplum üzerindeki etkisinin olumlu olması için daha nitelikli denetim gerektiği vurgulandı. Merkezde görevli Özge Uçan ve Işık Sayıl, 8 medya kuruluşunda yayınlanan 50 dizinin ruh sağlığını nasıl etkilediğine yönelik yaptıkları araştırmayı Eskişehir'de düzenlenen ve ana teması ''Türkiye'de Psikiyatri: Yapamadıklarımız'' olarak belirlenen 12. Ulusal Sosyal Psikiyatri Kongresi'nde bildiri olarak sundu. Araştırmada, biri TRT olmak üzere 8 televizyon kanalında gösterimde bulunan 50 dizi konularına göre sınıflandırıldı. 200 kişiye uygulanan anketle en çok izlenen dizi tespit edilerek, toplumsal gerçekler ve toplumun ruh sağlığı boyutu incelendi. Toplam 35 dizinin evlilik ve aile içi sorunları, 6 dizinin dini değerleri, 5 dizinin mafya, 2 dizinin eğitim sürecinde kurulan yakın arkadaşlıkları ve 2 dizinin de anonim türküler baz alınarak toplumsal hikayelere yer verdiği saptandı. Dizilerin tamamında ''aşkı'' konu alan pek çok senaryoya yer verildiği ve kadın erkek ilişkilerinin farklı boyutlarda işlendiği tespit edildi. Çalışmaya katılanların yüzde 90'ının akşam saatlerinde daha çok televizyon seyrettikleri, günde ortalama 3-6 saat televizyon başında vakit geçirdikleri belirlendi. -''EN ÇOK MAFYA DİZİLERİ İZLENİYOR''- Anketle, diziler arasında en çok mafyayı konu alan dizinin izlendiği saptandı. Dizide en çok şiddet görüntülerinin yer aldığı, gerçek hayatta da olumsuz etkilerinin haberlere konu olduğu belirtildi. Bu etkilerin çetelerin oluşması, kimlik arayışı içinde olan gençlerin şiddet uygulayıcı karakterlerle özdeşleştirme yapmasından ölüme sebep verecek boyutlara kadar uzandığı bildirildi. Araştırmada, pek çok dizide insan ilişkilerindeki sorunlu alanların işlendiği, ancak olumlu çözümlerden çok, kişileri şiddete yönelten sonuçlar içerdiği belirtilerek, dizilerde bir insanlık dramı olan intiharların da çarpıcı biçimde gündeme getirilmekten çekinilmemesinin bir başka şiddet göstergesi olduğu ve olumsuz meyvelerini kısa sürede verebilen yanlış bir yaklaşım tarzı olduğu kaydedildi. Araştırmada, özellikle yerli dizilerin toplum üzerindeki etkisinin olumlu olması için denetlenmesi gerektiği belirtilerek, medyanın tek denetleyicisi olan Radyo Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) bu konunda yetersiz kaldığı savunuldu. RTÜK'e ek olarak toplumun gelişimi ve ruh sağlığıyla ilgili tüm profesyonellerin ve sivil toplum örgütlerinin çabaları sonucu yapılacak yönlendirmelerle medyanın toplumu olumlu yönde etkilemesi ve sağlıklı çözümlere özendirmesinin sağlanabileceği kaydedildi.