BIST 9.666
DOLAR 35,22
EURO 36,73
ALTIN 2.961,25
HABER /  GÜNCEL

Emre Aköz'ü sinirlendiren haber

1920 yıllarında Peyam-ı Sabah gazetesini çıkaran Atatürk karşıtı gazeteci Ali Kemal hakkında yazılan bir haber, Sabah yazarı Emre Aköz'ün sinirlerini bozdu...

Abone ol

Haber değil de, haberin sunuluş biçimi canımı sıktı diyen Emre Aköz, hem haberdeki yanlışları değerlendirmiş, hem de, bir tarihe ışık tutmuş... Ali Kemal'den torununa İhanet geni (?) Daha doğrusu haber değil de, haberin sunuluş biçimi canımı sıktı. Başlık: Ali Kemal'in torunu da 'hain'. Spotta ise şöyle denmişti: "Milli Mücadele yıllarının Atatürk karşıtı gazetecisi Ali Kemal'in İngiltere'de yaşayan torunu Boris Johnson da, 'aynı gen'in kurbanı oldu. Johnson karısına ihanet edince, Muhafazakar Parti'deki görevinden alındı." Sürüyle itirazım var: * İlki, 'aynı gen' ibaresi. Irkçı ideolojiler; kandan, dölden, ten renginden ya da kafatası biçiminden hareket ederek, 'öteki' diye ilan ettiği her türlü grubu (ırk, millet, etnisite) aşağılar ve giderek yok etmeye çalışır. Irkçı ideoloji suçun kişiselliği ilkesini kabul etmez. Bir kişinin babası suçluysa, oğlu da suçludur. Türkiye'de çok farklı gruplardan insanlar bir araya geldiği için ırkçı ideoloji fazla prim yapmamıştır. Bütün çabalara rağmen, ırkçı fikirler etkili olmuş ancak hakim konuma geçememiştir. Peki haberdeki bu 'aynı gen' lafı ne anlama geliyor? Yeni, 'çağdaş' bir ırkçılıkla mı karşı karşıyayız? Genetik araştırmalar olaylara böyle mi bakmamızı gerektiriyor? * İkinci nokta şu: Meşrutiyet ve mütareke döneminin delidolu gazetecisi Ali Kemal'e 'hain' demek ne kadar doğrudur? 1920'li yılların başında, Anadolu'daki Milli Mücadele'ye muhalefet eden belli başlı iki İstanbul gazetesi vardı: Refii Cevat'ın (Ulunay) başyazarlığını yaptığı Alemdar ve Ali Kemal'in çıkardığı Peyam-ı Sabah... Ali Kemal açık açık Mustafa Kemal'e karşıydı. Sağ gösterip sol vurmuyordu. Hain değildi, yanlış taraftaydı. Kendi içinde samimiydi, kimseyi arkadan hançerlemiyordu ama Milli Mücadele'ye fena halde zarar veriyordu. Kurtuluş Savaşı zaferle sonuçlanınca, 1922'de İstanbul'dan kaçırıldı. Yargılanmak üzere trenle Ankara'ya götürülürken, 6 Kasım'da İzmit'te linç ettirildi. Yahya Kemal gayet iyi tanıdığı Ali Kemal hakkında şöyle demiştir: "Onun vatana ihanet ettiği ileri sürülemez." * Gelelim üçüncü noktaya... Diyelim ki Ali Kemal gerçekten haindi. Peki 'siyaseten' hain olmakla, eşini aldatma, eşine ihanet etme arasında nasıl bir ilişki var? Vatan, millet, devlet, özgürlük ya da din için çarpışan, hatta kanını döken nice kahraman; eşini, sevgilisini aldatmıştır. Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur. Siyasi olarak hainlikle, cinsel-duygusal açıdan ihanet etme arasında bağ kurmak mümkün mü? Elbette değil. * Dördüncü nokta: Benim bildiğim Boris Johnson, Ali Kemal'in değil, İngiliz eşinin başka bir evlilikten gelen torunu. Yani aralarında hiçbir 'kan bağı', 'miras ilişkisi' vs. bulunmuyor. Ali Kemal'in gerçek torunu büyükelçi Selim Kuneralp'tir. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, "Babası düşmanlık etti; oğulları, torunları da yapar" dememiş, yani ırkçılığa gitmemiş ve Ali Kemal'in ailesine (oğlu, merhum Zeki Kuneralp de büyükelçiydi) sahip çıkmıştır.