Sabah Yazarı Emre Aköz, Tatlıses'e farklı bir pencereden baktı. Hande Ataizi örneği ile İbo'ya kucak açan Aköz, nasihat etmeyi de ihmal etmedi. Peki neydi bu nasihat?
Abone olSabah Yazarı Emre Aköz, Tatlıses'e farklı bir pencereden baktı. Hande Ataizi örneği ile İbo'ya kucak açan Aköz, nasihat etmeyi de ihmal etmedi. Peki neydi bu nasihat? İşte başlığı ile Aköz'ün yazısı:
Yazı: Emre Aköz
Kaynak:
Akşam'dan Aykut Aykanat aradı. İbrahim Tatlıses'in ' Bugün' gazetesinde köşe yazması hakkında neler düşündüğümü sordu.
Telefonda bir şeyler söyledim. Şimdi derli toplu bir biçimde bu konuyu ele almak isterim.
Önce bir anı... Milliyet gazetesinin ek yayınlar yönetmeni olarak çalışırken Hande Ataizi'den pazar ilavesinde yazmasını istemiştim.
Buradaki amacım şuydu: Hande Ataizi sıradan insanların medyadan izlediği bir kişiydi. Yani bizim için o, bir ' görüntü'den, bir ' ses'ten ibaretti. Halbuki Ataizi aynı zamanda belli bir çevrede 'yaşayan', orada 'ilişkilere giren' bir insandı. Film setlerinde, TV stüdyolarında, barlarda, lokantalarda, arkadaş muhabbetlerinde kim bilir başına neler geliyordu? Biz ondan bunları kendi gözünden anlatmasını istedik. İlk hafta " Hande Ataizi yeme bizi " başlığıyla gayet eğlenceli bir yazı geldi. Yayınladık.
Ancak ikinci haftadan itibaren karşımıza bir 'başöğretmen' çıkıverdi. Ahkâm kesen, 'onu yapmayın, bunu yapmayın, şöyle davranın, böyle konuşun' diyen bir başöğretmen...
Tabii iş yürümedi. Bir süre sonra Ataizi'nin yazılarını kestik.
Bu örnekten hareketle gelelim Tatlıses olayına...Tatlıses gayet zeki bir kişi. Şarkıcı ve işadamı. Deli dolu. Kendi çapında esprili. Kavgacı.
Sadece müzik, sinema, TV alemiyle değil, ' mafyöz' çevrelerle de alakası var. Özetle Tatlıses milyonların uzaktan izlediği bir dünyada yaşıyor.
Onun dizisinde rol alan bir arkadaşım, sette meydana gelen ve medyaya yansımayan çok komik olayları anlatırdı.
Eğer Tatlıses bize bunlardan, yani kendi âleminden söz ederse onun yazılarını merakla okuruz. Çünkü parasıyla, kadınıyla, silahıyla, kendine has kültürüyle o çevrenin yaşam biçimini merak ediyoruz.
Ama...
Eğer şu sıralarda yaptığı gibi ona buna cevap yetiştirme çabasına girerse... Önceleri elbette merak edilir. Ancak sekiz on yazıdan sonra işin tadı kalmaz. Ardından da okunma reytingi düşer.
Daha da kötüsü başöğretmenlik yapması ve desteksiz ahkâm kesmesidir. " Dubai Towers yapılmalıdır " ya da " Türkiye Avrupa Birliği'ne onurunu zedelemeden girmelidir " türü laflar etmeye başlarsa reytingi yine düşer. Çünkü sıkıcı hale gelir. Ayrıca: Tatlıses'in bu konulardaki fikri kimin umurunda! En sadık dinleyicilerinin ve izleyicilerinin dahi onun ahkâm kesmesine tahammül edebileceğini sanmam.
Not: " Peki Tatlıses kendi alemini anlatabilir mi " diye soracak olursanız. Zor! Çünkü oralarda 'nahoş' olaylar çok oluyor. Bunların bir kısmı suç oluşturacak nitelikte.