BIST 9.491
DOLAR 34,57
EURO 35,91
ALTIN 2.997,66
HABER /  POLİTİKA  /  AK PARTİ

Emine Erdoğan'ın Mustafa Sarıgül hassasiyeti

Emine Erdoğan, Mustafa Sarıgül hakkında uygunsuz konuşmalar yapan danışmanı uçakta böyle susturmuş...

Abone ol

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Pınarhisar Cezaevi'ne girdiği günlerde Emine Erdoğan ile Mustafa Sarıgül arasındaki konuşma ABD'nin kriptolarına girdi.

Barış Pehlivan ve Barış Terkoğlu’nun yazdığı "Mahrem / Gizli Belgelerde Türkiye’nin Sırları” kitabındaki bilgilere göre 19 Aralık 2006'da Erdoğan'ın uçağındaki bir konuşma ABD kayıtlarına girmiş.

Sözcü gazetesi yazarı Soner Yalçın'ın bugünkü köşesinden aktardığı bilgilere göre o gün uçakta Emine Erdoğan, eşinin danışmanını böyle susturmuş:

"Tarih: 19 Aralık 2006…
Türkiye bir yıl sonra genel seçime gidecekti.
ABD İstanbul Başkonsolosu Deborah K. Jones, Mustafa Sarıgül’le sekiz gün önce yaptığı görüşmeyi kripto haline getirip, Washington’a iletti.

 “(…) Sarıgül, kendisinin başbakan olarak seçimi ile dengelendiği sürece, Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı ile bir sorunu olmayacağını söyledi. (…)”

Peki… Emine Erdoğan’ın Mustafa Sarıgül hakkında ne düşündüğünü merak ediyor musunuz?

Aynı Amerikan kriptosundan okumaya devam edelim:

“(…) Yanlış adımları saymazsak, İstanbul’un altınlarından biri sayılan Şişli’de başarısı kanıtlanmış, göze çarpan ve hatta popüler bir belediye başkanı. Başarı sırlarından biri, Başbakan’ın yakın danışmanlarından birinin Başkonsolos’a anlattığı olay.

Tayyip Erdoğan ve eşi Emine’yle birlikte olduğu bir uçak yolculuğunda danışman, Sarıgül’ün hırsları hakkında uygunsuz bir yorum yapıyor. Başbakan’ın danışmanlarının sözleri karşısında çoğu zaman sessiz kalan Bayan (Emine) Erdoğan sözünü kesip danışmandan Sarıgül’ü eleştirmemesini istedi. Nedeni sorulduğunda, 1990’lı yılların sonunda Erdoğan hapisteyken Sarıgül’ün arayıp ailenin bir ihtiyacı varsa yardım teklif ettiğini söyledi. Danışman, alaylı bir üslupla, ‘Elbette arayacak, o bir politikacı’ dedi. Başbakan’ın eşi bu söze, ‘En azından arayarak teklif etti; arkadaşlarımızın çoğunun yaptığından daha fazlaydı’ yanıtını verdi (…)”