Emin Çölaşanın yazdıkları boş çıktı
Emin Çölaşan, Genelkurmay Başkanı Büyükanıttan zehir zemberek bir basın toplantısı bekliyordu.
Günlerdir yazdığı yazılarda aba altından orduyu gösteren, Bekir Coşkunla birlikte Darbe kapıda. Ona göre haa mesajı vermeye çalışan Çölaşan, basın toplantısı yapılacak salonda, tam da ortada yerini aldı ama beklediğini bulamadı.
Günlerdir sanki ordunun sözcülüğünü yapıyormuş gibi, Ordu şöyle düşünüyor, ordu böyle düşünüyor diye mesajlar vermeye çalışıyordu. Genel Kurmay Başkanı bir ara yazılan çizilenlerle ilgisi olmadığını ima ederek, Onların üzerinde konuşmak istemiyorum derken aslında onun yazılarına atıfta bulunuyordu ama anlayan kim.
Beklediklerini duyamayan Çölaşan, isim vermeden Başbakanı ima ederek, ne düşündüğünü sorduğunda, Genel Kurmay Başkanından gayet net bir cevap aldı ;
Şunu istirham edeceğim. Ben kişiler bazında konuşmam.
Genelkurmay başkanını polemiğe sokmak isterken bu cevabı alınca bozuldu tabii.
Sonra türban konularında başkaları da soru sormak istediler ama aynı yanıtı aldılar, Büyükanıtı polemiğe sokmayı başaramadılar.
Genelkurmay Başkanı, anayasa ilkeleri çerçevesinde görev ve sorumluluğunun bilincinde konuşuyordu. Kimseye taraf değildi. Hele hele Başbakana karşı kıştırtmaya çalışan birkaç gazeteciye hiç taraf değildi. Keza, halk tarafından seçilmiş ve anayasal çerçevede görev yapan bu ülkenin Başbakanı hakkında onların istediği gibi konuşması hiç mümkün değildi ama Çölaşan gibiler kendilerini hala 80 öncesinde zannediyor olmalılar ki, Genelkurmay Başkanının Başbakana gözdağı vermesini istiyorlardı. Umduklarını bulamadılar.
Ama ertesi gün Emin Çölaşanın sütunlarını okuyanlar gözlerine inanamadılar.
Çölaşan hala ısrar ediyordu ; Genelkurmay Başkanı aslında Tayip Erdoğana karşıymış da, yasalar çerçevesinde daha fazla bir şey diyemiyormuş da, daha ne desinmiş !
Hatta bir de herkesin gözü önünde konuşan Büyükanıtın sözlerini millete tercüme etmeye kalkmaz mı ; Büyükanıt aslında Tayip Erdoğana karşı imiş, aksi takdirde o da olur, onun göstereceği başka biri de olur, dermiş !!!
Vallahi pess
Büyük umutlar bağladıkları basın toplantısından umduklarını bulamayınca şimdi haftasonunda Ankarada yapılacak mitinge bel bağladılar.
Bekir Coşkunun bayraktarlığında, Emin Çölaşanın iddiası ile Ankarada yüzbinler toplanacakmış(!) Yine, halkı Atatürkçü olanlar ve olmayanlar diye keskin bir şekilde bölecek ifadelerle, Deniz Baykaldan bile fazla çalışıyorlar.
Aslında gazeteciliği bırakıp siyasete girseler, daha doğru olacak.
Çünkü, siyasetçiler gibi hep kendi istediklerini yaptırmaya çalışıyorlar.
Gazeteci olsalar, halkı dinleyip, halkı anlayıp, halkın istediklerine önem verirlerdi.
Gazeteci hiç, ortaya çıkıp da Ben istemiyorum. der mi ?