BIST 9.916
DOLAR 35,19
EURO 36,64
ALTIN 2.961,75
HABER /  GÜNCEL

Emin Çölaşan'dan haklı isyan

Çölaşan, bu tür yarışmaların Türkiye'yi yozlaştırdığını iddia ediyor ve televizyonlara öfke kusuyor.

Abone ol Pop jüri TELEVİZYON kanallarında şarkı yarışmaları... Popstar, Türkstar, Akademi Türkiye... Her birinde seçmece jüriler, sunucular! Bunları izlemek ‘Türk milletini’ tanımak açısından yararlı oluyor. Hele eleme aşaması muhteşem. İnsanların şarkıcı olmaya nasıl umut bağladığı, jürilerin önüne hangi nedenle çıktığı, ümidini yitirmiş kesimlerin bu işlerden nasıl medet umduğu, ülkemize özgü bir çarpıklık. Binlerce kişi beleş ekmek kuyruğu gibi sabah erkenden eleme kuyruğuna girmiş, sırasının gelmesini bekliyor. İlginç, çoğu gariban, bazısı komik ve acınacak tipler! Ağlayanlar, yalvaranlar, acındıranlar, yalancılar... İzlerken belki gülüp eğleniyorsunuz ama ülkeniz adına üzüntü duyuyorsunuz. Türk insanının ne durumlara düştüğünü, hangi umutların peşinde koştuğunu görünce utanıyorsunuz. Tam bu aşamada Devlet İstatistik Enstitüsü anket (!) yapıyor ve Türk milletinin yarıdan fazlasının mutlu olduğunu resmen açıklayabiliyor! Demek ki devlet kuruluşuna göre bu ülkede memur, emekli, işçi, öğrenci, ev kadını, polis, öğretmen ve milyonlarca işsiz’in yarıdan fazlası mutlu! Yerseniz! * * * Pop yarışmalarında büyük para var. Oylamalar telefon bağlantılarıyla yapılıyor. Milyonlarca ‘mutlu’ insan şarkıcı adaylarına bedelini ödeyerek oy veriyor. Kumbara çalışıyor! Her yarışmanın sponsorları var. Araya alınan reklamlar dışında programda sergilenen sponsor reklamlarından, ücretli telefon oylamalarından büyük paralar kazanılıyor. Popçu kanallar memnun. Her programda milyonlarca dolar dönüyor. Elenenlere ve kazananlara daha sonra kaset yaptırılıyor. Oradan da para geliyor. Yarışmacılar artık isim yapmıştır, öteki kanallarda magazin programları hepsine açık. * * * Bence bu pop yarışmalarında görev alan bazı jüri üyeleri, pek çoğu acemi olan şarkıcı adaylarından daha ilgi çekici. Yarışmalarda esas ilgiyi jüri üyeleri çekiyor. Programlar onların üzerine kurgulanmış. Aralarında danışıklı dövüş tartışmalar, popçuya bağırıp çağırmalar, bazen hakarete varan küçümsemeler, aşağılamalar, bazı şarkıcı adaylarının karşısında ağlamalar... Bu ülkede nice felaketler yaşandı, nice insanlar krizlerde işsiz kaldı, açlığa mahkûm oldu. Bugün de öyle. Onların ağlayanı hiç olmadı. Bu yarışmalarda jüri üyesi olmak çok avantajlı! İsim yapıyorsun! Ünlü ve güncel oluyorsun! Yitirdiğin ününe yeniden kavuşuyorsun! Ayrıca maddi manevi her açıdan kazançlı çıkıyorsun. Köşe yazarı oluyorsun, reklam filminde oynayıp para kazanıyorsun. Olacaksan pop yarışmasında jüri üyesi olacaksın! Yakında bazı kanallarda ‘pop çocuk’ yarışmaları başlarsa şaşmayın. Büyüklerin sırtından kazanılan paranın belki daha fazlasını, çocukların sırtından kazanmak mümkün. Onların da jüri üyeleri olur, onlar da ağlar mağlar, reyting rekorları kırılır. * * * Televizyonu bir ‘öğrenme’ aygıtı olarak kullanmak Türk toplumuna ters geldi. Hepimiz magazine koşullandık. Demek ki biz bunu hak ediyoruz. Televole egemenliği döndü dolaştı, yerini pop yarışmalarına bıraktı. Bu işlerde iyi para var. Yapan memnun, yaptıran memnun, izleyen memnun! Ekranlarda neredeyse belgesel yok. Olanlar parmakla sayılacak kadar az. Bilgi yarışmaları, öğretici programlar hemen hemen bitti. Haberler bile cıvıdı, magazine döndü. Poplara ve dizilere endekslendik. Toplum bir acayip oldu. Bir dizideki mafya babası rol icabı ölünce gazetelere ölüm ilanları verildi, maçlarda saygı duruşu yapıldı. Türkiye’ye bir şeyler oluyor. Türk toplumu ekranlardan, bir yerlere doğru hızla koşturuluyor. Bunlar elbette durup dururken olmuyor. Televizyon kanallarını yönetenler bu işi iyi çözdü. Onlar bizi, bizden daha iyi tanıyor. Demek ki biz böyle istiyormuşuz. Bazı değerlerimizi hızla yitirip yeni bir sürece balıklama atlamışız. Biz bunlara layıkmışız. Çark hızla dönüyor. Şimdi getirisi en yüksek, kendinden en çok söz ettiren şey jüri üyeliği! Şöhret, reklamlarda oynama, büyük kazançlar, rol kesmeler, göstermelik gözyaşları, köşe yazarlığı, bağırıp çağırma, aşağılama, falancanın sevgilisi, filancanın torpillisi... Bu ortamda pop jürisi olmak varmış!