BIST 10.025
DOLAR 35,16
EURO 36,68
ALTIN 2.956,54
HABER /  GÜNCEL

Emin Çölaşan'a öyle bir cevap verdi ki

At yarışlarında şike iddia eden Emin Çölaşan'a Jokey Süleyman Akdı, 'at gözlüğünü çıkar' diyerek cevap verdi

Abone ol

Bulduğu her fırsatta AK Parti Hükümetini ve icraatlarını eleştiren Emin Çölaşan, bu kez Gazi Koşusundan yola çıkarak atçılığı ve at yarışçılığını eleştirmeye kalktı. Usta jokey Süleyman Akdı'dan cevap gecikmedi.

Jokey Akdı, şimşekleri üzerine çeken yazarı "Sayın Çölaşan, bizim atçılığımızda, “sadece önünü görsün diye, başka yere bakmasın diye” atlara “kapalı gözlük takılır”. Ama lütfen hiç olmazsa biz sizden “kapalı gözlüğünüzü çıkarmanızı ve atçılık camiasının, ülkemizin yurt dışında tanıtımı ve de ayrıca ülkemize olan ekonomik-sosyal katkılarını araştırıp”, düşüncelerinizi ondan sonra kaleminize dökmenizi beklerdik" sözleriyle vurdu.

Çölaşan'ın yazısına bildiriyle cevap veren Jokeyler Derneği Başkanı Süleyman Akdı, Çölaşan'ı içinde at sevgisi olan at yarışı tutkunlarına ve yarış severleri ile tüm emekçilere saygı duymaya davet etti.

ÇÖLAŞAN NE DEMİŞTİ?

Çölaşan büyük gürültü koparan yazısında "Sevgili okuyucularım, bildiğiniz gibi at yarışları kumardır. Yanrışlar şimdi Türkiye’nin dört bir yanında yapılıyor ve gidenlerin yüzde 95 i şans deniyor! Parayı bastırmak için ille de hipodromlara gitmeye gerek yok. Ülkemizin her yerinde binlerce ganyan bayii var. Oralara gidip kumarınızı oynuyorsunuz. Atlar koşuyor, birileri kazanıyor, çoğunluk kaybediyor. Ben hayatım boyunca at yarışına gitmedim. Ama meraklılarından hep duyarım, yarışlarda şike olduğunu, at sahipleri ile jokeylerin kendi aralarında anlaştıklarını, şikenin sadece çok büyük ödül verilen Gazi Koşusu’nda olmadığını söylerler. Doğru mudur, yanlış mıdır bilemem!" ifadelerini kullanmıştı. Yazar daha sonra Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan adına düzenlenen koşuları gündeme getirip eleştirmişti.

İŞTE AKDI'NIN KINAMA BİLDİRİSİ

Sayın; Emin ÇÖLAŞAN’ın, 26/07/2011 Tarihli, Sözcü gazetesindeki “AMAN ATATÜRK OLMASIN”! başlıklı yazısına, Derneğimizin“Bunları biliyor musunuz? başlıklı kınama cevabımız…

Bunları biliyor musunuz?

Cumhuriyetimizin kurucusu, Mustafa Kemal Atatürk için atlar, o kadar güzel varlıklardır ki, Atatürk’ün bu hayvanı sevmemesi hiç düşünülemezmiş. O kadar ilgi ve hayranlık duyduğu bir hayvandı...

Bunları biliyor musunuz?
Bunun yanı sıra çok yakın arkadaşı “Fikriye hanıma” ilk hediyesi attır ve bu atın adı “Zafer”dir. Latife hanımla da evlendiği zaman ilk hediyesi attır. Hatta bu atların İzmir’e gidişini de Mustafa Kemal’in yaveri Salih Bozok sağlamıştır. Ve herkesin bildiği gibi üzerine titrediği en çok değer verdiği atı da “Sakarya”dır. 

Bunları biliyor musunuz?
Atatürk’ün özellikle Kurtuluş Savaşı sırasında at yarışları düzenlenmesini arzu etmesinin başlıca sebebi, ata zaten düşkünlüğü bilinen bir milletin bir araya geldiğinde bazı söylemlerle bilinçlenmesini istemesidir. O zamanlar yarışların düzenlendiği bu yerdeki topluluklara kürsüden hitap ederek düşüncelerini aktarma fırsatı bulurmuş. Yani Atatürk at yarışlarına 10 dakika önceden gelip yarış bittikten 2 dakika sonra giden bir zihniyette değildi. Aksine yarışlar başlamadan 3 saat evvel gelip, bittikten saatler sonra gidermiş. Sebebi de oraya gelen toplumla birebir konuşmak, ilişki kurmak ve dertlerini dinleyerek çözüm bulmaya çalışmaktı. 
Eski zamandan günümüze kadar at yarışları bir kumar değil, bir heyecanı, kazanma azminin göstergesi ve farklı iki canlının birlikte yaptıkları tek spordur. Amaç, bu tip faaliyetlerden toplumun bazı kazanımlar elde etmesini sağlamaktı. O zamanlar bu büyük toplulukları bir araya getirecek başkaca sosyal etkinlikler futbol, basketbol maçları gibi faaliyetler yoktu. At yarışları bu bakımdan topluma bir takım mesajlar vermek için imkânlar sunan yerler olarak kabul edilirmiş.

Bunları biliyor musunuz?
Sizler çoğu insanlar gibi yataklarınızda uyurken, biz jokeyler, seyisler ve antrenörler ve idman jokeyleri yaz, kış demeden, her gün, sabahın 04.00 lerinde başlayan antrenmanlarda atları yarışlara hazırlıyoruz. O nedenlerdir ki,  jokeylik mesleği, çok zor ve çok özveri isteyen ve de birçok meslek gurubu gibi, hayati risk taşıyan bir meslek. Son on yılda 5 arkadaşımız yarış esnasında üzücü kazlar neticesinde yaşamlarını yitirmiş, birçok arkadaşımız ve kardeşlerimizin, sakat olarak yaşamlarına devam ettiğini. 
Altınızda bir canlı varlık ve altınızda rüzgar geçiyor ve Yaklaşık 54 ile 70 km hızla gitmektesiniz. Her an yıkılma tehlikesi ile karşı karşıyasınız. Sakatlanabilir ve hatta ölümle burun buruna kalabilirsiniz. Bunun yanı sıra olumlu veya olumsuz hava şartlarını da düşünürsek, kolay kolay benim diyen insanın yapabileceği bir meslek değildir… Jokey mesleği… 

Bırakın sokaktaki vatandaşı, sizler gibi tecrübeli ve modern düşünceli “yılların gazetecisi ünvanı”nı almış bazı yazarların, aslı astarı olmadan ve de araştırılmadan başkalarının duyumları ile şike var demek gibi basit ama tehlikeli bir kavramı sarf etmeyi kendinize nasıl yakıştırabiliyorsunuz? . 

Sizler, kış aylarında çoğu insan gibi paltolarınız ile dışarıda üşüdüğünüz halde ve tribünde veya sıcak evinizde televizyon karşısında otururken, biz jokeyler, incecik pantolonları ve incecik formaları ile ne zaman olacağını bilemediğimiz rahat bir hayatın hayali kurmanın heyecanı içerisinde olmuşuzdur.  Ayrıca her zaman,şeref ve onurlarımız ile bu kutsal görevi yapmanın mutluluğunu kalplerimizde yaşamaktayız.

Öyle dediğiniz gibi veya sadece laf olsun diye düşünmeden size söyleyen yakın arkadaşlarınızın dediği gibi, bizler at sahipleri ile anlaşıp şike yapıyor olsak, sabahları neden sıcak yataklarımızdan kalkıp atlarımızı yarışlara hazırlayalım ve neden kazanmamak için koşalım. Hiç düşündünüz mü? 

At yarışları ve jokeylerin hayatı; asla öyle düşündüğünüz veya kafanızda kurduğunuz gibi hiç kolay değil… İçinde çok ama çok büyük bir emek yatmaktadır.

Bunları biliyor musunuz?

Sizin sevdiğiniz kadar bizlerinde sevdiği ve saydığı ilkelerine sahip çıktığımız Türkiye Cumhuriyetimizin kurucusu, Atatürk’ün dediği gibi  “ At yarışları modern toplumlar için sosyal bir ihtiyaçtır. sözü de buradan hareketle söylenmiştir.

O nedenledir ki, sizin soru işaretli, ama düşünmeden yazdığınız gibi veya öyle“Ben hayatım boyunca at yarışına gitmedim. Ama meraklılarından hep duyarım, yarışlarda şike olduğunu, at sahipleri ile jokeylerin kendi aralarında anlaştıklarını, şikenin sadece çok büyük ödül verilen Gazi koşusunda olmadığını söylerler. Doğru mudur, yanlış mıdır bilemem”! diye başlayan düşüncelerinizi, gerçekten bilmeden yazdığınız belli. 
Ayrıca, bilmeden de olsa, araştırmadan da olsa kaleminize almış olduğunuz at yarışları ile ilgili düşüncelerinizi ve talihsiz ifadelerinizi sizin gibi araştırmacı usta bir gazeteciye yakıştıramadığımızı ve tüm meslektaşlarımız adına Jokeyler Derneği olarak, kınadığımızı bilmenizi isteriz.

Bunları biliyor musunuz ?

At yarışı sporunun organizasyonu için, TJK kadrolarında tüm Türkiye'de yaklaşık 2 bin personelin görev aldığını, yarış atı ve yetiştiriciliğinin, 30 binden fazla kişiye istihdam sağlayan bir faaliyet olduğunu.

TJK' nın 2009 yılı cirosunun 2 milyar 2 milyon 908 bin lira ve ''2010 yılıcirosunun ise 2 milyar 233 milyon lira olduğunu ve 2010 yılında müşterek bahis gelirinden devletimize aktardığımız vergi payı 619 milyon 606 lira olduğunu. 

Elde edilen gelirlerin, kulübümüz için hiçbir zaman amaç olmadığını ve kar amacı gütmeden, Gıda Hayvancılık ve Tarım Bakanlığının himayesinde, at ırkının iyileştirilmesi ana misyonu ile faaliyet gösteren bir kurum olduğunu.  Türkiye Jokey kulübünün asla Ticari bir kurum olmadığını. Elde edilen gelirlerin, yine devletimize,  milletimize döndüğünü ve kurumumuza kalan kısmı da yine atçılığın geliştirilmesi için yapılan yatırımlarda kullanıldığını.'' 

Bunları biliyor musunuz?

Türk insanının kanında ve kültüründe at sevgisi ve atçılığa ilgi olduğunu, bu ilgi ve sevginin sonucu sektörün bugün bulunduğu ileri seviyeye geldiğini.

Şunun da bilinmesini isteriz ki;
Ayrıca biz jokeyleri ve camiamızı kirletmeye ne sizin ne de bir başkasının hakkı olmadığını belirtmek isteriz.
Yazınızın başlığı gibi “AMAN ATATÜRK OLMASIN” değil. “AMAN ATATÜRK HER ZAMAN OLSUN” diyoruz. Ve modern toplumların, modern yazarlarına ve düşünürlerine şunu söylemek istiyoruz.  

Bizler ve kurumumuz Türkiye Jokey Kulübü olarak,''Her fırsatta atçılığın bir şans oyunundan ibaret olmadığını, oyun kısmının bu işin finansmanı ve aracı olduğunu söylüyoruz. Her zaman bunun amaç olmadığını vurguluyoruz. Atçılığın görsel ve sportif yönlerini ön plana çıkarmak suretiyle sektörümüze ilgiyi ve sevgiyi artırmaya çalışıyor, daha da önemlisi doğru algılanması için çaba sarf ediyoruz.

Sayın Çölaşan, bizim atçılığımızda, “sadece önünü görsün diye, başka yere bakmasın diye” atlara “kapalı gözlük takılır”. Ama lütfen hiç olmazsa biz sizden “kapalı gözlüğünüzü çıkarmanızı ve atçılık camiasının, ülkemizin yurt dışında tanıtımı ve de ayrıca ülkemize olan ekonomik-sosyal katkılarını araştırıp”, düşüncelerinizi ondan sonra kaleminize dökmenizi beklerdik. 

Ayrıca, bugüne kadar yapılmış tüm önemli koşularımıza, gerek GAZİ koşusu, gerek CUMHURBAŞKANLIĞI koşusu, gerek BAŞBAKANLIK koşusu ve gerekse ulusumuz ile ilgili önemli savaşları ve kurumların adlarını taşıyan klasik koşularımıza, müsait olduklarında, hem Cumhurbaşkanlarımız ve de Başbakanlarımız teşrif edip onurlandırmışlardır. Ayrıca, bu önemli koşuların yapıldığı aynı tarihlerde, ülkemiz adına daha önemli konular ile çakışması halinde, durumu bildiren nazik telgraflarını camiamız aracılığı ile halkımız ile her zaman paylaşmışlardır.

Şunu bilmenizi isteriz ki;

Siz hiç yarışlara gitmemiş olabilirsiniz… !!! Siz birçok sportif müsabakalara da gitmemiş olabilirsiniz. 

Saygı duyarız… Ancak, sizde düşünce olarak, içinde at sevgisi olan at yarışı tutkunlarına ve yarış severlere, tüm emekçilerine lütfen saygı duyunuz.

Tüm jokey, jokey yamakları ve at yarışlarının emekçileri adına;

Süleyman AKDI
Jokeyler Derneği Başkanı