BIST 10.001
DOLAR 35,33
EURO 36,49
ALTIN 3.032,58

Emin Çölaşan çok sevdiği Sezer için bakın neler yazmış!

Emin Çölaşan çok sevdiği Sezer için bakın neler yazmış!

Emin Çölaşan tarzı bir yazı yazacağım bugün izin verirseniz.. Emin abimizin sokağın orta yerinde, aracından inerek kendisiyle tokalaşan Sezer'i göklere çıkarması, bana bundan birkaç yıl öncesinde yazılanları hatırlattı...
Vay vay vay...

                                        ***
Emin abimiz neler yazmış neler...
Bakın Çölaşan, bugün göklere çıkardığı Sezer'i 2 Haziran 2001 tarihli "Türkiye'nin talihsizliği (!)" yazısında nasıl yere çakıyor:
-(...) Sezer'i giderek daha iyi tanıyoruz. İçine kapanık, başı önüne eğik, konuşmayan, ilişki kuramayan, herkesten kaçan, devlet yönetimine duygularını karıştıran, başbakanla bile küsen, sorumluluktan kaçınan biri. Çeşitli kesimleri karşısına almak istemeyen, açık tavır koyamayan bir kapalı kutu. O, kendisini Çankaya'ya seçtiren Ecevit'in bir yanılgısı. Bugüne kadar devletteki ağırlığını sadece geri çevirdiği yasalar ve kararnamelerle hissettik ve hepsi o kadar!

                                       ***
Sezer'i YÖK düşmanı olmakla suçlayan Çölaşan, 10 Ocak 2001 tarihli "Bay Cumhurbaşkanı okuyunuz" yazısında, daha da sertleşiyor:
-(...) Devletin kurumlarıyla sözlü olarak bile muhatap olmuyor.  YÖK salt çoğunluğunu yitirmiş, çalışmak ve karar almak için Bay Cumhurbaşkanı'nın ""yüksek iradesini'' bekliyor. Bir devlet kurumunu çalışamaz duruma sokuyor. Nedeni, YÖK'le kavgalı! YÖK'ü sevmiyor! Aynen Fazilet Partisi ve yobaz takımı gibi!

                                        
    ***
Ve Emin abimizden kritik bir soru:
-Cumhurbaşkanı'nın Anayasa'da tanımlanan görev, yetki ve sorumlulukları arasında böyle duygusal davranmak, kişisel kaprislerle ve adamına göre muamele etmek var mı?
Hepsi bu mu?
Hayır!

                                             ***
Emin abimiz coştukca coşuyor:
-(...) Bizim medyamız bazen, birileri için abartılı bir ""şişirme'' ve ""övme'' hastalığına tutulur. Ahmet Necdet Sezer bu hastalıktan iyi yararlandı! ""Kırmızıda duruyor, yeşilde geçiyor... Tasarrufçu cumhurbaşkanı Çankaya'da elektrikleri söndürdü... Dükkána gidip yoğurt aldı, vay bee... Türkiye böylesini görmedi...
Bitmedi...
2 Haziran 2000 tarihli "Ciddiyetsiz komisyonlar" yazısında Sezer'i "işbirlikçi" ilan eden Emin abimiz 2000 yılının 2 Haziran'ın da Emin Çölaşan'ın acımasızlığı devreye giriyor:
-(...) Çoğu kararda ve seçimde Haşim Kılıç'ın başını çektiği gerici ekip ağırlık koyuyor. Ahmet Necdet Sezer onların oylarıyla başkan oluyor, Mustafa Bumin aynı kesimin oylarıyla önceki gün başkan seçiliyor

                                        ***
Söz uçar, yazı kalır sözü çok doğru...
O yüzden Emin abimizin geçmişte yazdığı yazıların ardı arkası kesilmiyor...
Tarih 23 Ağustos 2000.
Emin abimiz, bugün gurur duyduğu Sezer'e "Ahmet Bey" diye hitap ediyor:
-Hükümet ortakları tarafından dün yapılan yazılı açıklamada çok önemli, çok çarpıcı iki cümle var. Bunlara aynen katılıyorum: 
1- Tartışmalı bir konuda kendisini Anayasa Mahkemesi yerine koymuştur. 2- Kastı elbette öyle olmasa bile, rejim düşmanlarını yüreklendirmiştir. Ne adına?  "Hukuk'' adına!


Ve final...
Emin abimiz ne yapıyor biliyor musunuz?
"Bilanço" yazısında, Sezer'in Atatürkçülüğü'nü sorguluyor:
-(...) 'Bilanço' başlıklı yazısına, "Cumhurbaşkanı'nın ağzından hiç Atatürk lafı çıkmadı.

                                 ***
Bugüne baktığımızda Emin abimizde Demirelvari bir dönüş görüyoruz:
-Dün dündür, bugün bugündür.
Bu dönemde Cumhurbaşkanı sadece bir defa geri çevirdiği bir kararname nedeniyle Emin Çölaşan tarafından tebrik ediliyor.
AK Parti döneminde ise Çölaşan tamamen Sezer'ci oluveriyor!
Nasıl?
Vay vay vay...
Değil mi?